Mesajı Okuyun
Old 27-09-2010, 10:35   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Hasımda yanılmanın hukuki yaptırımı davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurur. Dava dilekçesindeki anlatım ve sözlerden yönetim ile sözleşme yapıldığı, davanın yönetimi temsilen yöneticiye açıldığı sonucu çıkarılabiliyorsa sorun olmadığı kanısındayım. Ancak, gerek dava dilekçesinde davalı olarak gerçek kişinin gösterilmesi gerekse dilekçedeki sözlerden davalı olarak gerçek kişinin gösterildiği anlaşılıyor ise hasımda yanılma söz konusu olup, davanın reddi gerekecektir.
Davanın yönetime karşı açıldığı sonucuna varılabiliyorsa lyöneticinin değişmesi önemli değildir. Aşağıdaki kararlar umarım yardımcı olacaktır. Kolay Gelsin.
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/7537
Karar: 2010/838
Karar Tarihi: 28.01.2010

KAT MALİKLERİ KURULU KARARLARININ İPTALİ İSTEMİ - DAVANIN KAT MALİKLERİNİ TEMSİLEN YÖNETİCİYE HUSUMET YÖNELTİLMESİ SURETİYLE AÇILABİLECEĞİ - TARAF TEŞKİLİNİN SAĞLANMASI - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Kat malikleri kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar kat maliklerini temsilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Yeni yönetici O… davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilip toplanacak deliller doğrultusunda karar verilmesi gerekir.


(634 S. K. m. 38)

Dava: Dava dilekçesinde, 09.04.2006 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile devamında aynı usulle alınmış olması muhtemel olağan ve olağanüstü tüm kararların iptali istenilmiştir. Mahkemece dayanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı dava dilekçesinde, aha taşınmazın kat malikleri kurulunca 09.04.2006 günlü olağanüstü genel kurul toplantısı ile bunun devamında aynı usulle alınmış olması muhtemel olağan ve olağanüstü tüm kat malikleri kurulu kararlarının iptalini istemiş, mahkemece husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davalı Duran'ın iptali istenen kararın alındığı 09.04.2006 günü ana taşınmazın yöneticisi olduğu, daha sonraki tarihlerde apartmana yeni yönetici olarak Osman'ın seçildiği anlaşılmaktadır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 38. maddesine göre kat malikleri kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar kat maliklerini temsilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Yasanın bu hükmü dikkate alınarak ve usul ekonomisi de gözetilerek yeni yönetici Osman davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilip toplanacak deliller doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/3675
Karar: 2007/3898
Karar Tarihi: 07.05.2007

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - YÖNETİCİNİN KAT MALİKLERİNİ TEMSİL YETKİSİNE GİREN İŞLERDEN KAYNAKLI UYUŞMAZLIKLARDA YÖNETİMİN AKTİF VE PASİF HUSUMET EHLİYETİNİN BULUNDUĞU - DAVALININ PASİF EHLİYETİNİN BULUNDUĞU KABUL EDİLEREK DAVANIN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Yargıtay uygulamalarında yöneticinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. Davacı davalı apartman yöneticiliğine karşı husumet yöneltmekle doğrudan doğruya davalı apartmanın yöneticisini hasım olarak göstermiştir. O halde davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilerek toplanan deliller doğrultusunda oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekir.


(634 S. K. m. 19, 20)

Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu anataşınmazın yönetimi ile anlaşarak 3.389.823.092 TL. lık yakıtı davalıya verdiklerini, bu yakıt bedelini tahsil edememeleri üzerine davalı apartmanın yönetimi aleyhine icra takibine giriştiklerini, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu bunun üzerine bu davayı açmak mecburiyetinde kaldıklarını ileri sürerek davalının kötüniyetli itirazının iptalini, takibin devamını, davalı tarafın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiş, mahkemece tüzel kişiliği olmayan yöneticiliğe karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi yolunda hüküm kurulmuştur.

Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça anataşınmazın ve buna ait ortak tesislerin işletme giderlerine, bu giderler için toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler. Somut olayda davacının dava konusu anataşınmazın yöneticisi ile anlaşarak yukarıda değinildiği gibi anataşınmazın yakıtının karşılanması için yöneticiye kal-yak denilen yakıtı teslim etmiştir. Yargıtay uygulamalarında yöneticinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. Davacı davalı apartman yöneticiliğine karşı husumet yöneltmekle doğrudan doğruya davalı apartmanın yöneticisini hasım olarak göstermiştir. O halde davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilerek toplanan deliller doğrultusunda oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları