Konu: feragat
Mesajı Okuyun
Old 05-11-2008, 15:13   #3
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/21-54

K. 2004/54

T. 11.2.2004

• HİZMET TESPİTİ ( Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Tür Tespit Davalarında Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )

• DAVADAN FERAGAT ( Hizmet Tespit Davası - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )

• FERAGATIN DAVAYI SONA ERDİRMEMESİ ( Hizmet Tespit Davası - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Feragat Nedeniyle Davayı Reddetmemesi Gereği )

• SOSYAL GÜVENLİK HAKKININ KORUNMASI ( Hizmet Tespit Davasından Feragat - Kamu Düzenini İlgilendiren Bu Davalarda Hakimin Delilleri Kendiliğinden Toplayıp Sonucuna Göre Karar Vermesi Gereği )

2709/m. 12, 60

506/m. 6

1086/m. 79, 91

ÖZET: Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Ancak bazı istisna hallerinde feragat davayı sona erdirmez. Hakim, feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür. Bu istisnalardan biri de sosyal sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı sadece açtığı davadan değil, sosyal güvenlik hakkından da vazgeçtiği için; kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında hakim feragat nedeniyle davayı reddetmemelidir. Özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplayıp, sonucuna göre karar vermesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "Hizmet tespiti ve işçilik alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Uşak İş Mahkemesi )nce davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 27.8.2002 gün ve 2002/394 E, 465 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesinin 28.1.2003 gün ve 2003/358 E, 500 K. sayılı ilamı ile; ( ...Dava hukuksal nitelikçe; çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespitine ilişkindir. Bu yönüyle dava konusunun doğrudan 506 sayılı Yasada öngörülen sigortalılık hak ve yükümlülüklerini etkileyeceği ortadadır. Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa'da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Bu haklar ise 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde belirtildiği üzere vazgeçilemeyen ve devir edilemeyen haklardandır. Mahkemece davanın hukuksal niteliği gözönünde bulundurulmaksızın feragat nedeniyle işin özüne inilmeden davanın reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, sigortalı hizmet süresinin tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı işyerinde 17.7.1993-22.7.2002 tarihleri arasında devamlı çalıştığı halde kuruma noksan bildirildiğini beyanla, belirtilen tarihler arasında devamlı çalıştığının tespiti ile kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin tahsili için işveren ile Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine dava açmış, 27.8.2002 tarihli dilekçe ile davasından kayıtsız şartsız feragat ettiğini bildirmiş, mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine dair verdiği karar davalılardan kurum vekilinin temyizi üzerine yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Uyuşmazlık, hizmet tespiti davasından feragat edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir ( HUMK. 91 ). Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi ( HUMK.79 ), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Ancak bazı istisna hallerinde feragat davayı sona erdirmez. Hakim, feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür.
Bu istisnalardan biri de sosyal sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarıdır ( Kuru Baki, İst. 2001, C: IV sh. 3654 ).
Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz ( Prof. Dr. İ.E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri İstanbul 1975 Altıncı Bası, sh. 479 ).
1982 Anayasasının 12. maddesine göre "Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir". 60. maddede ise "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirilecek olursa sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılmayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür ( M. Çenberci Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, 1985, sh. 90 ).
Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez. Kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında hakimin feragat nedeniyle davayı reddetmeyip özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira, sigortalı hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olacak gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak resen prim tahakkuk ettirip, tahsil edecektir. Görüldüğü gibi hizmet tespiti davaları kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir.
Öte yandan, hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tespitinden" yani "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir ( Barış Duman, Ankara 2002, 506 Sayılı SSK. Göre Hizmetlerin Tespiti, Yüksek Lisans Tezi, sh. 108 ).
Somut olayda, davacı işçilik alacakları talebinden vazgeçtiği gibi hizmet tespiti davasından da feragat ettiğini bildirmiştir. Dosyaya sunulan ibraname sigortalı olmak hak ve yükümlerinden kaçınmak ve vazgeçmek amacıyla düzenlenmiş olup davadan da bu nedenle feragat edildiği açıkça anlaşılmaktadır.
Oysa bu nitelikteki bir feragat uluslararası hukuk belgelerinde ve Anayasa'da yer alan ilkeler ile Sosyal Sigortalar Kanununun 6. maddesinin emredici hükmüne ters düşmektedir ( 10. HD. 1.2.1985, 85/223 E. 418 K., 10. HD. 1.6.1992 tarih, 92/301 E. 6164 K. ).
O halde mahkemece, davanın yukarıda belirtilen bu hukuksal niteliği gözönünde bulundurulup, işin esasına girilip sonucuna göre karar vermek gerekirken feragat nedeniyle tespit davasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 11.2.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Bozma kararı hizmet tespiti ile ilgili dava yönünden doğrudur ( 506 s. K. md. 6/3 ).
Ancak davacı bu istek yanında kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti de talep etmiş, davalı Kurum vekili, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin oluşu yanında, feragat nedeniyle yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği yönünden de hükmü temyiz etmiştir.
Bozma ilamında, hüküm sadece hizmet sürelerinin tespiti yönünden bozulmuş, yargılama giderleri yönünden açıklama yapılmamıştır.
Direnme kara ise, yargılama giderlerine hükmolunmaması gerekçesini de içermektedir.
Direnme kararı kurum vekili tarafından yargılama giderleri yönünden de temyiz edilmiştir.
Hüküm yargılama giderleri yönünden de kurum yararına alacak hakları ile ilgili olarak bozulması gerektiği görüşü ile değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Ali ihsan ÖZUĞUR
İkinci Hukuk Dairesi Başkanı