Mesajı Okuyun
Old 28-12-2006, 23:25   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Zengin,
Aynı gerekçelerle düşüncelerinize (Böyle bir içtihada gerek vardı ) katılıyorum
15 yıllık avukatlık hayatmda defalarca talep etmeme rağmen bir kere dahi ihtiyati tedbir niteliğinde bir ihtiyati haciz alamadım.
Bu nedenle bu kararı içtenlikle destekliyor ve teşekkür ediyorum.
Ancak bu kararların İİK 281 vd maddeleri haricinde uygulanması hakkaniyeti zedelemez mi?
Düşünün,ben bir tazminat alacaklısıyım ve alacağım ancak ilam haline geldiğinde hukuk düzeninde tanınacak.Dava açarken ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir istedim.Bu arada davalı borca batak piyasada karşılıksız kalan çekler ve senetler var.Benim davam yaklaşık eniyi şartlarda Yargıtay aşaması dahil 3-4 yıl sürdü.Bu davayı kazanıp alacağın tahsili anında 1. suradayım fakat aslında alacak ilam kesileştiğinde gerçek alacak halini alıyor.
Bir diğer misal ise,
Yine tazminat davasını kazanndım ancak yargıtay yeniden yargılama yap eksiklikler var dedi.Bu arada gayrımenkulde diğer alacaklılar satışa geçtiler.Benim tedbirim gayrımenkulün aynına ilişkin olmadığından satış devam etti.Sıra cetveli aşamasında tedbirin ihtiyati haciz niteliğinde olduğu anlaşıldı.Bu nedenle öncelikli alacaklı olarak sıra catvelinde 1. sıraya yerleştim.Ama davam sonuçlanmadı.Tüm alacaklılar benim alacağım var mı diye mahkeme sonucunu mu bekleyecekler?Bu da hakkaniyetsiz olmaz mı?

Bu misalleri tedbirli şahsın lehine ve aleyhine genişletmek mümkündür.
Kanımca bu nedenledir ki Mahkemeler ihtiyati haciz niteliğindeki tedbirlerde bu nedenle ketum davranmaktadırlar.hak ihlallerinin önüne geçebilmek için..

Tasarrufun iptali davalarında ise çok ayrık bir durum sözkonusudur.Gayrımenkul aslında hukuk düzeninin korumadığı (belli kurallarla) şekilde hak sahibi adınadır.Fakat hakkaniyetin arzuladığı gayrımenkulün gerçek sahibinde olması gerektiği şeklindedir.Belli şekil şartları gerçekleştiğinde de bu olacaktır.Yani sahip aslında malı hak etmemiştir.Bu nedenle sahte sahibinin borçları sebebiyle hukukun korumadığı sonuçlar bertaraf edilmek istenmektedir.Aslında gayrımenkulün aynına ilişkin olup,(ihtiyati tedbir olarak ta gözönüne alınmalı ) sadece adı tapu iptali değildir.Tapu kaydı değişmeden bir anlamda sahiplik değişmektedir.

Bu nedenle Satın Uyar Hocamızın görüşlerine katılmıyorum.

F klavyeye tutkun biri olarak evde Q klavye ile ancak bu kadar açıklayabildim.Diğer meslektaşlarımızın katılımından sonra yeni görüşlerde değerlendirilebilir.Saygılarımla