Mesajı Okuyun
Old 26-05-2008, 16:44   #9
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.EErdem

Şöyle düşünelim. Ortaklığın giderilmesi davası ile giderilebilecek hukuki anlaşmazlıkta taraflar uzlaşmak üzere arabulucuya gitmeyi kararlaştırıyorlar. Paylaşım yapılacak taşınmaz kök muristen mirasçılara geçmiş bir taşınmaz. Psikoloji eğitimi almış olanların ısrarla arabuluculuk bizim işimiz söylemlerini dikkate alarak, 100 saatlik hukuk eğitimi almış olan arabulucuyu da psikolog kabul edelim. Kişi miras hukukuna vakıf olmak ve arabuluculuk görevini sadece mirasçılar arasında gerçekleştirmek zorunda. Takdir edileceği üzere, bazen mirasçı tablosunu çıkarmak için biz hukukçuların bile , aile kayıt tablolarını önümüze alıp ter döktüğü durumlar oluyor. Kaldı ki, ticaret hukukunda, borçlar hukukunda , eşya hukukunda tarafların aksini kararlaştıramayacağı, kararlaştırsa dahi, kanunun emredici hükümlerine aykırılıktan geçersiz sayılacağı durumlar var.
Ben bu kanun tasarısını, hukuk bilmeyenlerin; hukuku , hukuk bilmeyenlere peşkeş çekmesi olarak görüyorum.
Saygılarımla...
Bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Arabulucular önlerine gelen uyuşmazlıkları mahkemeler gibi çözüp neticelendirmek üzere görevlendirilmiyorlar. Bu nedenle girift hukuki meseleleri, emredici hükümleri bilmeleri aranmıyor. Bir başka ifade ile arabulucunun vereceği hüküm hakimin vereceği hükümle aynı olmak zorunda değil. Adı üstünde onlar arabulacaklar.

Böyle bir kurumun hukukumuza girmesinde fayda mı zarar mı var konusunda ise; öncelikle belirtilen çekincelere iştirak ettiğimi belirtmeliyim. Ancak, bu çekinceler göz önüne alınarak sınırları keskin ve güzel bir şekilde çizilmiş arabuluculuk hizmetinin faydalı olma ihtimalinin de mevcut olduğunu düşünüyorum.