Alıntı: Yazan didem kunal davalarda zaman çok önemlidir.Bunun için usul kanunumuzda da usul ekonomisinden bahsedilmiştir. davanın derdest olduğu, celseler,3 er 5 er ay aralarla görüldüğü, dosyaların bilirkişilere gidip bir türlü dönmediği, davanın aydınlanabilmesi için taraflardan istenilen bir şeyin celseler boyunca ihtarat yapılmış kesin süre verilene değin yapılmadığı bir hukuk sisteminde elbetteki temyiz süre tutumun verilmesi, gerekçeli kararın yazılmasının haftalar alması ve elbetteki yargıtaya bunca zahmetli yollar kat ederek ulaşan dosyanın aylar boyunca dönmemesi.... Sizce sistemin bir yerimi yanlış yoksa sistem bu anlamda baştan mı yanlış?

Yukarıdan beri söylediğimiz şey şu:
Karar temyiz edilir.
Temyiz süresi tutulamaz.
Verdiğiniz dilekçenin adı süre tutum değildir. Hepsi bu!
Lütfen artık siz de bu ismi kullanmamaya özen gösterin ve o isimle andığınız dilekçenin süreyi tutmaya yaramadığı bilinciyle, "temyiz" iradenizi belli edin.
Yukarıda da dediğim gibi, temyiz iradesini içermeyen (süre tutum) dilekçelerinin yasada yeri yoktur.

Sisteme gelince onu ayrıca tartışırız.
Saygılarımla.