Mesajı Okuyun
Old 03-05-2007, 09:01   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.Efkan,

Dinletilecek tanık yoksa, kesin süre verilmesinin sonuca bir etkisi olmayacağını düşünüyorum. Yani, tanık zaten yok, kesin süre verilmemiş olsa dahi gösterilemeyecekti ve tanıkla ispatı düşünülen hususlar zaten ispat edilemeyecekti.

Diğer konuda ise ( tanıklara ulaşamama ) söylenecek farklı şeyler var. Öncelikle, kesin sürenin yargılamayı hızlandırma amacı güden bir kurum olduğunu önümüze koymamız lazım. Yargıtay uygulaması da bu yönde. Örneğin, kesin sürede tanık bildirmemişseniz, ancak , yargılamanın uzamasına sebebiyet vermeyecek şekilde bir sonraki celsede tanıklarınızı hazır etmişseniz, kesin süreye rağmen tanık dinletilebileceğine ilişkin kararlar hatırlıyorum. Bunun yanında, kesin sürenin karşı taraf için bir usuli kazanılmış hak doğurduğuna ilişkin kararlardan da bahsetmek mümkün.

Kesin süreye uyulmaması nedeniyle dava reddedilmiştir hükmü pek doğru değil. Bence, burada mesele davanın ispat edilememiş olması ve ispat araçlarının sunulması için kesin süre verildiğinin hükme farklı bir dille alınması gerekir. Yani, davacı ( ya da davalı ) verilen kesin süreye rağmen tanıklarını hazır edememiş ve davasını ispatlayamamıştır. Davanın bu nedenle reddine... şeklindeki bir hüküm daha açık ve doğru geliyor bana.

Somut soruna tekrar dönecek olursak, delillerin resen hazırlanması ilkesine dayalı bir dava yürütülüyorsa, kesin sürede de deliller sunulamamış ve yargılamanın uzamasına sebebiyet vermeyecek şekilde tanıklar hazır edilememişse, davanın ispat edilememesi nedeniyle reddinin mümkün olduğu görüşündeyim.

Saygılar.