Mesajı Okuyun
Old 23-11-2011, 12:36   #27
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Fransa, durumu gayet güzel çözmüş bence; olması gereken de bu.

Ne demişler: "...Fransa'da "Prejudice moral" başlığıyla beş kategoride zarar türü vardır. Özellikle acı ve elem parası ve yaşam zevkinin kaybından doğan zararlar önemlidir. Acı ve elem parasında -O- dan -7- ye kadar acının ağırlığı dikkate alınarak bir tablo düzenlenir. Bu değerlendirmeye göre tazminat ödenir..."

Ufak çaplı bir araştırma yaptım ve bizde uygulanan da DSM-IV ve sanırım ICD (doktor üyelerimiz konuya daha verimli yaklaşabileceklerdir; ben kaba taslak düşüncemi yazacağım şimdilik ).

http://www.terapistim.com/kitap/DSMveICDnedir.html:
"...Çok eksenli değerlendirme: DSM-IV’de hasta 5 ayrı eksende değerlendirilir. Birinci eksende klinik bozukluklar ve klinik ilgi odağı olabilecek diğer durumlar; 2. eksende kişilik bozuklukları, mental retardasyon; 3. eksende mental bozukluğa ek olarak bulunan genel tıbbi durumlar ve fiziksel bozukluklar belirtilir. 4. eksende mental bozukluğun gelişiminde katkıda bulunan psikososyal ve çevresel sorunlar kodlanır. 5. eksende ise hastanın sosyal, iş ve psikolojik işlevselliği olmak üzere genel işlevselliği 100 üzerinden değerlendirilir. Bozukluğun şiddeti, hafif, orta derecede, ağır, kısmi remisyonda, tam remisyonda olmak üzere belirtilir..."


Neticede bizde de müstakbel davacının duyduğunu iddia ettiği acıyı ve elemi nitelendirebilecek "bilimsel" bir tablo var demek ki O halde manevi tazminat davası ikame edildiğinde yapılması gerekenin şu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum:

1. etap: Mahkeme, davacıyı, psikiyatri uzmanı bilirkişiye göndermelidir. Bilirkişi tarafından, duyulan elem ve acının "bilimsel olarak kullanılan tabloya göre" hangi değerde olduğu belirlenmeli ve gerekçeli rapor tanzim ve mahkemeye ibraz edilmelidir.

2. etap: (Oldum olası elem ve acının paraya nasıl dönüştürüldüğünü anlamamışımdır ) şöyle bir değerlendirme yapılabilir. Bizdeki acı ve elemde yapılan değerlendirmede toplam 5 eksen olduğuna göre; bu 5 eksende ne kadarlık manevi tazminat isteyebileceğinin, daha açık ifadeyle hangi eksendeki acı ve elemin (madem paraya çevrilebiliyor) kaç liraya tekabül ettiğinin belirlenmesi gerekir. Mesela 1. eksende a-b-c varsa 2.000 TL-3.000 TL arası, 2. eksende d-e-f varsa: 4.000 TL-5.000 TL arası gibi...

3. etap: İbraz olunan bilirkişi raporuna göre işbu eksenlerdeki değerlendirme sonucu bulunan para karşılığı 15.000 TL-20.000 TL arası diyelim. İşte hakimin yasadan doğan takdir hakkı bu noktada devreye girmelidir ve hakim, hukuki kriterlere göre bu aşamada değerlendirme yapabilir (diye düşünüyorum ).


Örn: 2012'de yürürlüğe girecek Türk Borçlar Kanunu m.56: "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir."

Gerekçesinden: "..."Ağır bedensel zararın takdiri"nde, zarara uğrayan organların önemi, oluşan iş-görmezlik derecesinin oranı, uğranılan ruhsal zararın niteliği ve diğer durumlar gözetilecektir. .. Tasarının kişilik hakkının zedelenmesi sebebiyle istenecek manevi tazminat hükmünün (Tasarı m. 57) gerekçesinde öngörülen eşitlik düşüncesi bu Maddede düzenlenen manevi tazminatlar bakımından da geçerlidir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, sıfat ve ihraz ettiği makamlar, ayrı bir takdiri kriter oluşturmaz. Burada aslolan insan ve insanın manevi değerleri soyutlamasıdır. Yoksula az, seçkine çok tazminat fikrinin manevi tazminat hukukunda yeri yoktur..."
Kanaatimce bir insanın duyduğu acı ve elemi (aslında) pek tabiidir ki hakim, aldığı "hukuk bilgisi" ile değerlendiremez.


Manevi tazminat, "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde..." düzenlemesiyle birebir örtüşmektedir. Dava, belirsiz alacak davası olarak ikame edilir, yukarıdaki şekilde görülür ve 15.000-20.000 TL aşamasına geldiğinde davacı, talebini artırabilir (diye düşünüyorum ).

P.S: Aslında bilimden en çok yararlanması gereken alandır "hukuk"; "hukukçu" da "hukuki konulara" biraz daha geniş çerçeveden bakabilmeli (diye düşünüyorum )...
Saygılar...