Mesajı Okuyun
Old 03-06-2009, 23:31   #25
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Rica ederim, geç yanıtlamak ne demek...

BK.m.126 nın uygulama alanından emin değilim, 126/2 ile ilgili uygulama da bulamadım hatta, -emsali yok-, ancak maddede açıkça "nafaka" kelimesi geçiyor, bir olasılık olarak şu örnek belki denenebilir. Nafaka yükümlüsü olabilecek aile bireyine ihtarname gönderir ve bana ihtardan itibaren ayda şu kadar TL nafaka ödemesini ister,aksi halde dava açacağım ihtarını yaparım. Sonra ihtara rağmen hemen dava açmaz, 7.yıl dava açarım. Sözgelimi ihtarım 2002, davam 2009 tarihli olsun: Mahkeme BK.m.126 ya işaret ederek, 2002-2003 yıllarını isteyemezsin, ancak 2004-2009 arasını (Ve talep etmişsem davadan itibaren işleyecekleri) hüküm altına alırım, diyebilir, diye düşünüyorum...

Kaldı ki bu maddenin üzerinde uzlaşamadığımız konuyla fiilen ilgisi de yok. Bu kısa fikir jimnastiğinden sonra 126 yı geçelim.

*


Alıntı:
İştirak nafakasının başlangıç tarihi, kesinleşme tarihidir. Öncekiler tedbir nafakasıdır. Dolayısıyla yazdığınıza katılmıyorum.

Katılmama nedeninizi açıklar mısınız? Katılmamanız, ilama konu nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren mi icraya konu edilebileceği tezine dayanıyor??? Kesinleşme tarihinden sonra İSİM DEĞİŞTİRSE DE, ikisi de nafakadır. Tedbir ya da iştirak, farketmez. Yoksa siz ad değiştirinceye kadar ilama konu nafaka alacaklarını İLAMLI İCRAYA KONU ETMİYOR, kesinleşmeyi mi bekliyorsunuz?

Öz konu şu: İlama konu nafaka alacakları, kesinleşme şartı aranmaksızın icraya konu edilebiliyorsa, karar tarihi, yok kesinleşme bekleniyorsa, kesinleşme tarihi zamanaşımının başlangıcını oluşturur. Ve biliyorsunuz ki, NAFAKA ALACAKLARININ İCRAYA KONMASI İÇİN KESİNLEŞMELERİ ŞARTI ARANMAZ, ÖYLE Kİ, KARAR TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ DE TALEP EDİLEBİLİR. Öyleyse zamanaşımı için konu nafaka ise, karar tarihi esas alınmalıdır. (Karar temyizde bozulur ve dava yeniden esasa kaydedilirse, elbette bu durumda da verilen son karar tarihi -ama son kararın kesinleşmesi değil!- tartıştığımız zamanaşımı hesabının, başlangıç tarihi olmalıdır.


*

Esas-Karar yıllarından yola çıkarak davanın 1974 yılında açıldığı vargısına ulaşmanız, anlamlı değil. Henüz geçen gün karara çıkan, 11.02.2005 dava tarihli ama 2009 esas ve 2009 karar numaralı bir ilamım var


*
Alıntı:

Bana bunun cevabını verebilir misiniz? 1970 yılında henüz muaccel olmuş nafaka borcu, 1974 yılında zamanaşımına uğrar mı? Bu soruma ve önceki mesajdaki soruma cevap verebilirseniz, anlaşabileceğiz

Ben bu soruya çok net yanıt veriyorum -Hatta HGK kararı sunuyorum, siz beğenmiyorsunuz ama bakalım HGK sizin karar üzerine olan yorumunuzu beğeniyor mu? -

Öncelikle nafakanın muacceliyeti kavramının konumuzla hiç ilgisi yok. Nafaka borçlusu davalı ister 1964, ister 1970 yılında ölsün (1970 de ölmüşse, 1970 in nafaka borcunun o tarihte doğanlarının üzerinden 10 yıl geçmemiş olmaları nedeniyle zamanaşımı savunmasına maruz kalmazlar demek istiyorsunuz anladığım kadarıyla?- İşte zaten anlaşamadığımız konu da bu.

Ben basit ve öz biçimde diyorum ki:

-İlam tarihinin üzerinden 10 yıl geçmeden açılan ilamlı nafaka alacakları, hüküm içeriğindeki nafakalar isterse 30 yıl öncesine ait olsun, zamanaşımı savunmasıyla karşılaşmaz, karşılaşsa da ciddiye alınmaz. Çünkü önemli olan, ilama bağlanan, ilamla hüküm altına alınan "nafakaların tarih aidiyeti" değil; İLAMIN TARİHİDİR. Zamanaşımı hesabı; İLAM TARİHİNE GÖRE HESAPLANIR.

-İlam tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra açılan ilamlı nafaka takipleri ise, İSTERSE İLAMA KONU NAFAKA ALACAĞI GELECEKTEKİ -ATIYORUM 20 YIL SONRASINA AİT- BİR NAFAKAYI hüküm altına almış olsa bile -Olmaz ya-, zamanaşımı savunması halinde rafa kaldırılır. Çünkü ilamın üzerinden on yıl geçmiştir.(Burada mazrufa değil, zarfa bakıyoruz yani )

ÖNEMLİ OLAN HÜKÜMDE GEÇEN NAFAKALARIN AİT OLDUĞU YILLAR DEĞİL; İLAMIN TARİHİDİR, diyorum.

Saygılarımla...