Mesajı Okuyun
Old 09-01-2008, 15:31   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/2724
Karar: 2002/3177
Karar Tarihi: 09.04.2002
ÖZET : Davacının babası İsmail'in hiçbir sosyal güvenlik kurumuna tabi bulunmadığı gibi, herhangi bir taşınmaz malı, evi, işi ve geliri de olmadığı, kronik böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle diyaliz tedavisine ihtiyaç duyduğu sabit olmakla, başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyduğu mahkemece de kabul edilmekle birlikte, adı geçenin daimi olarak Bulgaristan'da ikamet ettiği, kısa süreli olarak tedavi amacıyla Türkiye'ye gelerek kızı olan davacının yanında kaldığı ve tekrar geri döndüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Dayanak alınan zabıta yazıları hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekir.
(506 S. K. m. 42)
Dava: Davacı, 2.553.392.683 lira tedavi gideri ve 1.120.655.677 lira faiz olmak üzere Cem'an 3.674.048.360 liranın ödenmesi şeklindeki muarazanın dava sonuna kadar tedbiren, sonuçta da hükmen men'ine ve tedavinin tedbiren devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi İhsan Çakmak tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Karar: Davacının babası İsmail'in hiçbir sosyal güvenlik kurumuna tabi bulunmadığı ( her ne kadar yeşilkart sahibi ise de yeşil kart ile tedavi olanağının kısıtlı olduğu ) gibi, herhangi bir taşınmaz malı, evi, işi ve geliri de olmadığı, kronik böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle diyaliz tedavisine ihtiyaç duyduğu sabit olmakla, başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyduğu mahkemece de kabul edilmekle birlikte, adı geçenin daimi olarak Bulgaristan'da ikamet ettiği, kısa süreli olarak tedavi amacıyla Türkiye'ye gelerek kızı olan davacının yanında kaldığı ve tekrar geri döndüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının babasının 1992 yılında Bulgaristan'dan göçmen olarak geldiği, Türk vatandaşlığını da iktisap ettiği, başlangıçta çalışarak kendi geçimini kendisinin sağladığı ancak sonradan hastalanınca çocuklarının yardım ve gözetimine ihtiyaç duyduğu ve kızı olan davacının yanına gelerek aynı evi ve aşı paylaştıkları, esasen davacının ve eşinin Sosyal Sigortalar Kurumu Sigortalısı olarak sürekli ve düzenli bir işe sahip olduğu, diğer çocukların ise babalarına bakacak sürekli ve düzenli bir işlerinin olmadığı, Gaziosmanpaşa muhtarlığının 19.10.1999 tarih ve 555 Sayılı yazısı ve Hürriyet Mahalle Muhtarlığının 3.4.1999 tasdikli ikametgah ilmuhaberi içerikleri ile tanık beyanlarından açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki Sosyal Sigortalar Kurum müfettişinin 15.12.1998/100 sayılı raporundan da; Davacının, babasının geçimini sağlamadığına dair kesin bir tespit bulunmadığı gibi aksine geçimini sağladığı 15.12.1998 tarihli tutanaklarda belli olmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı yasanın 42. maddesi içeriğinde "geçindirmekle yükümlülük" halinin nicelik ve ölçüsü belirtilmemiştir. Bu nedenle yükümlülük, düzenli ve sürekli biçimiyle en asgari düzeyde gerçekleşmiş olması halinde dahi koşulun gerçekleştiğini kabul etmek gerekir.
Her nekadar mahkeme kararını, davacının babasının sürekli olarak Bulgaristanda ikamet ettiği ve tedavi amacıyla Türkiye'ye kızının yanına gelip gittiği esasına dayandırmakta ise de, dayanak alınan zabıta yazıları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu bağlamda mahkemece yapılacak iş, bu tür davaların kamusal yönü sebebiyle re'sen araştırmayı gerektirdiği de gözetilerek, davacının babası İsmail'in tedavi süresinde ve tedavinin öncesinde hangi tarihlerde Bulgaristan'a ne kadar süreyle gittiği, ikametin ağırlıklı bölümünün hangi ülkede geçtiği, Bulgaristan'daki malvarlığı ve orada geçimini ne suretle sağladığı konuları yöntemince araştırılarak ikametin ağırlıklı olarak Bulgaristan'da geçtiğinin ve geçiminin de oradaki olanaklarla sağlanmış olduğunun saptanması halinde şimdiki gibi, aksine Bulgaristan'da geçici olarak bulunduğunun ve asıl ikametin yasada öngörülen davacı nezdinde geçtiğinin tespiti halinde ise ( diğer koşulların varlığı da gözetilerek ) davanın kabulüne, karar vermekten ibarettir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 9.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************