Mesajı Okuyun
Old 26-09-2010, 22:39   #1
law in law

 
Varsayılan Apartman yönetisinin pasif dava ehliyeti

açılmış bir davaya sonradan verilen vekalet ile davacı vekili oldum. Davacı bir sitenin apartman girişine beton dkömüş apartmanın yöneticisi ile 1200 TL bedelde anlaşmışlar.İş bitmiş parasını alamamış. Yönetici para toplayamadım diye epey oyalamış. Müvekkil dava dilekçesini kendi yazmış, olayı anlatmış davalı olarak şifahi sözleşme yaptığı yöneticiyi yazmış, adreside x sitesi yöneticisi olarak belirtmiş. yönetici husumet itirazında bulunmuş, dava tarihinden önce yapılan toplantıda yönetici değişmiş.Şimdi; apartman yöneticiliğinin pasif husumet ehliyeti yokmuş,yargıtay kabul etmiyor, sözleşmenin tarafı olan yöneticiye karşı açılmalıymış. Bu halde HUMK ya göre hasımda değişmez. Yeni yöneticiye karşı ayrı bir dava mı açmalıyım, yoksa dava açılırken temsilde hata var savunması yapsam ve yeni yöneticiye davayı yöneltsem doğru olur mu? Aşağıdaki yargıtay kararına göre temsilde hata gi bi geliyor.
Saygılarımla...


T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E:2007/3675
K:2007/3898
T:07.05.2007

Yöneticinin Dava Ehliyeti
Ortak Giderlerden Sorumluluk
Özet:
Yöneticinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır.
634 s. Yasa m. 20
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu ana taşınmazın yönetimi ile anlaşarak 3.389.823.092 TL'lik yakıtı davalıya verdiklerini, bu yakıt bedelini tahsil edememeleri üzerine davalı apartmanın yönetimi aleyhine icra takibine giriştiklerini, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, bunun üzerine bu davayı açmak mecburiyetinde kaldıklarını ileri sürerek davalının kötüniyetli itirazının iptalini, takibin devamını, davalı tarafın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiş, mahkemece tüzel kişiliği olmayan yöneticiliğe karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi yolunda hüküm kurulmuştur.
Kat Mülkiyeti Yasası'nın 20. maddesine göre kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana taşınmazın ve buna ait ortak tesislerin işletme giderlerine, bu giderler için toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler. Somut olayda, davacının dava konusu ana taşınmazın yöneticisi ile anlaşarak yukarıda değinildiği gibi ana taşınmazın yakıtının karşılanması için yöneticiye kal-yak denilen yakıtı teslim etmiştir. Yargıtay uygulamalarında yöneticinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. Davacı, davalı apartman yöneticiliğine karşı husumet yöneltmekle doğrudan doğruya davalı apartmanın yöneticisini hasım olarak göstermiştir. O halde, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilerek toplanan deliller doğrultusunda oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD OCAK 2008