Mesajı Okuyun
Old 06-05-2003, 09:13   #9
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Bendeniz olaya biraz farklı bakıyorum.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun (02.01.2003 tarih ve 4778 sayılı Kanunla değişik) 7. maddesinin kenar başlığı gayet açık: "dilekçenin incelenmesi ve sonucunun bildirilmesi". Madde metninde ise şöyle denilmektedir: "...başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verilir".
Bu süre maddenin eski halinde iki ay idi.
Dilekçe hakkını anlamlı kılan cevap verme süresidir.
Sürenin kısaltılmış olması, daha kısa sürede dilekçenin incelenmeye zorlanarak ilgiliye iki ay beklemeden cevap verilmesinin sağlanması olmalıdır.
Aksi halde süre kısaltan yasal değişikliğin ne anlamı olabilir?
Şimdi idarenin 30 gün içinde ''dilekçeniz hukuk işleri müdürlüğüne gönderilmiş olup, yanıtı beklenmektedir'' şeklinde bir cevap vermiş olması ilgiliye nasıl bir yarar sağlayabilir?
Daha doğrusu, idare böyle bir kaytarma cevap verebilecekse, bunu iki ay veya 30 gün içinde yapmış olmasının ne farkı vardır?
Ayrıca 30 gün içinde "gerekçeli cevap verme" yükümlülüğü öngörülmüş ise, bu tür bir havale bildirimini gerekçeli cevap sayabilir miyiz?
Ayrıca dilekçe hakkının siyasi haklar ve ödevler arasında düzenlenmiş anayasal bir temel hak olduğunu ve hakkın kullanılma esaslarını açıklayan kanunun da onun güvencesini teşkil ettiğini unutmayalım.

"VII. Dilekçe hakkı
Madde 74.- ( 3.10.2001-4709) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(3.10.2001-4709) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir".

M.74/II'nin 2001 yılında değiştirilmeden önceki haline bakalım:
"Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir".
2001 yılında bu hükme "gecikmeksizin" ilavesi yapıldı.
Şimdi bu ilavenin ve ona dayalı olarak yapılan süre kısaltması değişikliğinin hiç bir anlamı olmayacak mı?
Kanımca İYUK'daki 60 günlük süreyi bu anayasal ve yasal düzenlemelere paralel şekilde 30 güne indirmek en doğrusu olacaktır.
Selam ve saygılar...