Nişanlanma tarafların ileride nikah akdini yapmak için karşılıklı olarak taahhütte bulunmasıdır. Oysa imam nikahı sözleşmesi kurucu nitelikte bulunan resmi nikah(evlenme) sözleşmesinin bilerek ve isteyerek şekil koşullarına aykırı olarak kurulması dır. Yani tarafların gerçek amacı Nişan sözleşmesi kurmak değil şekle aykırı olup yok hükmünde bulunan bir nikah-evlenme sözleşmesi kurmaktır. Böyle bir sözleşme ilişkisi de kanuna ve ahlaka aykırı bir birlikteliği kurmak ve devam ettirmek için yapıldığından uygulama da ahlaka aykırı olarak kabul edilmektedir. Eski 818 sayılı bçk m. 65 (yeni 6098 sayılı bçk. İlgili madde) gereğince kanuna veya ahlaka aykırı bir amaç taşıyan sözleşmeler geçersizdir. Bu kapsamda verilen şeyler de geri istenemez.ancak verilen şeyler karşı taraf yönünden de eksik borç oluşturur.(kumar borcu gibi). Taraflar arasındaki bu hukuksal ilişkiyi hakimin önüne Nişanlanma hukuksal ilişkisi olarak getirip bu hukuksal ilişki üzerinden yürümeniz halinde belki olumlu bir sonuç alabilirsiniz. Ancak yargıtay kararlarını incelemekte fayda olduğu kanısındayım. Saygılarımla.