Mesajı Okuyun
Old 24-08-2009, 15:42   #6
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Dava, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Yurtbank A.Ş.'ye açılan mevduat hesabının ödenmemesi nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Bankalar ile fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.(YHGK E. 2005/11-519
K. 2005/557 T. 5.10.2005)

Her halükarda sonuç değişmiyor.

Sanırım aksi yönde de Yargıtay kararı mevcut.

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2004/9858
K:2005/8419
T:20.09.2005

4389 s. Yasa m. 15

Taraflar arasında görülen davada Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 17.06.2004 tarih ve 2004/9-2004/390 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak dayalılar vekillerince istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.09.2005 günde davalılardan İmarbank TAŞ avukatı İA-TMSF vekili TO ile davacı avukatı İç gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe. layihalar. duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde. müvekkilinin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni BDDK'nın 03.07.2003 tarihli kararıyla kaldırılan. yönetim ve denetimi TMSF'ye intikal ettirilen T. İmar Bankası A.ş. nezdinde 26.06.2003 tarihinde toplam ( 60.000.000.000. TL ) tutarında tasarruf mevduatı açtırdığını. 5021 sayılı ve 27.12.2003 yayım tarihli kanun uyarınca. bankaya el konulma tarihinden bir ay öncesinden itibaren kıyı bankalarından çekilerek, anılan bankaya yatırılan tasarruf mevduatlarına TMSF kapsamında ödeme yapılmayacağının hüküm altına alındığını, anılan yasa hükmünün hakkın kazanılma tarihinde mevcut olmadığı gibi açıkça Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek toplam ( 60.000.000.000. TL/nin ) 26.06.2003 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TMSF vekili müvekkili kurum aleyhine açılan davada görevli yargı yerinin "idari yargı" olduğunu, kurum merkezinin İstanbul olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz bulunduğunu, SÖ 'ye ait off-shore hesabının 26.06.2003 tarihinde şubeye fiktif olarak getirtilmek suretiyle SÖ tarafından vekaleten davacı adına sözde mevduat hesabının açıldığını davacının İmar Bank off-shore Ltd. ve/veya T. İmar Bankası TAŞ'dan talepte bulunması gerekirken müvekkili kuruma husumet yöneltemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı T. İmar Bankası TAŞ. vekili, 26.06.2003 tarihinde, davacının kardeşi olan SÖ'nün hesabının bulunduğu off-shore bankasından CÖ hesabına hiçbir nakit girişi olmamasına rağmen kayden böyle bir giriş varmış gibi gösterilerek, muvazaalı işlem yapılıp dava konusu edilen alacağın güvence altına alınmasına çalışıldığını, oysa 5021 Sayılı Yasa uyarınca davacıya ödeme yapılamayacağını belirterek. davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davacı adına açılan hesapta herhangi bir muvazaalı işleme rastlanmadığı, off-shore bankasından gelen paranın 'bir kısmının ödenip, bakiyesi ( 60.000.000.000 TL ) için davacı adına normal mevduat hesabı açıldığı banka tarafından bu paranın odenmedigi gerekceleriyle, davanın kabulune karar verilmistır.
Karar, davalılar vekillerince ayrı, ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp. değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacıya, 27.12.2003 tarih ve 25239 sayılı resmi Gazetede yayınlanan 5021 Sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca ödeme yapılmadığı davalılarca savunulduğuna göre, mahkemece, söz konusu Yasa hükmünün somut olayı ilgilendiren bölümünün Anayasa Mahkemesinin 04.05.2005 gün 2004/4 E,2005/25 K sayılı ilamıyla ( 23.06.2005 gün ve 25854 sayılı RG'de yayım ) iptal edildiği de gözetilerek, delillerin değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, anılan Yasa hükmünün karar yerinde hiç değerlendirilip, tartışılmamış olması hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı Banka yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Dava, banka tasarruf mevduat hesabındaki paranın 5021 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca ödenmediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aleyhine de acmış olduğu iş bu davada, mevduat hesabındaki paranın, davalı kurumun güvencesi altında olduğunu, ileri sürmüştür. 4389 Sayılı Kanunun 15. maddesi uyarınca kamu tüzel kisiligine haiz olan TMSF'nin kanunla kendisine verilen gorevlerin ıfası sırasında kamu gücünu kullanarak tesis ettiği idari işlemlerin idare hukuku kurallarına göre belirlenmesi gerekir. Uyuşmazlık Mahkemesinin 2002/21 E, 2002/22 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, Kamu Tüzel Kişiliğine haiz Fon tarafından kendisine devredilen Bankaların mudileri hakkında kamu gücüne dayalı resen ve tek taraflı olarak tesis edilen ve idari nitelik taşıyan işlemler nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın giderilmesi ,amacıyla Fon aleyhine açılan davada, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp, yürütülmediğinin, davacıya ait hesabın 5021 sayılı Yasa'nın 1. maddesi kapsamında değerlendirilmesine yönelik idari işlemin yerindeliğinin, zararın doğumunda idarenin sorumluluğunun bulunup, bulunmadığının idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekir. Bu durum karşısında, davalı kurum vekilinin yargı yolu yönündeki itirazı dikkate alınarak, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Banka ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TMSF vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, Bankalar Kanunu'nun 4672 sayılı yasayla değişik 14/5-c maddesi gereğince davalılar TMSF ve T. İmarbankası AŞ'den harç alınmasına mahal olmadığına, 20.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.