Mesajı Okuyun
Old 11-03-2007, 21:08   #8
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Gürgan,

Biraz konu dışında kalacak ama; ilaç tanıtımındaki garipliklerin hekimlerin nitelikleriyle ilişkisini tartıştığımızı düşünürsek; hekim adaylarının seçiminde uygulanabilecek ölçütleri irdelemekten zarar gelmez herhalde.

Lisansüstü eğitimim sırasında, HÜ nde bir ABD üniversitesiyle ilgili makale tartışılmıştı. Orada zaten birçok dalda mülakat yapılıyor, ama tıp fakültelerinin hepsinde, mutlaka yapılıyormuş. Hatta, hekim çocuklarının ayrıcalıklı olarak kabulunden dolayı şikayetler çok olurmuş. Ancak, bunu uygulayanların savunması 'hekim çocuğu bu mesleğin gereklerini, etiğini, güçlüklerini gözlemle bilir; maddi yokluklar içinde değildir; bu nedenle maddiyat ikinci planda kalır; bunlar makbul niteliklerdir ve dolayısıyla başka açılardan denk olanlar arasında hekim çocuklarını tercih etmemiz doğaldır' imiş.

Ne kadar doğrudur, yerindedir, bilemiyorum. Ancak; bir psikolojik değerlendirme yapılması bence de şart. Mesleğin dayanması güç çalışma koşulları üzerine binen vicdani sorumluluklar, ancak buna karşılık (en azından ülkemizde) yaşanan maddi sıkıntılar; gerçekten herkesi zorlayacak şeyler. Girişte olmasa bile, okuldaki eğitim süreci boyunca kişilik değerlendirmeleri yapılarak, gerekirse herkesin hekimlik yapabilmesine izin vermeme yoluna gitmek düşünülebilir. Hastayla empati ilişkisi kuramayan, şefkat ve acıma duyguları zayıf, risk hesaplarını yapmaktan aciz, sorumluluk duygusu gelişmemiş, çabuk karar veremeyen, kararlılıktan yoksun, maddiyata önem veren insanları hekim yapmamalıyız; tıp fakültesini bitirseler bile.

Böyle düşünmeme karşın; bunu savunmak ve ısrarla istemek taraflısı değilim ne yazık ki. Çünkü, herşeyde olduğu gibi, bu konuda da bazı öğrencilere haksızlık yapılacağından, bazılarına da kıyak geçileceğinden kuşku duyuyorum. Bu tür haksızlıklara kendi yaşamımdan birçok örnek verebilirim. Hiç de iyi birşey olmuyor. Örneğin; 3 yıl içerisinde, değerlendiren 5 jüri üyesinden 3 ünün toplamından fazla, yaklaşık 500 ders anlatmış olduğum halde, deneme dersimi yetersiz bulmayı başarabildiler. İnsan utanır; ama jüri utanmamayı başarabildi. Dolayısıyla, bizim ülkemiz için nesnel olmayan hiçbir yöntemi önermek istemem; suyunu çıkarıveriyorlar. Sözüm meclisten dışarı; üniversitelerimiz öyle eşsiz, mükemmel bilim yuvaları olarak nitelendirilebilecek durumda; hocalarımız da sütten çıkmış ak kaşık; değiller ne yazık ki.

Saygılarımla,