Değerli arkadaşlar, basında çıkan her haberi olduğu gibi doğru kabul edip bunun üzerinden yorum yapmak her zaman olduğu gibi bizi yanıltabilir.

Bu konuda adalet.org sitesinde olayı yakından bilenlerin yaptığı açıklamaları aktarıyorum.

Basının anlaşılamayacak şekilde olaydan 1 hafta sonra yanlış şekilde manşetten verdiği bu haberlere dayanarak meslektaşımızı acımasızca eleştiren yorumları üzüntü ile okudum.
Özellikle hakim-savcı olan meslektaşlarımızın olayın çarpıtılması ve aslında mağdur olan meslektaşımızın suçlu olarak gösterilmesi halinde duyacağı üzüntü konusunda empati kurmalarını ve daha önceki bir katılımcının belirttiği gibi başlarına böyle bir şey gelmemesini diliyorum.
Yine olay sırasında İl Seçim Kurulu Başkanının Adliye girişinde arabasının camını neden kırmış olabileceğinin düşünülmesini diliyorum. (Haberde camın sinirden kırıldığı yorumunun yapıldığını ve araba camının yumrukla zor kırılacağı hususlarını da hatırlatmak isterim)
Bu olay değerlendirilirken şu hususların gözetilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
1-Mesut Bey nezaket ve sağduyusuyla benim tanıdığım en değerli hakim ve başkanlar arasındadır ve kendisini tanıyanların bu düşünceyi paylaşacağından eminim.
2-Haberde kendisini tanıtmadığı ve kimlik göstermediği, bu nedenle polislerle arasında tartışma geçtiği yorumu yapılmış ise de bu durum okuyanları yanıltacak niteliktedir.
3-Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve İl Seçim Kurulu Başkanı olarak görevi nedeni ile seçim günü Adliyeye girmek üzere Adliye bahçesindeki park alanına girmek istediği sırada orada görevli çok sayıda çevik kuvvet görevlisi tarafından sert ve kaba şekilde durdurulmuş, kendisini tanıtmasına rağmen listede isminin bulunmadığı(seçim sandıklarını getireceklerin listesi olduğunu sanıyorum)gerekçesi ile içeri alınmak istenmemiş olup, kendini tanıtmadığı ve kimliğini göstermediği hususu doğru değildir.
4-olay sırasında orada iki rütbeli mevcut olup tartışmanın boyutuna rağmen olaya kayıtsız kalmışlar ve ancak arabanın camının kırılmasından sonra (uygun olmayan şekilde)olaya müdahale etmişlerdir.
5-Daha sonra kendisinin şikayetten vazgeçmesi haksız olmasından değil olumlu kişiliğinden kaynaklanmaktadır.
6-Adliye girişindeki polislerin gelen kişinin kendisini tanıtmasına rağmen kimliğinde tereddüt etmeleri halinde yapılacak şey telsizle talimat istemek ya da Adliye girişindeki kendisini tanıyan görevlilerden teyit almak olmalıdır (gelenin en azından hakim olması nedeni ile)
7-Son olarak Adliye girişinde kendisini hakim ya da savcı olarak tanıtan kişi ile polislerin biz tanımıyoruz diyerek tartışmaya haddi olduğuna ilişkin bir yorum yapılmamalıdır diye düşünüyorum.
Herkese saygılarımı sunuyorum ( Muharrem Ballı- Van)

Arkadaşlar yine bir basın balonunun ardından yorum yapılıyor ve maalesef yine çok değerli bir meslek büyüğümüze istemeden de olsa haksızlık ediliyor. Bir defa adliye kapısındaki polisin kimlik sorması ve Başkan Beyin göstermemesi mevzubahis bile değil. Polis adliye kapısına gelen Ağır Ceza Başkanına kim olduğunu bile sormadan kabaca "Çek arabanı" hareketi yapıyor. İl Seçim Kurulu Başkanı olduğunu söylemesi üzerine de "kim olursan ol" diyor ve cümlesini hakaretamiz bir sözcükle bitiriyor. Daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim, sadece olayın bundan sonrasının polis memurlarının takındıkları çirkin tavır bakımından daha da vahimleştiğini belirtmekle yetineceğim. Ancak bütün bunlara rağmen olgunluğu ve insani yaklaşımı ile tanıdığımız Sayın Başkanımız terbiye sınırlarının asla dışına çıkmıyor. Ama bu kadar vahim bir tavır karşısında sinirini ancak kendi arabasından çıkarıyor. Bizler olayı duyduğumuzda neye uğradığımızı şaşırdık. Peki sizler böyle bir hakarete maruz kalsanız ne yapardınız? Aynı gün ben de nöbetçi idim ancak sandıklar gelmeden önce adliyeden ayrıldığım için bir problemle karşılaşmadım. Karşılaşsam ne yapardım inanın bilmiyorum.

Olayın bir başka üzücü boyutu ise bir muhabirin hiçbir araştırma yapmadan, Adliye camiasından her hangi birisi ile irtibata bile geçmeden yaptığı bu haber karşısında yazılan bazı olumsuz yorumlar...

Bir daha benzer olayların yaşanmaması dileğiyle...( Rukiye Karakaş- Van)

ZAMANINDA AYNI ADLİYE ÖNÜNDE BEN DE BİR AVUKAT OLARAK TARTAKLANMA TEHLİKESİ ATLATTIM.SAYIN BAŞKANI ALLAH KORUMUŞ.BASININ SÖZKONUSU HABERİ ÇARPITTIĞINDAN EMİNİM ( avukat kadri Akgün)
Saygılar