Mesajı Okuyun
Old 01-06-2007, 08:46   #2
Av.Ünzile Küçüköner

 
Varsayılan Avukatlık Kanununda hangi düzenlemeler olmalı?/Sorunlar nelerdir?

Yıllardan beri avukatlar, mesleki birçok sorunları olmasına rağmen, başkalarının sorunlarını çözmeye çalışmaktan mıdır bilinmez, bir türlü kendi sorunlarını çözememişler, kendi hakları hakkında savunucu olamamışlardır. Daha yeni sağlık güvencesine kavuşmamız da bunun en güzel örneğidir.
*Avukatlar olarak, önümüzde bulunan en büyük sorunlardan birisi de; vekâlet ücretlerinden kesilen vergi KDV oranının çok yüksek ve adaletsiz olmasıdır.
Mesleğimizi, etik kurallara uygun olarak, gereğince ve yaraşır şekilde devam ettirebilmemiz için; avukatlık ücretlerinden alınan vergi KDV oranının makul bir seviyeye indirilmesi zorunludur.

Birleşmiş Milletler Konferansı Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler (Havana Kuralları)’nın 16. maddesinin c bendi ile “Hükümetler avukatların; …. kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına, görevlerine, standartlarına uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka tür yaptırımlarla sıkıntı çekmemelerini veya tehditle karşılaşmamalarını sağlar” denilerek avukatlara ekonomik sıkıntı çektirilmemesi istenmektedir.
Ayrıca genel anlamda, avukatlık hizmetinin bir kamu hizmeti olması düşünüldüğünde, avukatlık ücretine bu kadar yüksek KDV oranı uygulanması kamu hizmeti olgusu ile bağdaşmamaktadır.

Yine tüm bu sebeplerle, gerek Barolar Birliğinin gerekse tüm baroların ve yetkili kurumların konuya hassasiyet göstererek, avukatlarca ifa edilen hizmet karşılığı ödenen vekalet ücreti üzerinden, belirlenen vergi kesintilerinin oranında indirim yapılması yönünde bir düzenleme yapılması için uğraş vermesi zorunludur.

Ayrıca ;
Tüm Baroların ve özellikle de Barolar Birliği’nin !! Yeni bir avukatlık kanunu metninde olması gerekenler konusunda, mutlaka iyi bir çalışma yapması ve bunu ilgili makamlara ulaştırması gerekli.
Herkes üstüne düşen görevi yapmalıdır.

Bizler de kendi adımıza;
Yeni avukatlık kanununda hangi düzenlemeler bulunmalı, sıkıntılarımız nelerdir, bu görüşlerimizi toplayıp, Barolar Birliği’ne, barolara ve ilgili makamlara ulaştırabiliriz kanaatindeyim.
Kanun çıktıktan sonra, eleştirmek yerine, biz şu anda üstümüze düşen görevi yapalım ve görüşlerimizi, sıkıntılarımızı bildirelim.

Ben kendi adıma;
*İdeal olarak,davaların mutlaka bir avukatla takip edilmesi gerekir kanaatindeyim.
Zira, avukatla takip edilmediği için, usul eksikliğinden ya da bilgisizliğinden reddedilen veya gereksiz yere sürünceme de kalan o kadar çok dava var ki. Usul ekonomisi, yargılama sürecinin kısaltılması, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanması ve bu şeklide insanların adalete güveninin sağlanması için bu husus gerekli.

*Davaların mutlaka bir avukatla takip edilmesi kabul edilmez ise de ( !) ;
Mahkemeye sunulacak dilekçelerin mutlaka bir avukat onayından geçmesi veya avukat tarafından düzenlenmesi tarzında bir düzenleme yapılabilir. Örneğin, noterlerdekine benzer bir uygulama getirilebilir. Avukat, kendisine başvuran şahıslara, talepleri üzerine, serbest meslek makbuzunu da kesmek suretiyle, mahkemeye sunulacak evrakı düzenleyebilir veya onaylayabilir.
Zira; arzuhalcilere yazdırılan dilekçeler konusu var ki, içler acısı. Hem hakimler için hem de sonradan davayı takip eden avukatlar için büyük sıkıntı. Ayrıca, arzuhalci tarafından yazılan dilekçe, hukuki nitelikte bulunmadığı veya da genellikle yanlış açıldığı için çoğunlukla, vatandaşlar için de hak kaybına yol açmakta.
*Ayrıca Avukatlık Kanunu Madde 35 ile yapılan “esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır.
Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin bir aylık brüt tutarı kadar para cezası verilir. “

Hükümleri ile yapılan bir düzenleme var ancak, bu hükümlerin bu güne kadar her hangi bir yaptırımı olmadı. Bu konu da daha etkili bir yol bulunması gerekir.

Bu yönde, öncelikle tüm avukatlar olmak üzere gerçekten sıkıntımızı paylaşan herkes duyarlı olur ise ve değişiklik yapılması için güçlü bir grup oluşturarak gündem oluşturur ve ses getirilir ise, bir yasa değişikliği mutlaka olacaktır inancındayım

AVUKATLIK HUKUKU ÇALIŞMA GRUBU BU AÇIDAN SON DERECE FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM.

Saygı ile.
Av.Ünzile Küçüköner