Mesajı Okuyun
Old 09-08-2012, 12:48   #160
selcukkarabeniz

 
Varsayılan Uyuşmazlık mahkemesi kararına karşı Yargıtayın görev lilik kararı

Sayın Meslektaşlarım, uyuşmazlık mahkemesinin idari yargı görevlidir kararına uyarak görevsizlik veren Mahkeme kararı ve bunu bozarak ne olursa olsun adli yargı görevlidir diyen Yargıtay kararını sunuyorum.Durum hayli ilginç hale geldi. Ne yorum yapılacak çok merak ediyorum. Artık denecek birşye yapılacak bir yorum yok sanırım. hukukun bittiğ yerdeyiz diyorum sadece. saygılarımla.
T.C.
YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/3092
Karar: 2012/10080
Karar Tarihi: 17.05.2012

ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri adliye mahkemeleridir.

(2942 S. K. m. 10, 11) (3194 S. K. m. 18) (YİBK. 16.05.1956 1956/1 E. 1956/6 K.) (YİBK. 11.02.1959 T. 1958/17 E. 1959/15 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup is anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, uyuşmazlığın, idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

16.05.1956 gün 1-6 esas ve karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri Adliye Mahkemeleridir.

Bu itibarla işin esasına girilerek hüküm kurmak gerektiği gözetilmeden 11.02.1959 gün ve 17-15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına yanlış anlam verilerek görevsizlik kararı verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

T.C
BURSA
ASLİYE İKİNCİ HUKUK
MAHKEMESİ

Esas no: 2010/594
Karar no: 2011/505
Dava: Kamulaştırmasız el atma tazminatı
Dava tarihi: 15/10/2010
Karar tarihi: 02/11/2011


Davacılar vekili dava dilekçesinde, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Cumalıkızık Mah.586 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi Ş. M. U.'ya ait olduğunu ve müvekkillerinin hisse sahibi olduklarını, taşınmaza davalı idarece yol yapımı nedeniyle (11 Eylül Bulvarı) el atıldığını, tapu kapsamı içinde bulunan bu yere el konulmasının, kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmazın 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge uygulamalı İmar Planı kapsamında kalmakta iken, Yıldırım Belediye Başkanlığınca 3194 sayılı İmar K.nun 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu şuyulandırma işleminin Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15/11/2005 tarih ve 2005/653 E. 2005/1281 sayılı kararı ile iptal edildiğini, söz konusu mahkeme kararı doğrultusunda plan ve şuyulama revize edileceğinden dolayı, imar planının revizyonu onaylanıncaya kadar Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama imar planı uygulamasının Yıldırım Belediye Meclisinin 03/10/2007 tarih ve 458 sayılı kararı ile durdurulduğunu, dolayısıyla imar uygulaması işlemi iptal edildiğinden, geriye dönüşüm sonucu müvekkillerinin maliki olduğu 586 parsel sayılı taşınmazın 11 Eylül Bulvarı üzerinde kaldığını, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alan taşınmazın ana caddeye cepheli ve oldukça değerli olduğunu, taşınmaza davalı idarenin kamulaştırma ya da acele kamulaştırma kararı almadan el atmasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, bu nedenle tazminat talebi zorunluluğunun doğduğunu, taşınmazın el atılan kısmı dışında kalan ve hukuken ve fiilen kullanımı mümkün olmayan kısmında projenin bir bütün olduğu gözetilerek bedel karşılığında davalı idareye devrinin gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL, Tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili 01/12/2010 tarihli cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın haksız yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını, öncelikle açılan davanın görev, husumet ve süre yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkememizce 02/12/2010 tarihli celsede, davanın mahiyeti itibariyle davalı vekilinin yerinde görülmeyen görev, husumet ve zaman aşımı itirazları reddedilmiştir.

Dava konusu taşınmazın tapu kayıtlan celp edilmiş, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Cumalıkızık Mah. 586 parsel sayılı taşınmaz 17/01/2000 tarih ve 103 yevmiye numarası ile yenileme neticesinde Şirinevler Mahallesi 1398 ada 34 parsel sayılı taşınmaza gittiği, yine 14/03/2000 tarih ve 730 yevmiye numarası ile şuyulama neticesinde Şirinevler Mahallesi 1405 ada 2 parsel, 1406 ada 6 parsel,1429 ada 1 parsel, 1444 ada 4 parsel, 1477 ada 2 parsel, 1493 ada 1 parsel ve 1398 ada 40 parsel taşınmazlara gittiği bildirilmiştir.

Yıldırım Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 11/11/2010 tarih 8412 sayılı belge incelendiğinde, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, eski: Cumalıkızık Mahallesi (Yeni Şirinevler Mahallesi) Eski:586 parselde kayıtlı taşınmazın kısmen 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama İmar Planı kapsamında yeşil alan ve yol alanında kısmen de Uygulama İmar Planı haricinde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kapsamında Tarımsal niteliği korunacak alanda kalmakta iken taşınmazın 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında kalan kısmının (yeşil alan ve yol alanında kalan kısmı) 3194 sayılı Yasanın 18. madde uygulaması (Şuyulandırma) ile düzenlemeye tabi tutulması neticesinde malikler adına muhtelif ada ve parsellerde tapu kaydı ve tescilleri yapıldığı, ancak 3194 sayılı Yasa'nın 18. madde uygulaması(şuyulandırma) ile yapılan düzenleme işlemi, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15/11/2005 tarih ve 2005/653 E. 2005/1281 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, bu nedenle yeniden hazırlanacak şuyulandırma işleminin tamamlanarak onayının kesinleşmesinden sonra malikleri adına tapu kaydı ve tescili oluşacak yeni parsel veya parsellere göre imar durumunun çıkartılmasının mümkün olabileceği belirtilmiştir.

Yine Yıldırım Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün 04/01/2011 tarih 65-232 sayılı belge ile, 1/1000 ölçekli Ankara yolu kuzeyi 3. Bölge Uygulama İmar Planı dahilinde kalan Cumalıkızık 586 sayılı parselin (yenileme ile 1398 ada 34 parsel şuyulandırma ile Şirinevler Mahallesi 1405 ada 2 parsel, 1406 ada 6 parsel, 1429 ada 1 parsel, 1444 ada 4 parsel, 1477 ada 2 parsel, 1493 ada 1 parsel, ve 1398 ada 40 parsel) sayılı taşınmazları kapsayan bölgede Encümen'in 10/08/1999 gün ve 1535 sayılı kararına istinaden yapılan 3194 sayılı İmar Kanunun 18. Madde uygulamasının, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 2005/653 - 2005/1281 sayılı 15/11/2005 tarihli kararı ile iptaline karar verildiği, bu bölgede imar plan çalışmalarının tamamlandığı ancak askı suresince plana yapılan itirazların Belediye Meclisince değerlendirilmelerinin devam ettiği, bu değerlendirilmelere göre yeni plan onaylandıktan sonra geri dönüşüm ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Madde uygulamasının aynı anda yapılması düşünüldüğü bildirilmiştir.

Davacılar vekili 02/03/2011 tarihli dilekçesi ile uzlaşma yoluna gitmek istemediklerini bildirmiştir.

Davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili 02/12/2010 tarihli ara kararı ile verilen davalı tarafın görevsizlik kararı verilmesine ilişkin talebin reddine dair karara karşı 17/12/2010 tarihli dilekçesi ile kararın iptali ile görevlilik kararının kaldırılması bakımından başvuruda bulunulmakla, dosya, başvurunun incelenip bir karar verilmesi bakımından Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş, 02/02/2011 tarih 2011/16 E. sayılı kararı ile 2247 Sayılı Yasanın 10. Maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.

Uyuşmazlık Mahkemesi (Hukuk Bölümü) 04/07/2011 tarih 2011/62 E. 163 K. sayılı kararı ile, 3194 sayılı İmar K.nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve resen tesis edilen idari işlemler olduğu bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde, Uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile İmar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği belirtilerek davanın çözümünün İdari Yargının görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/12/2010 gün ve E. 2010/594 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yapılan soruşturmaya, toplanan delillere ve kanuni gerektirici sebeplere binaen, davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle,
HÜKÜM:

1- Davanın Yargı yolu bakımından REDDİNE.

2- Harçlar yasası gereğince alınması gereken 18.40.-TL harcın peşin alınan 148.50 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 130,10 TL. nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacılara iadesine,

3- Yargılama giderlerinin davacılar uhdesinde bırakılmasına,

4- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca takdir olunan 1100,00 TL. ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

5- Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2011 (sinerji as)