Mesajı Okuyun
Old 08-11-2006, 22:39   #12
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sayın Ergin,
Emin olmasam yazmazdım. Kararı da ekleyecektim ama uyku bastırdı. Şimdi ekliyorum. Konu bahsettiğiniz TMK 118-395 ile ilgili değil. Eski mal rejimlerine tabi olan mallar (1.1.2002 tarihinden önce edinilmiş mallar) hakkındaki katkı payı talepleri BK'dan kaynaklıdır. Bunu edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde zamanaşımı ile ilgili bir konuda epey tartışmıştık. Buradaki 10 yılın mı yoksa başka bir sürenin mi uygulanacağı tartışmasıydı. Ancak benim bu eski konuları bulma konusunda bir kabiliyetsizliğim var bulamıyorum. Zaten önemli değil kararlar aşağıda...

**************
EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN MALLAR - KATKI PAYININ TAHSİLİ TALEBİ - TÜRK MEDENİ KANUNUN UYGULANMASI - GÖREVLİ MAHKEME - AİLE MAHKEMELERİ - MAL REJİMİ - GÖREVLE İLGİLİ HUSUSLARDA KAZANILMIŞ HAK SÖZ KONUSU OLMAYACAĞI
KAYIT NO : 79493
**************
Esas Yılı : 2004
Esas No : 2452
Karar Yılı : 2004
Karar No : 10433
Karar Tarihi : 30.06.2004
Daire No : 13
Daire : HD
**************
ÖZET : Türk Medeni Kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 1. maddesinde belirtildiği gibi, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği ve yapılan değişikliklerden önceki olayların hukuki sonuçlarına bu olayda hangi kanun yürürlükte ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Türk Medeni Kanununun mal rejimi ile ilgili hükümlerinde değişiklik yapan 4721 sayılı kanun 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu dava ise 15.7.2002 tarihinde açılmıştır. 18.1.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde Aile Mahkemelerine MK.nun 2. kitabında yazılı dava ve işleri bakmakla görevli kılmış ise de MK.nun 2. kitabında eşler arasındaki mal rejimlerinin tasfiyesine ilişkin hükümler yer almış olup, eşlerden birinin tasfiye isteyebilmesi için evlilik birliğinin ölüm, boşanma veya iptal sebebiyle sona ermiş olması veya tarafların bir sözleşme ile yeni bir mal rejimi seçmiş olmaları gerekmektedir. Oysa somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu gibi boşanma ilamının kesinleştiği tarihte 743 sayılı kanun hükümlerinin yürürlükte olduğu gibi 4722 sayılı Türk Medeni kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 10. maddesine göre de taraflar sözleşme ile yeni bir mal rejimine de geçmiş değillerdir. Böyle olunca uyuşmazlık MK.nun istihkak ve BK. hükümlerine göre çözümleneceğinden davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Davaya Aile mahkemesi bakmaya görevli olmadığından Aile Mahkemesi göreviyle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemenin işin esasına girmeden görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurmuş olması bozmayı gerektirir.
**************
(4722 S. K. m. 1, 10) (4787 S. K. m. 4)
Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, 1998 yılında evlendiği davalıdan Gümüşhane asliye Hukuk mahkemesinin 13.7.2001 gün ve 2000/182 esas, 2001/137 karar sayılı ve 5.9.2001 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıklarını ileri sürerek evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara ilişkin katkı payının tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Aile Mahkemesi sıfatı ile işin esasına girilerek taraflar arasında mal ayrılığı rejimi olduğundan sözleşme ile ayrı bir mal rejimi de kararlaştırılmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 1. maddesinde belirtildiği gibi, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği ve yapılan değişikliklerden önceki olayların hukuki sonuçlarına bu olayda hangi kanun yürürlükte ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Türk Medeni Kanununun mal rejimi ile ilgili hükümlerinde değişiklik yapan 4721 sayılı kanun 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu dava ise 15.7.2002 tarihinde açılmıştır. 18.1.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde Aile Mahkemelerine MK.nun 2. kitabında yazılı dava ve işleri bakmakla görevli kılmış ise de MK.nun 2. kitabında eşler arasındaki mal rejimlerinin tasfiyesine ilişkin hükümler yer almış olup, eşlerden birinin tasfiye isteyebilmesi için evlilik birliğinin ölüm, boşanma veya iptal sebebiyle sona ermiş olması veya tarafların bir sözleşme ile yeni bir mal rejimi seçmiş olmaları gerekmektedir. Oysa somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu gibi boşanma ilamının kesinleştiği tarihte 743 sayılı kanun hükümlerinin yürürlükte olduğu gibi 4722 sayılı Türk Medeni kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 10. maddesine göre de taraflar sözleşme ile yeni bir mal rejimine de geçmiş değillerdir. Böyle olunca uyuşmazlık MK.nun istihkak ve BK. hükümlerine göre çözümleneceğinden davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Davaya Aile mahkemesi bakmaya görevli olmadığından Aile Mahkemesi göreviyle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemenin işin esasına girmeden görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davanın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafça temyiz edilen hükmün ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, 2 nolu bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına peşin harcın istek halinde iadesine, 30.6.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

**************
KATKI PAYI DAVASI - EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE EDİNİLEN MALLAR - GÖREV
KAYIT NO : 70189
**************
Esas Yılı : 2004
Esas No : 16562
Karar Yılı : 2005
Karar No : 3667
Karar Tarihi : 08.03.2005
Daire No : 13
Daire : HD
**************
ÖZET : Davacı, davalı ile 30 yıldan beri evli olduklarını, evlilik birliği içerisinde 1993 yılında ortak katkılarıyla iki adet taşınmaz satın aldıklarını ileri sürerek bu taşınmazların bedellerinin tespiti ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Aile mahkemeleri, yeni Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra karı koca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklarda görevlidir. Bu tarihten önceki uyuşmazlıklarda ise asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Somut olayda, asliye hukuk mahkemesi görevli olmasına rağmen aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
**************
(1086 S. K. m. 7, 27) (4722 S. K. m. 1)
DAVA : Taraflar arasındaki katkı payı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile 30 yıldan beri evli olduklarını, evlilik birliği içerisinde 1993 yılında ortak katkılarıyla iki adet taşınmaz satın aldıklarını ileri sürerek bu taşınmazların bedellerinin tespiti ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bu tür davaların aile mahkemelerinde görüleceği gerekçe gösterilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Aile mahkemeleri MK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra karıkoca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklara ilişkin olan davalara bakmakla görevlidir. Bu tarihten önce edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklar asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Davacı, 30 yıl önce evlendiklerini, bu tarihten sonra oluşturdukları ortak kazanç ve katkılarıyla davaya konu daireyi satın aldıklarını ileri sürdüğüne göre davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi yetkili ve görevlidir.
Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1. maddesi Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına bu olayların hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse o kanun hükümleri uygulanır hükmünü getirmiştir. Davaya konu taşınmaz 01.01.2002 tarihinden önce edindiğinden 743 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu hususun göz ardı edilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre bu aşamada diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.