Mesajı Okuyun
Old 09-12-2009, 15:30   #62
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yargıtay: Evli olduğunu bilerek ilişkiye giren, eşin zararından sorumlu

Sayın Katı;

Verdiğiniz örnek olayla uyuşmuyor. Konuyu dağıtmamak için verdiğiniz örnek üzerinden değil somut örnek üzerinden biraz daha açıklayarak yanıtlamak istiyorum.

Olayın anlatımından davacının bu ilişkinin yaklaşık birbuçuk yıldır sürdüğünü, anlatımdan olayları detaylı olarak bildiği anlaşılmaktadır.

Yasa kadına kendinin aşağılayıcı duruma düşürülmesi, aldatılması halinde boşanma hakkı tanımıştır. Kadın duruma birbuçuk yıl boyunca müdahale etmemiş, boşanma ve tazminat davası açmamıştır. Bu hakkını kullanmamıştır. Burada bir muvaffakat/kabul sözkonusudur. Bu kadar süre bu şekilde yaşayan ve onuru zedelenmeyen kadının kocasının ölümünden sonra birden bire onurunun zedelendiğinin kabulü ve bunun maddi tazminat gerekçesi olarak kabulü bana açıklanabilir gözükmüyor. Ben böyle bir durumun manevi tazminata neden olabileceğini düşünmüyorum. Öncelikle karar bu açıdan da yanlıştır.

Kişilerin dayanışmalı olarak haksız fiil ikası nedeni ile birlikte zarara neden oldukları için müteselsil sorumlu tutulmaları konusuna gelince:

Haksız fiil sorumluluğundan sözedebilmek için davranışın HUKUKA AYKIRI ve KUSURLU olması gerekmektedir.

sİZİN VERDİĞİNİZ ÖRNEKTE EKONOMİK ÇIKARLAR SÖZKONUSUDUR. oLAYDA İSE BEDENSEL ÇIKARLAR.

Bilindiği üzere hiçkimse bedenini başkasının emrine tahsis edemez veya bedeni üzerinde başkalarına tasarruf hakkı sağlayamaz. Böyle bir sözleşme yapsa bile bu sözleşme geçersizdir. Bu çerçevede evlilik de eş üzerinde böyle bir egemenlik veya başka bir hak iddia etme hakkı tanımaz. Bu insanlar bedensel çıkarları için birlikte olmuşlardır. Kendi bedenleri üzerinde egemen insanlardır. Bu bir kusurmudur? Tek başına değil. Burada tartışmada kabul edilen evli bir kadınla bilerek birlikte olmak kusur oluşturur düşüncesidir.

Ben başkasına zarar vermek kastı ile yapılmadıkça böyle bir eylemin kusur olacağını düşünmüyorum.

Haksız fiilin diğer unsuru ise hukuka aykırılıktır. Ben evli kişi ile birlikte olunmaz diye bir hukuk kuralı da anımsamıyorum. Yanılıyor olabilirim.

Olaya yeniden bakarsak:
Kadın birbuçuk yıl boyunca bu şekilde yaşamaya rıza göstermiştir. Bunu bir onursuzluk olarak kabul etmemiş veya etse bile boşanma davası açmayarak bu şekilde bir yaşama onay vermiştir. Sonra eşinin ölümünden sonra hem eşinin miras payından yararlanmış hem de açtığı tazminat davası ile çıkar elde etmiştir. Sizce bu doğal mı?

Bence Yargıtay burada kusur sorumluluğunu genişleterek haksız fiil hükümlerinin nedensiz zenginleşme yolu olarak kullanılması yolunu açmıştır. Bu açıdan karar yanlıştır.

Saygılarımla.