Birebir değil ama yaklaşık bir Türkçeleştirme yapayım.

282; Bilirkişi, raporunu mahkeme kalemine verir. Yazı işleri müdürü, rapora, verildiği tarihi şerh düşer ve duruşmadan önce suretlerini iki tarafa tebliğ eder. (ki bu madde sorunuzun cevabını içeriyor.)

283;Hakim raporda eksik ve belirsiz gördüğü konuları tamamlaması ve açıklaması için bilirkişiye sorulmak üzere yeni sorular düzenleyebilir. İki taraf da raporun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 1 hafta içinde,yazılı olarak, eksik ve belirsiz olan konulara ilişkin olarak bilirkişiden açıklama alınmasını isteyebilir.(Bu da demek oluyor ki size rapora ilişkin beyan/itirazlarınızı sunmanız için en azından 1 hafta süre verilmesi gerekir.)

Bu hükümlere uyulmaksızın karar verilirse, bu hükümlere dayanarak temyiz talebinde bulunabilirsiniz. Sonuçta bu husus adil yargılanma hakkı kapsamında dahi değerlendirilebilir.

Yeri gelmişken, bir başka husus da elinize aldığınız rapora hemen cevap veremeyebilirsiniz ki bence vermemelisinizdir de! Bazen raporlarda öyle hatalar yapılmaktadır ki bunu sadece sonuç kısmına bakarak takdir edemeyebiliriz. Bu nedenle, rapor duruşma günü dosyaya girmiş olduğu halde, raporu elimize tutuşturup duruşma sırasında "avukat bey/hanım hemen bakıp diyeceğinizi söyleyiverin de dosyayı karara çıkaralım." diyen hakimlerin tavrını doğru bulmuyorum. Mesele dosyaları karara çıkarmak değil; adaleti eksiksiz ve sağlam olarak sağlayabilmektir.

Bir de ufak bir tavsiye; hukuk dilindeki Osmanlıca, Farsça, Arapça kelimeleri yine de öğrenin ve unutmayın derim. Naçizane... İleride de bunlar işinize yarayacaktır.

İyi çalışmalar,