Mesajı Okuyun
Old 04-09-2010, 12:07   #193
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bona fides
Foruma bugün üye oldum ve bu da ilk mesajım. Tüm üyelere selam ve sevgiler.
Benzer bir konuyla ilgili araştırma yaparken bu konuya rastladım ve hemen hemen tüm mesajları okudum. Sorunuma yanıt bulamamış olmakla birlikte bu konu altındaki hukuki görüşlerden oldukça faydalandığımı söylemeliyim. Bu nedenle tüm paylaşım yapan üyelere teşekkür ederim.
Araştırdığım husus benzer bir konu olduğu için yeni bir konu açmak yerine bu başlık altına yazmanın daha uygun olacağını düşündüm.

Meselenin özeti şu;
Bir taşınmaz var ve bu taşınmaz tapuda (Ş) şirketine ait ve şirketin yöneticisi ve temsilcisi (A) isimli şahıs. Ancak (K) kiracıya bu taşınmazın sahibinin (Ü) isimli şahıs olduğu söyleniyor ve kira sözleşmesine (Ü)'ye vekaleten (A) imza atıyor. Daha sonra kiracı (K) bu taşınmazın tapuda (Ş) şirketine ait olduğunu öğreniyor ve kira ödemelerini (Ş) şirketinin yöneticisi ve sahibi (A)'ya yapmaya başlıyor. Ödenmeyen bir kısım kira bedelleri nedeniyle bir süre sonra (Ü) kira sözleşmesine dayanarak temerrüt nedeniyle tahliye davası açıyor. Biz bu davada (Ü)'nün malik olmadığını, (Ü)'ye vekaleten kira sözleşmesini imzalayan (A)'nın vekaletnamede kiraya verme yetkisi de bulunmadığını ileri sürüyoruz. Bu nedenle de aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ediyoruz, ancak mahkemece bu talebimiz pek kabul görmedi Bu konuda da tartışıldığı üzere kiralayan olmak için malik olmak gerekli değil bu konuda bir ihtilaf yok. (Ü) malik değil. Ancak kiralayan pozisyonuyla kira sözleşmesine göre tahliye davası açan (Ü) bizzat sözleşmeyi imzalamadığı gibi, sözleşme imzalamak üzere (Ş) şirketinin temsilcisi (A)'ya verdiği vekaletnamede kiraya verme yetkisi de bulunmuyor. Üstelik sözleşmeyi (Ü)'ye vekaleten imzalayan (A) da zaten malik (Ş) şirketinin sahibi ve temsilcisi. Biraz karışık oldu sanırım ama umarım sorunu anlatabilmişimdir. Ben burada (Ü)'nün kiralayan sıfatının olamayacağını, malik de olmaması nedeniyle tahliye davası açamayacağını düşünüyorum. Mesele ile ilgili Yargıtay kararlarını da taradım ancak benzer bir olaya hiç rastlamadım. Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkürler, iyi çalışmalar...

Sayın bona fides,

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...B- Kiralayan Açısından:
1- Kiracı ile ilişkisi: Kiracı ile akdettiği kira sözleşmesi 6570 S.K. kapsamında kiralayanı bağlayıcı ve birtakım hak ve yükümlükleri haiz. Bu bağlamda:

a- Kiralananı kiracıya teslim etmezse veya kira süresince kira ilişkisine uygun bulundurmazsa kiracıya karşı sorumlu olan kişi kiralayandır.
b- Kira akti kiralayan ile kiracı arasında in’ikad eden bir sözleşme olmakla ve sözleşmenin taraflarını bağlaması doğal (ve beklenen) olduğundan tabii ki “akte aykırılıktan dolayı hakları ve yükümlülükleri olan ve akte aykırılıktan tahliye” talep edebilecek olan kiralayandır.
c- Kira aktine göre kiracı, kira bedellerini kiralayana ödediğinden kira bedeli konusunda temerrüde düşeceği kişi kiralayandır. Kiralayanın, kendisine kiracı tarafından ödenen bedelleri malike verip vermemesi kiracının değil; malikle kiralayanın sorunudur. “Temerrüt nedeniyle tahliye” talep edecek olan da kiralayandır. Kira bedelinde temerrüt de aslında “akte aykırılığın” spesifik bir görünümüdür.
(diye düşünüyorum )

Saygılar...