Mesajı Okuyun
Old 11-06-2009, 22:01   #1
Mesut_kaya

 
Varsayılan kast ve taksir kusurluluk şekli mi yoksa haksızlık şekli midir?

Ceza hukuku doktrininde baskın görüş olarak kast ve taksirin birer kusurluluk şekli olduğu düşüncesi hakimdir. Böylece suç genel olarak, tipe uygun, hukuka aykırı ve kusurlu bir insan davranışı olarak tanımlanmakta. Fakat kast ve taksiri kusurluluk içinde değerlendirmeyip, bir "haksızlık" şekli olarak gören düşünceye göre ise suçun tanımını yaparken "kusur" konusunu unsurlar arasında saymamaktadır. Bundan ötürü bu düşünceye sahip olan yazarlar bir suçun "kusur" olmadan da işlenebileceğini, kusur konusunun faile ceza verilip verilmeme konusunu belirlediğini, eğer fail işlediği fiilden ötürü hukuken kınanabiliyorsa yani kusurluysa cezalandırılacağını aksi taktirde, suçu işlemede kusuru yoksa ceza değil güvenlik tedbirinin söz konusu olacağını savunmaktadırlar. Yine bu görüşte olan yazarlarca kast ve taksir bir kusurluluk şekli olmadığından, kusur yeteneği olmayan, örneğin bir akıl hastası veya yaş küçüklüğü sebebiyle işlediği fiilini anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak olan kişi de kasten veya taksirle hareket edebilmektedirler. Bu konuda hangi görüşü benimsediğinizi gerekçeleriyle beraber paylaşabilir misiniz?