Mesajı Okuyun
Old 02-05-2008, 09:43   #6
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sayın a.lawyer,

Süresinde ibraz edilmeyen çek, Kambiyo olma özelliğini yitirdiğinden dolayı sadece ilamsız takibe konu olabilir. Ayrıca Yapılacak ilamsız takibe konu edilecek olan "Çek" hakkında ticari faiz talep edebilmeniz için, tarafların arasında ticari bir ilişki olması ve bu çek'in bu ticari ilişki neticesinde verilmiş olduğu ispatlamanız gerekmektedir. Her iki durum ile ilgili kararları gönderiyorum, umarım faydalı olur. İyi çalışmalar.


T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/1199

K. 2001/4615

T. 15.6.2001

• İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İBRAZ SÜRESİ KAÇIRILAN ÇEK ( Çekin Kambiyo Özelliği Ortadan Kalktığından İlamsız Takip Yapılabilmesi )

6762/m.644

ÖZET : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Takibe konu çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çek bedellerinin keşide tarihinden önce elden dava dışı Mode Sport sahibi Selçuk Mete Türköz'e ödendiğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 5.7.1997 keşide tarihli 875.000.000.-TL meblağlı çek bedelinin faizi ile birlikte ödendiğinden bu çek ile ilgili dava konusu kalmamış olmakla karar verilmesine yer olmadığına, ancak davalı, dava açılmasına sebebiyet verdiğinden %40 inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL meblağlı çek süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını kaybettiği bu nedenle ciro yoluyla devredilemeyeceğinden bu çekten dolayı davacının çeki ciro edene karşı dava açma hakkı saklı kalmak üzere bu çek yönünden davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe konu 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL.lık çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de TTK.nun 644. maddesi uyarınca keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir. Davalı keşideci Ayşe Banu Dolapçıoğlu bu çeke karşılık 100.000.000.-TL ödendiğini ileri sürmüş olup, davacı tarafından da kabul edilmiştir. Bu durumda davalı taraf çek bedelinden kalan bakiye borcunu ödediğini usulen kanıtlayamamış bulunmasına göre yukarda anılan madde hükmü gereği davanın sözkonusu çek yönünden kısmen kabulü gerekirken tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.



-------------------


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3609

K. 2003/10705

T. 10.11.2003

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 04.11.2002 tarih ve 2001/18 – 2002/1280 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 1.100.000.000 TL alacaklı olduğunu, davalının bu borcuna karşılık 17.10.1993 keşide tarihli bir çek verdiğini, mali durumu bozulan davalının ricası nedeniyle çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini, davalı davacıyı sürekli oyaladığından başlatılan ilamsız takibin borçlunun itirazıyla durduğunu, çekin yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiğini ileri sürerek 1.100.000.000 TL alacağın 17.10.1993 tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının bir temel ilişkiden sözetmeden alacak iddiasında bulunmasının böyle bir borcun bulunmadığına mesnet teşkil ettiğini, davacıya müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalıya ait olduğu tartışmasız olan dava konusu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediği, halen davacının elinde olması nedeniyle çekin karşılığının ödenmediğine karine teşkil ettiği, yazılı delil başlangıcı olan çekin davacı tanıkları beyanına göre ödünç olarak alınan para karşılığı verildiğinin anlaşıldığı ancak süresinde bankaya ibraz edilmeyen ve ticari ilişkiden kaynaklanmayan çek için keşide tarihinden itibaren reeskont oranında faiz istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.100.000.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren % 60 yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin, dava dilekçesinde ".......borçlu işbu borcuna karşılık müvekkile ......çek vermiştir" ve "ileride muhakeme sırasında taraflar arasındaki hukuki münasebet tevsik edileceği gibi" şeklinde ibarelere yer vermiş olması ayrıca replik ve sonraki dilekçelerinde davacının davalıya borç para verdiğinin belirtilmesi karşısında esas ilişkiye dayanıldığı anlaşılmakta olup, salt çeke dayalı olarak dava açıldığı ve sonradan davayı değiştirdiği kabul edilemeyeceğinden, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu alacak ile ilgili olarak davacının , davalı aleyhine davadan önce İstanbul 8.İcra Müdürlüğü'nde takip yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece takip dosyası getirtilip davalının hangi tarihte temerrüde düştüğü belirlenerek, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı olduğu şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 44.400.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.