Mesajı Okuyun
Old 06-05-2007, 16:48   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın muhatap,

Mesajınızı normalden büyük yazdığınıza göre,gözlerimin bozuk olduğunu biliyorsunuz diye düşündüm.

Soru sahibi, boşanma ilamıyla birlikte nafakaya da hükmedildiğini ve kararın kesinleştiğini yazmış...Alıntısını yaptığınız B.K.nun maddesi soruyla ilgili değildir.

Ben soruyla ilgili maddeyi alıntıladım ve 1 adet de Yargıtay kararı ekledim.

Saygılarımla

Alıntı:
MADDE 135 - Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar.

Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olunmuş ise yeni müddet daima on senedir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1976/12-2825
K. 1977/515
T. 1.6.1977
• ZAMANAŞIMI ( Mirasçıların Nafaka Borcundan Sorumluluğu )
• MİRASÇILARIN NAFAKA BORCUNDAN SORUMLULUĞU
• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Nafaka Alacağının Borçlunun Ölümü Nedeniyle Mirasçılarından İstenmesi )
• BORÇLARDA ZAMANAŞIMI ( Müteveffa Borçlunun Ölümünden İtibaren On Senelik Süre Olması )
• MİRAS ( Müteveffanın Nafaka Borcundan Dolayı Mirası Reddetmeyen Borçluların Sorumlu Olması )
818/m.135
2004/m.62,32,39
743/m.539
ÖZET : İcra takibi, 15.3.1962 tarihli kesinleşen nafaka ilamına göre yapılmıştır. Bu ilamda, ayda 200 lira nafakanın, takip yapan ( Ş )`ye ödenmesi öngörülmüştür. İlam borçlusu öldüğüne ve mirasçılar mirası reddetmediklerine göre, bu borçtan, alacaklının mirastaki payı düşüldükten sonra kalanla mirasçılar sorumludur. İİK`nin 39 ve BK `nin 135. maddelerine göre, borç ilama bağlandıktan sonra borçlunun ölüm tarihine değin gerçekleşen nafaka borcu on yıl süre ile zamanaşımına uğramaz.

DAVA : Taraflar arasındaki itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ( İstanbul 10 İcra Hakimliği)nce davanın reddine dair verilen 1.7.1974 gün ve 1974/404-974/520 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 8.12.1975 gün ve 8031-10605 sayılı ilamiyle, ( ...Bozmaya uyulmuş olduğuna göre, alacaklı lehine meydana gelen kazanılmış hakkın ihlali ve direnmeyi kapsayan şekilde karar tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İcra takibi 15.3.1962 tarihli kesinleşen nafaka ilamına göre yapılmıştır. Bu ilamda, ayda 200 lira nafakanın takip yapan ( Ş) lehine ödenmesi öngörülmüştür. İlam borçlusu öldüğüne ve mirasçıları mirası reddetmediklerine göre, bu borçtan alacaklının mirastaki payı düşürüldükten sonra kalanla mirasçılar sorumludur. İİK.nun 39. maddesi ve Borçlar kanunun 135. maddesi hükümlerine göre, borç ilama bağlandığından 10 senelik süre içerisinde müteveffa borçlunun ölümü tarihine kadar tahkkuk eden nafaka alacağının zaman aşımına uğramadığı düşünülerek mahkeme Hukuk Genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.6.1977 gününde oyçokluğu ile karar verildi.