Mesajı Okuyun
Old 07-05-2009, 08:40   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan


HUMK'nun 95.maddesinde ifade edildiği üzere feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Bu bildirimden sonra tek yanlı irade beyanı ile feragattan dönülmesine olanak yoktur.
Ne varki, feragata ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığı, yanılgı ile ya da baskı altında yapıldığının bildirilmesi halinde bu halin mahkemece, ya aynı dava içerisinde ya da başka bir dava ile hadise şeklinde incelemesi olanaklı ve gereklidir.


T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/11765

K. 2005/12037

T. 15.11.2005

DAVA :Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mülkiyeti kendisine ait 112 parsel 7 no'lu ve 654 parsel 11 no'lu dükkan vasıflı bağımsız bölümler için kira kontratı yapması ve kira bedellerini alması için babası Ahmet Alpaslan'ı genel vekil tayin ettiğini, aile fertlerine kötü davranan babası ile ilişkilerinin bozulması üzerine annesi ve beş kardeşi ile birlikte 02.01.2004 tarihinde babası tarafından evden atıldıklarını, vekilin vekaletnamesinde açık ve özel satış yetkisi olmadığı halde kendisinin zararına el ve işbirliği içinde hareket ederek durumu bilen amcası davalıya çok düşük bedellerle taşınmazları 07.01.2004 tarihinde sattığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazların davacının serbest idaresi ile verdiği usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile tapuda işlem gördüğünü, vekaletnamenin satış yetkisini de içerdiğini, yetkili temsilci Ahmet ile arasındaki alacak borç ilişkisi nedeniyle gerçek sahibi Ahmet tarafından kendisine temlik edildiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
SONUÇ : Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15.11.2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili avukat İlker Kaba geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare Tetkik Hakimi Senem Altınbulak tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 112 parseldeki 7 no'lu ve 654 parseldeki 11 no'lu bağımsız bölümlerin 7.1.2004 tarihli akitle ve dava dışı vekil aracılığı ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması yoluyla gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılamanın devamı sırasında 10.8.2004 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, 11.8.2004 tarihli, bir gün sonraki dilekçesinde feragat beyanından vazgeçmiştir.
Bilindiği ve HUMK'nun 95.maddesinde ifade edildiği üzere feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Bu bildirimden sonra tek yanlı irade beyanı ile feragattan dönülmesine olanak yoktur.
Ne varki, feragata ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığı, yanılgı ile ya da baskı altında yapıldığının bildirilmesi halinde bu halin mahkemece, ya aynı dava içerisinde ya da başka bir dava ile hadise şeklinde incelemesi olanaklı ve gereklidir. Ancak, mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde feragat beyanından dönülmesi hususunda bir inceleme yapılmış değildir.
SONUÇ : Hal böyle olunca, davacının davada vazgeçme beyanından dönmesinin incelenmesi, feragat beyanının gerçek iradeyi yansıtıp yansıtmadığının açıklığa kavuşturulması, gerçek irade ürünü olduğunun anlaşılması halinde davanın bu sebeple reddedilmesi, aksi halde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 400,00 YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 15.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.