Mesajı Okuyun
Old 05-08-2007, 17:36   #7
Zeki

 
Varsayılan Kaptan

Müşterek avarya yoksa kaptan, yükü karşılık göstererek deniz ödüncü almaya yahut bir kısmı üzerinde satış veya başka suretle tasarruf etmeye ancak para ihtiyacının başka suretle giderilememesi veya diğer tedbirin alınmasının donatan için fahiş bir zararı mucip olması halinde salahiyetlidir. Kaptan bu hallerde bile 1160 ıncı maddenin 1 inci fıkrası gereğince yükü ancak gemi ve navlunu ile birlikte karşılık göstererek deniz ödüncü alabilir. Deniz ödüncü donatan için fahiş bir zararı mucip olmadıkça kaptan, satış yerine deniz ödüncü almak yoluna gider. (TTK mad.1000)

Kaptanın, 995, 998, 999 ve 1000 inci maddeler gereğince yaptığı hukuki muamelelerin muteber sayılması için 988 inci maddenin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunur. (TTK mad.1002)

Kaptan; taşıtandan, yükletenden veya gönderilenden ikramiye, bahşiş, pey ve saire mükafat ve tazminat gibi her ne nam ile olursa olsun navlundan başka aldığı bütün paraları da donatanın matlubuna kaydetmeye mecburdur. (TTK mad.1003)

Kaptan, donatanın muvafakati olmaksızın kendi hesabına eşya yükletemez. Bu yasağa aykırı hareket ederse donatanın bu yüzden uğramış olduğu daha fazla zararı tazmin ettirmek hakkı mahfuz kalmak şartı ile, bu gibi yolculuklarda mümasil eşya için, yükleme yerinde ve zamanında verilmesi mutat olan navlunun en yükseğini vermeye mecburdur. (TTK mad.1004)

Aksi kararlaştırılmış olsa bile donatan tarafından kaptana her zaman yol verilebilir. Kaptanın tazminat hakları mahfuzdur. (TTK mad.1005)

İşe yaramadığından veya vazifesini yapamadığından dolayı kaptana yol verilmişse, kararlaştırılmış olan diğer bütün menfaatler de dahil olduğu halde işten çıkarıldığı güne kadar hak etmiş olduğu ücretler kendisine verilir. (TTK mad.1006)

Muayyen bir yolculuk için hizmete alınmış olan kaptan; harp, ambargo, abluka, ithalat veya ihracat yasağı yahut gemi veya yüke mütaallik umulmayan başka bir hal yüzünden yolculuğa başlanamamasından veya başlanmış iken devam edilmemesinden dolayı vazifesinden çıkarılmışsa, kararlaştırılmış olan diğer bütün menfaatler de dahil olduğu halde çıkarıldığı güne kadar hak etmiş olduğu ücreti alır. Muayyen olmayan bir müddet için hizmete alınıp muayyen bir yolculuğa başladıktan sonra yukarıdaki sebeplerden dolayı yol verilmiş kaptan hakkında da aynı hüküm tatbik olunur. Bu hallerde kaptana yol verilmesi yolculuk sırasında olmuşsa kaptan ayrıca hizmete alındığı limana parasız götürülmesini veya bunun tutarı olan tazminatın verilmesini isteyebilir. Bu kanuna göre parasız seyahat hakkı, yolculuktaki geçim masrafları ile kaptanın zati eşyasının taşınmasına da şamildir. (TTK mad.1007)

Muayyen olmayan müddet için hizmete alınıp da muayyen bir yolculuğa başladıktan sonra 1006 ncı ve 1007 nci maddelerde yazılı sebeplerden başka bir sebeple işten çıkarılan kaptan, 1007 nci madde hükmü gereğince alacağı paralardan başka Avrupa limanında çıkarılmışsa iki ve Avrupa dışı bir limanda çıkarılmışsa dört aylık ücretini de tazminat olarak alır. Ancak, alacağı tazminat yolculuğu bitirmesi halinde hak edeceği miktarı geçemez. (TTK mad.1008)

Ücret zaman itibariyle olmayıp da bütün yolculuk için götürü olarak tespit edilmişse 1006, 1007 ve 1008 inci maddelerdeki hallerde kaptana verilecek ücret miktarı, yaptığı hizmete ve eğer yola çıkmışsa geçirdiği yolculuk safhasının bütün yolculuk derecesine olan nispetine göre tayin olunur. 1008 inci maddede yazılı iki veya dört aylık miktarındaki tazminatın hesabında; yolculuğun vasati devam müddeti esas tutulur. Bu müddetin tayininde, yükleme ve boşaltma için gerekli zaman ile geminin durumu ve vasfı göz önünde tutulur (TTK mad.1009)

Gidiş geliş veya muayyen olmayan bir zaman için hizmete alınan kaptan, dönüş yolculuğu geminin bağlama limanında bitmezse, hizmete alındığı limana kadar parasız götürülmesini ve ayrıca tam ücret veya bunun tutarı tazminatın verilmesini isteyebilir. (TTK mad.1010)


Muayyen olmayan bir zaman için hizmete alınan kaptan; bir yolculuğa başlamış olduğu takdirde geminin bağlama limanına veya başka bir Türk limanına dönüp boşaltmasına kadar vazifesine devam etmeye mecburdur. Bununla beraber kaptan, çekilme ihbarı zamanında gemi bir Avrupa limanında veya Avrupa dışı bir limanda bulunduğuna göre, ilk çıkıştan itibaren iki veya üç yıl geçtikten sonra hizmetten çekilmesine müsaade isteyebilir. Böyle bir halde kaptan, yerine başkasının konulması için donatana münasip müddet bırakmak ve bu müddet içinde işine devam ve her halde başladığı yolculuğu bitirmek mecburiyetindedir. Donatan çekilme haberini alır almaz geminin dönmesini emrederse, kaptan, gemiyi geri getirmekle mükelleftir (TTK mad.1011)

Kaptan müşterek donatanlardan biri ise kendi istemeden yol verildiğinde müşterek donatanlarla yaptığı sözleşme gereğince iştirakte donatan Sıfatı ile haiz olduğu payın, diğer donatanlar tarafından, bilirkişilerce takdir edilecek değeri ile satın alınmasını isteyebilir. Kaptan muhik bir sebep olmadan bu hakkını istemekte gecikirse hakkı düşer. (TTK mad.1012)

Kaptan; hizmete girdikten sonra hastalık veya yaralanma dolayısı ile tedaviye muhtaç olur veya çalışamayacak bir hale gelirse; gemi üzerinde veya vazifenin icap ettirdiği yolculukta bulunduğu müddetçe donatan geçim ve bakım masraflarını vermekle mükelleftir. Eğer kaptan yabancı memlekette işe girmiş ve hastalık veya yaralanma hizmete girmeden evvel olmuş ve kaptan hastalıktan veya yaralanmadan dolayı yolculuğa başlamamış ise donatan yukarda yazılı masrafları vermekle mükellef değildir. Bakım hastanın bakılması ve tedaviye şamildir. Tedaviye hekime gösterme ve gemide bulunması mecburi olan veya bir limanda durulduğu esnada tedarik edilmesi kabil olan ilaç ve mutat tedavi vasıtaları ile bakım da dahildir. Donatan, yabancı memlekette kaptanın bakım ve tedavisini bir hastanede temin edebilir. Hastalıktan veya yaralanmadan dolayı yabancı memlekette kalmış olan kaptan, kendisinin ve hekimin veya deniz işleriyle uğraşan dairenin muvafakati ile bir Türk limanına gönderilebilir. Eğer kaptan muvafakatini bildirmeyecek halde olur veya haklı sebep olmaksızın rıza göstermezse bir hekim dinlendikten sonra kaptanın bulunduğu yerdeki deniz işleriyle uğraşan daire izin verebilir. Teklif edilen tedaviyi veya bir hastanede bakılmayı haklı bir sebep olmaksızın kabul etmekten kaçınan kaptan bu kaçınma müddetince parasız bakılmak hakkını kaybeder. Bu müddet geçim ve bakım için muayyen zamana dahil olur. Kaptan gemiyi Türk limanlarından birine bırakınca geçim ve bakım mükellefiyeti sona erer. Şu kadar ki, hastanın kendi haline bırakılması tehlikeli ise bakıma devam olunmak lazımdır. Kaptan hastalıktan veya yaralanmadan dolayı yabancı bir memlekette gemiyi bırakmaya mecbur kalmış ise, donatan, gemi bırakıldıktan sonraki zaman için de geçim ve bakıma borçludur. Geçim ve bakım mükellefiyeti geminin bırakılmasından itibaren 26 haftanın geçmesiyle sona erer. Şayet kaptan daha evvel memlekete iade edilir veya kendisi avdet ederse bu müddet daha evvel de sona erebilir. (TTK mad.1013)

Geçim ve bakım mükellefiyetinden dolayı kaptan ile donatan arasında çıkan ihtilaf en evvel salahiyetli deniz işleri memurluğu tarafından muvakkaten karara bağlanır. Karar, ihtiyati tedbir kararı gibi icra olunur. Eğer kaptan gemi ile memleketi limanına veya hizmet sözleşmesinin yapıldığı limana dönmezse parasız götürülmek veya muvafık bir tazminat istemek hakkını da haiz olur. Hastalanan veya yaralanan kaptan, yola çıkmamışsa hizmetin tatiline kadar, yola çıkmışsa gemiden ayrıldığı güne kadar meşrut olan diğer bütün menfaatler de dahil olmak üzere ücret alır. Bir hastanede ikamet sırasında ücret alacağına halel gelmez.Bundan başka kaptan geminin müdafaası sırasında bir zarara uğrarsa münasip ve lüzumu halinde hakim tarafından tayin edilecek bir ikramiye isteyebilir. Hastalığa veya aralanmaya, cezayı mucip bir fiili ile sebebiyet veren veya hizmeti haksız surette bırakan kaptan hakkında yukarıdaki hükümler tatbik olunmaz. (TTK mad.1013)

Kaptan hizmete alındıktan sonra ölürse, öldüğü güne kadar olan ücretini ve kararlaştırılmış diğer bütün menfaatlerini donatanın, ödemesi lazımdır. Kaptan, yolculuk başladıktan sonra ölürse, donatan cenaze masraflarını da verir. Kaptan gemiyi müdafaa ederken ölürse, donatan fazla olarak münasip bir ikramiye de vermekle mükelleftir. (TTK mad.1014)

Gemi zayi olsa bile kaptan, deniz raporunu tespit ettirmeye ve icap ettiği müddetçe donatanın menfaatlerini korumaya mecburdur. Kaptan bu müddete ait ücret ve geçim masraflarından başka 1007 nci madde gereğince parasız götürülmesini ve bunun tutarı olan tazminatı isteyebilir. Deniz İş Kanununa tabi olan bir gemide çalışan kaptanın belli bir hukuki hadiseden doğan hakları, Deniz İş Kanuniyle bu kanundan hangisinin hükümleri kaptanın daha lehine ise, o kanuna tabi olur. Kaptanın donatana karşı hastalık ve kaza sebebiyle bu kanundan doğan hakları, onun hastalanması ve kazaya uğraması hallerinde, aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça, içtimai sigorta kanunları uyarınca kendisine fiilen sağlanmış bulunan menfaatler nispetinde düşer. (TTK mad.1015)

Kaptan yükü almak için gemiyi taşıtanın ve gemi birden çok kimselere tahsis edilmiş ise hepsinin gösterecekleri yere demirler. Yer, zamanında gösterilmemiş veya bütün taşıtanlar yer göstermekte birleşmemiş bulunur veyahut suyun derinliği, geminin selameti, mahalli nizamlar veya tesisler, verilen talimata göre hareket etmeye mani olursa kaptan mütat yükleme yerine demirler. (TTK mad.1013)

Kaptanın bilgisi olmaksızın gemiye eşya getiren kimse de 1024 üncü maddeye göre bu yüzden doğacak zararı tazmin etmekle mükelleftir. Kaptan bu gibi eşyayı tekrar karaya çıkarmaya ve gemiyi veya diğer yükü tehlikeye düşürürse icabında denize atmaya salahiyetlidir. Kaptan eşyayı gemide alıkorsa bunlar için yükleme yerinde ve yükleme sırasında bu gibi yolculuk ve eşya için alınan en yüksek navlunun ödenmesi lazımdır. (TTK mad.1013)

Denizde Can ve Mal Koruma hakkındaki Kanunun 12 nci maddesinin A - F bentlerinde yazılı olan tehlikeli eşya kaptanın bunlardan veya bunların tehlikeli vasıf veya mahiyetlerinden bilgisi olmaksızın gemiye getirilirse, taşıtan veya yükleten, kendilerine bir kusur isnat edilmese dahi 1024 üncü maddeye göre mesul olur. Bu halde kaptan eşyayı her zaman ve her hangi bir yerde gemiden çıkarmaya, imha etmeye veya başka suretle zararsız hale sokmaya salahiyetlidir. Kaptan eşyanın tehlikeli vasıf ve mahiyetini bildiği halde, yüklemeye muvafakat etmiş olursa eşya gemiyi veya diğer yükü tehlikeye soktuğu halde aynı şekilde hareket etmeye salahiyetlidir. Bu halde de taşıyan veya kaptan, zararı tazmine mecbur değildirler. Müşterek avarya halinde zararın paylaşılmasına dair olan hükümler mahfuzdur. (TTK mad.1026)

Taşıyanın veya acentası’nın bilgisi 1024, 1025 ve 1026 maddelerdeki hallerde kaptanın bilgisi hükmündedir. (TTK mad.1027)

Geminin tamamı taşıtana tahsis edildiğinde kaptan, gemi yükü alacak hale gelir gelmez bunu taşıtana bildirir. Yükleme müddeti ihbarın ertesi gününden itibaren işlemeye başlar. Kararlaştırılmışsa taşıyan, eşyanın yükletilmesi için "yükleme müddeti"nden fazla beklemeye mecburdur. Bu fazla müddete "Sürastarya" müddeti denir. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça yükleme müddeti için ayrıca bir para istenemez. Fakat taşıtan sürastarya müddeti için taşıyana sürastarya ücreti ödemekle mükelleftir. (TTK mad.1030)

Gemi ister basit, ister mürekkep bir yolculuk için tutulmuş olsun, taşıtan, yolculuk başlamadan önce mukaveleden cayabilir. Şu kadar ki; kararlaştırılmış olan navlunun yarısını pişmanlık navlunu olarak ödemeye mecburdur. Bu hükmün tatbikinde aşağıdaki hallerin birinde dahi yolculuk başlamış sayılır: 1. Taşıtan tarafından yükleme işinin tamamlanmış olduğu sarahaten veya zımnen kaptana bildirilmiş ise; 2. Yük tamamen veya kısmen teslim edilmiş olup da bekleme müddeti dolmuş ise, Taşıtan yükün tesliminden sonra yukarda yazılı cayma hakkını kullanırsa yükleme ve boşaltma masraflarını da ödeyeceği gibi yükleme müddetini aşan boşaltma günleri için sürastarya ücreti de verir. Yükün gemiden tekrar çıkarılması mümkün olduğu kadar çabuk yapılmak lazımdır. Bekleme müddetini aşsa bile taşıyan malın gemiden çıkarılması için beklemeye mecburdur.Bekleme müddetini aşan zaman için sürastarya ücreti ve eğer bu müddetin aşılmasından doğan zarar sürastarya ücretinden fazla ise bu fazlayı da tazminat olarak isteyebilir. (TTK mad.1040)

Kırkambar mukavelesinde taşıtan, kaptanın daveti üzerine, gecikmeden eşyayı yüklemeye mecburdur. Taşıtan gecikirse taşıyan, malların teslimini beklemekle mükellef değildir. Yolculuk, mallar tesellüm edilmeden başlamış olsa bile, taşıtan tam navlun ödemekle mükelleftir. Şu kadar ki; taşıyanın teslim edilmiş olmayan mal yerine yüklediği eşyanın navlunu indirilir. Taşıyanın, geciken taşıtandan, navlun isteyebilmesi için bunu yola çıkmadan önce taşıtana bildirmesi gerekir; bildirmezse hakkını kaybeder. Taşıyanın ihbarı hakkında 1034 üncü madde hükmü tatbik olunur. (TTK mad.1046)

Taşıyan; kırkambar mukaveleleri yaparak denizde taşımak üzere eşya kabul edeceğini ilan etmiş olup da hareket anını tespit etmemişse yükleme limanındaki mahkeme; taşıtanın müracaatı üzerine, taşıyanı veya acentesini yahut kaptanı dinledikten sonra daha ziyade gecikmesi caiz olmayan hareket gününü halin icabına göre tayin eder. Mahkeme kararı katidir. (TTK mad.1048)

Her türlü navlun mukavelelerinde taşıtan, eşyanın teslimi için gerekli müddet içinde malın taşınması için lüzumlu vesikaların hepsini kaptana vermeye mecburdur. Bu vesikalardaki bütün yolsuzluklardan ve hususiyle bunların gerçeğe uymayan beyanları ihtiva etmelerinden ileri gelen zararlardan taşıtan ve yükleten taşıyana ve yükle ilgili diğer kimselere karşı 1023 üncü madde gereğince mesuldür. (TTK mad.1049)

Kaptan yükü boşaltmak için gemiyi yükü teslim alacak olan kimsenin (Gönderilen) ve bunlar birden fazla ise, hepsinin gösterecekleri yere demirler. Yer zamanında gösterilmemiş veya bütün gönderilenler yer göstermekte birleşmemiş bulunur veyahut suyun derinliği,geminin selameti, mahalli nizamlar veya tesisler verilen talimata göre hareket etmeye mani olursa kaptan, mutat boşaltma yerine demirler. (TTK mad.1050)

Geminin tamamı taşıtana tahsis edildiğinde kaptan, boşaltmaya hazır olunca bunu gönderilene bildirir. Kaptan gönderileni tanımıyorsa boşaltmaya hazır olduğunu mahallin adetine göre ilan eder.Boşaltma müddeti, ihbarın ertesi gününden itibaren işlemeye başlar,Kararlaştırılmışsa taşıyan, yükün tesellümü için boşaltma müddetinden fazla beklemeye mecburdur (Sürastarya müddeti). Aksi kararlaştırılmış olmadıkça boşaltma müddeti için ayrı bir para istenemez. Fakat sürastarya müddeti için taşıyana sürastarya ücreti verilir. Sürastarya ücretinin miktarı hakkında 1035 inci madde hükmü tatbik olunur. (TTK mad.1052)

Gönderilen, malı almaya hazır olduğunu bildirip de riayet etmeye mecbur olduğu müddeti geçirerek yükü teslim almakta gecikirse, kaptan, gönderilene haber verdikten sonra malı bir umumi ambara veya emniyetli her hangi bir yere tevdi edebilir. Gönderilen, malı teslim almaktan imtina eder yahut 1052 nci maddede yazılı ihbar veya ilan üzerine malı teslim almaya hazır olup olmadığını bildirmez veyahut da bulunamazsa kaptan, birinci fıkrada gösterilen tarzda hareket etmek ve aynı zamanda taşıtana haber vermekle mükelleftir. Kaptanın kusuru olmaksızın gönderilenin gecikmesi veya tevdi muamelesi yüzünden boşaltma müddeti geçmiş ise, taşıyan, sürastarya ücreti isteyebilir. Bugünler sürastarya müddeti mahiyetinde olmadıkça taşıyanın uğradığı daha büyük bir zararın tazminini istemek hakkı mahfuzdur. (TTK mad.1057)

Kırkambar mukavelesinde gönderilen, kaptanın daveti üzerine gecikmeden malları teslim almaya mecburdur. Kaptan, gönderileni tanımıyorsa davet, mahalli adet üzere ilan suretiyle yapılır. Kaptanın, yükü tevdi etmek salahiyet ve mecburiyeti hakkında 1057 nci madde hükmü tatbik olunur. Bu maddeye göre taşıtana yapılması icap eden ihbar mahalli adet üzere ilan suretiyle olur. Gönderilenin gecikmesi veya tevdi muamelesi yüzünden boşaltma müddeti geçmiş olursa taşıyan sürastarya ücreti isteyebilir; daha fazla tazminat istemek hakkı mahfuzdur. (TTK mad.1058)

Gönderilen malları teslim almadan, kaptan veya gönderilen malların hal ve vaziyetini, ölçü, sayı ve tartısını tespit ettirmek maksadı ile onları mahkemeye veya salahiyetli diğer makamlara yahut bu husus için resmen tayin olunmuş eksperlere muayene ettirebilir. Mümkün oldukça diğer taraf da hazır bulundurulur. (TTK mad.1059)

Müddet üzerine kararlaştırılmış olan navlun, mukavelede aksine şart bulunmadıkça, kaptanın yükü almaya hazır olduğunu haber verdiği günü takip eden günden itibaren işlemiyle başlar. Safra ile yolculukta ise, yolculuğa hazır olduğunu haber verdiği günü Takip eden günden ve bu haber yolculuğun başlamasından bir gün evveline kadar verilmemişse geminin yola çıktığı günden itibaren İşlemi ile başlar. Sürastarya kararlaştırılmışsa müddet üzerine şart edilmiş navlun, bütün hallerde ancak yolculuğun başladığı günden itibaren işlemi ile başlar. Müddet üzerine navlun boşaltmanın tamamlandığı günden sonra işlemez. Taşıyanın kusuru olmaksızın yolculuk gecikir veya kesilirse müddet üzerine navlun 1092 ve 1093 üncü maddelerin hükümleri mahfuz kalmak üzere araya giren günler için dahi ödenir. (TTK mad.1076)

Eşya taşıma mukavelesinin hükümden düşmesi, kaptanın, geminin zıyaından sonra da yükle ilgili olanların gıyabında 995 - 997 nci maddeleri gereğince onların menfaatini korumak hususundaki vazifesini değiştirmez. Bu itibarla kaptan, acil hallerde önceden danışmaya dahi lüzum kalmaksızın halin icaplarına göre ya yükü ilgililerin hesabına başka bir gemi ile varma limanına taşımaya veyahut da yükün depo edilmesini veya satılmasını temin etmeye ve yükün taşıtılması veya depo edilmesi halinde de, gerek bunun ve gerekse yükün bakımı için lazım olan paraları elde etmek maksadı ile yükün bir kısmını satmaya veya taşıtılması halinde yükü tamamen veya kısmen deniz ödüncüne karşı rehin etmeye salahiyetli ve mecburdur. Mesafe navlunu ile taşıyanın 1069 uncu madde gereğince isteyebileceği diğer alacakları ve yükü takyideden müşterek avarya gareme payları; kurtarma ve yardım masrafları ve deniz ödüncü paraları ödenmedikçe veya temin edilmedikçe kaptan yükü elden çıkarmaya veya taşıtmak üzere başka bir gemiye teslim etmeye mecbur değildir. Birinci fıkraya göre kaptana düşen vazifelerin yapılmamasından doğacak zararlardan donatan dahi navlun ile ve gemiden bir şey kurtarılmış oldukça gemi ile mesuldür. (TTK mad.1086)

Yolculuk başladıktan sonra 1083 üncü maddede yazılı umulmayan hallerde biri çıkarsa taraflardan her biri tazminat vermekle mükellef olmaksızın mukaveleden cayabilir. Ancak 1083 üncü maddenin birinci fıkrasının birinci bendinde yazılı umulmayan hallerden biri çıktığı takdirde cayma hakkını kullanmak için, gemi bir Avrupa limanında bulunuyorsa üç ay, Avrupa dışı bir limanda bulunuyorsa beş ay müddetle maniin kalkmasını beklenmesi lazımdır. Kaptan manii bir limanda bulunduğu sırada öğrenirse bu müddet haber aldığı günden; aksi takdirde kendisine haber verildikten sonra gemi ile bir limana vasıl olduğu günden itibaren hesap olunur. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça gemi, caymanın bildirildiği sırada bulunduğu limanda boşaltılır. Taşıtan, yolculuğun aşılan kısmı için 1084 ve 1085 inci maddeler gereğince mesafe navlunu ödemekle mükelleftir. Manii dolayısı ile gemi kalktığı limana veya başka bir limana dönerse mesafe navlunu, geminin varma limanına en yakın olmak üzere ulaştığı noktanın esas tutulması suretiyle tespit olunan mesafe üzerinden hesap edilir. Kaptan; yukarda yazılı hallerde de eşya taşıma mukavelesinden cayma haberi verilmeden önce olduğu gibi verildikten sonra da 995, 996, 997 ve 1086 ncı maddeler gereğince yükle ilgili olanların manfaatini korumakla mükelleftir (TTK mad.1088)

Kaptanın denizde can veya mal kurtarmak maksadiyle veyahut başka haklı bir sebeple rotadan ayrılması tarafların hak ve mükellefiyetleri üzerine tesir icra etmez ve hususiyle taşıyan bu yüzden doğacak zararlardan mesul olmaz. Medeni Kanunun ikinci maddesi hükmü mahfuzdur. (TTK mad.1091)

Yük gemiye alınır alınmaz taşıyan, yükün teslim alındığı sırada verilmiş olan muvakkat makbuz veya tesellüm konişmentosunun (Fıkra 5) iadesi mukabilinde yükletenin istediği kadar nüshada "Yükleme konişmentosu" tanzim eder.Konişmentonun bütün nüshaları aynı metinde olması ve her birinde kaç nüsha tanzim edildiğinin gösterilmesi lazımdır. Yükleten, talep üzerine, konişmentonun kendisi tarafından imzalanmış olan bir kopyasını taşıyana vermeye mecburdur. Kaptan ve donatanın bu hususta salahiyetli her hangi bir temsilcisi de, taşıyanın hususi salahiyetine lüzum kalmaksızın konişmentoyu tanzim etmeye mezundur.Yükletenin muvafakatiyle taşınmak üzere teslim alınan fakat henüz gemiye yükletilmemiş olan mallara dair de konişmento (Tesellüm konişmentosu) tanzim olunabilir. Tesellüm konişmentosuna malların ne zaman ve hangi gemiye yüklenmiş olduğuna dair şerh verildiği takdirde bu konişmento "Yükleme konişmentosu" hükmündedir. (TTK mad.1097)

Kaptan veya donatanın diğer bir temsilcisi tarafından tanzim olunan bir konişmentoda taşıyanın adı gösterilmemiş olursa donatan, taşıyan sayılır. Taşıyanın adı yanlış bildirilmiş ise beyanın doğru olmamasından doğacak zarardan gönderilene karşı donatan mesuldür. (TTK mad.1099)

Konişmentonun birden çok salahiyetli hamili aynı zamanda müracaat ederse kaptan, hepsinin talebini reddederek malları bir umumi ambara veya başka emin bir yere tevdi etmeye ve hareket tarzının sebeplerini de göstererek bunu mezkür konişmento hamillerine bildirmeye mecburdur. Kaptan hareket tarzına ve sebeplerine dair resmi bir senet yaptırmaya ve bu yüzden çıkan masrafları navlunda olduğu gibi, yük üzerinden almaya salahiyetlidir. (TTK mad.1103)