Mesajı Okuyun
Old 05-06-2015, 00:05   #5
metinnarin

 
Varsayılan

Delilin hukuka uygunluğu veya aykırılığı ve buna bağlı yaptırımlar sorunu ne yazık ki mahkemeler ve temyiz makamları tarafından henüz çözülmüş değil. Her okuduğunuz kararda aklınız biraz daha karışıyor.
Yararı olur diye aşağıda meslektaşlarımızın bir facebook grubunda paylaştığı alıntıyı sunuyorum. Anayasa Mahkemesi'nin bir bireysel başvuruyu karar bağlarken hukuka aykırı delilleri ne şekilde değerlendirdiğini gösteriyor.

'' AYM'YE GÖRE HUKUK DAVALARINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLERE DAYANAN İSPAT ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİDİR. YENİDEN YARGILAMAYI GEREKTİRİR.
AYM'YE GÖRE;
1-Anayasa'nın 38. maddesinin altıncı fıkrasında, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği açıkça hükme bağlanmıştır. Bahsi geçen anayasal kural, temel olarak ceza yargılaması hukukuna ilişkin olmakla birlikte, uygulanabildiği ölçüde hukuk yargılaması bakımından da dikkate alınmalıdır. Nitekim 6100 sayılı Kanun'un. 189. maddesinin (2) numaralı fıkrasında hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınmayacağı hükmüne yer verilmiştir. Madde gerekçesinde de, bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması gerektiği; hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı düzenlenmek suretiyle, yargılama sırasında taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından resen göz önüne alınması ve delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespit edilmesi halinde diğer tarafça bir itiraz ileri sürülmese dahi mahkemece caiz olmadığına karar verilerek dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesinin kabul edildiği ifade edilmiştir.
2- Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye ait olmakla birlikte,.... hukuka aykırı elde edilen delillerin tek ve belirleyici delil olarak kullanılmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği ve DELİLİN "kanuna aykırılığının" yargılamanın bütünü yönünden adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sebeplerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına adil yargılanma hakkını ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
Benim Notum: Bir hukuk yargılamasında (ceza davalarında da aynı kural geçerlidir) mahkeme hükmüne dayanak deliller hukuka aykırı ise ispat açısından kullanılamazlar, hükme esas alınamazlar. Alınmış iseler bu adil yargılanma hakkının ihlalidir. Ancak mahkeme kararı aynı zamanda farklı delillere de dayanıyor ise ve bu deliller mahkemenin karar vermesine yeterli ise, kararda ayrıca hukuka aykırı delile de dayanılmış olması yargılamayı adil olmaktan çıkarmayacaktır. Bu nedenle AYM tarafından da başka kararlarda da sıkça vurgulandığı üzere; hukuka aykırı delilin bütüne olan etkisi belirleyici olacaktır. ''
kaynak :aymbireyselbasvuru facebook grubu