Mesajı Okuyun
Old 12-12-2007, 10:11   #2
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/9886
Karar: 2003/10527
Karar Tarihi: 06.11.2003
ÖZET: Somut olayda trafik kaydına göre, zarara neden olan aracın maliki davalı Y. Zekai Ç.’dir. Kaza da, onun zilyetliğinde meydana gelmiştir.Gerek Ankara Emniyet Müdürlüğünün 21.06.2002 tarihli yazısı,gerekse ibraz edilen satış sözleşmesinin içeriğinden hasara neden olan aracın, kaza tarihinde çok önce, 22.06.1999 tarihinde KTK’nun 20 nci maddesine uygun şekilde Mustafa Ş. tarafından diğer davalıya satıldığı ve zilyetliğinin devredildiği anlaşılmış olup, mümeyyiz davalının işleten sıfatı kalmamıştır.O halde,davalı Mustafa Ş. hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.

(2918 S. K. m. 2, 20)
Taraflar aras
ında görülen davada Milas Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07.02.2003 tarih ve 2001/926-2003/72 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Mustafa Şahin tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacının TTK. nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine rücu davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm, davalı Mustafa Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigortasına dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İşleten, genel olarak, aracın kullanılmasında ister ekonomik yönden, ister manevi açıdan devamlı olarak yarar ve çıkar sağlayan, araçtaki rizikoları ve aracın giderlerini üstlenen, araç üzerinde eylemli olarak egemenliği ve tasarruf gücü bulunan kişi olarak tanımlanır. Bu noktada, İşleten olarak öncelikle motorlu aracın malikinin anlaşılması gerekir. KTK
’nun 2 nci maddesinde araç sahibi olarak,araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi tanımı verilmiş bulunmaktadır.Trafik sicilindeki kayıt,araç sahipliğine karine teşkil etmekteyse de ;sicil, her zaman gerçek maliki göstermeyebilir.Zira,araç üzerindeki mülkiyet, KTK’nun 20 nci maddesi uyarınca noterlikçe düzenlenen satış sözleşmesi ve araç üzerindeki zilyetliğin devri ile başkasına geçer.İşte bu andan itibaren araç sahipliği sıfatı aracı devralan kişiye geçmiş olur.Durumun trafik siciline aksettirilmesi,araç sahipliğinin değişmesi için zorunlu bir koşul değildir.Kaldı ki,anılan maddede noter kanalı ile yapılan satış işleminden sonra tescil işlemi yaptırılmamış olsa bile bu süre içerisinde araçta veya taşınan yükte meydana gelecek zararlardan aracın yeni sahibinin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda trafik kaydına göre, zarara neden olan aracın maliki davalı Y. Zekai Ç.
’dir. Kaza da, onun zilyetliğinde meydana gelmiştir.Gerek Ankara Emniyet Müdürlüğünün 21.06.2002 tarihli yazısı,gerekse ibraz edilen satış sözleşmesinin içeriğinden hasara neden olan aracın, kaza tarihinde çok önce, 22.06.1999 tarihinde KTK’nun 20 nci maddesine uygun şekilde Mustafa Ş. tarafından diğer davalıya satıldığı ve zilyetliğinin devredildiği anlaşılmış olup,mümeyyiz davalının işleten sıfatı kalmamıştır.O halde,davalı Mustafa Ş. hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı Mustafa Ş.
’in temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı Mustafa Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************