Mesajı Okuyun
Old 29-06-2011, 19:56   #10
Av.Armağan ÖZMEN

 
Varsayılan

Evet sayın meslektaşlarım, İstanbul Barosuna yaptığımız bildirim sonucu Danıştay'da açılan dava sonuçlandı ve yürütmenin durdurulmasına karar verildi.

Hiç biri değil de, İstanbul Barosuna o kadar özene özene dilekçe yazdık, mesleği korumak adına az çok emek verdik ama davanın sonucuyla ilgili en ufak bir bilgi dahi tarafıma verilmedi. Davanın karara çıktığını yine meslektaşlarımızdan öğrendik. Bu konuyla ilgili de İstanbul Barosuna "nezaketen" bir yazı yazacağım.


Karar metninin özeti aşağıda. Yarın fırsat bulunca PDF formatındaki karar örneğinide upload edeceğim.






Alıntı:
Esas No : 2011 / 5133 Karar No : 2011 /
Merci : Danıştay 10. Dairesi Tarih : 23/05/2011 Yazdır
Seçili Olanı KopyalaSeçili Yazı Kopyalanmıştır
Sözlük(F10)






Özü : BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI'NIN 5.11.2010 TARİH VE 2010/18 SAYILI ZORUNLU MOTORLU TAŞIT SİGORTALARINDA TAZMİNATLARIN VEKALETLE TAKİP VE TAHSİL EDİLMESİNE İLİŞKİN GENELGESİNDE HUKUKA UYGUNLUK BULUNMAMAKTADIR.


İstemin Özeti : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'nın 5.11.2010 tarih ve 2010/18 sayılı Zorunlu Motorlu Taşıt Sigortalarında Tazminatların Vekaletle Takip ve Tahsil Edilmesine İlişkin Genelgesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.



Danıştay Tetkik Hakimi : N. D. Ç.



Düşüncesi : 6584 sayılı Yasanın 32. maddesi, davalı idareye, vekil ile müvekkil arasındaki sözleşmeye müdahale yetkisi vermediğinden; davalı idarenin yasal yetkisini aşmak suretiyle çıkardığı Genelgede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü ile dava konusu Genelgenin yürütmesinin durdurulması gerektiği düşünülmektedir.



Danıştay Savcısı: H. Y.



Düşüncesi : Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.



Hüküm Veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:



KARAR : Dava; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığ'nın 5.11.2010 tarih ve 2010/18 sayıl. Zorunlu Motorlu Taşıt Sigortalarında Tazminatların Vekaletle Takip ve Tahsil Edilmesine İlişkin Genelgesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.



5684 sayılı, Sigortacılık Kanunu, ülkemiz sigortacılığınınn geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer aian kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrar., bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını, temin etmek üzere bu Yasaya tâbi kişi ve kuruluşların, faaliyete başlama, teşkilât, yönetim, çalışma esas ve usulleri, ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar ve sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esaslar, düzenlemek amacıyla kabul edilmiş olup; Türkiye'de faaliyet gösteren sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, araçlar, aktüerler ile sigorta eksperleri anılan Yasanın kapsamında sayılmıştır.



5684 sayılı Yasanın "Zorunlu Sigortalar" başlıklı 13. maaddesinde, Bakanlar Kurulunun, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebileceği; Güvence Hesabı" başlıklı 14. maddesinde ise, bu Yasanın 13. maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Yasayla mülga 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belirlenen koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulması öngörülmüştür.



Aynı Yasanın 32. maddesinde ise, sigorta şirketleri ve aracıların, kişi ve kuruluşlara gerçeğe aykırı, yanıltıcı, aldatıcı ve haksız rekabete yol açan beyanda bulunamayacağı; sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, aracılar ve sigorta eksperlerinin sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye sokabilecek hareketlerden kaçınmak, mevzuat ve işletme planı esaslarına uygun faaliyette bulunmak, sigortacılığın icaplarına ve iyiniyet kurallarına uygun hareket etmek zorunda olduğu; sigorta şirketlerinin, iyiniyet kurallarına aykırı olarak sigorta tazminatının ödenmesini geciktiremeyeceği kurallarına yer verildikten sonra; Hazine Müsteşarlığının, sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, aracılar ve sigorta eksperlerinin yukarıda sayılan kurallara uymalarını sağlamak üzere gerekli her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.



Öte yandan; Borçlar Kanunu'nun 386. maddesinde, vekalet sözleşmesinin, vekilin, sözleşme çerçevesinde kendisine bırakılan işin idaresini veya kabul ettiği hizmetin ifasını içerdiği belirtilmiş; 388. maddesinde ise, vekalet sözleşmesinin kapsamının, sözleşmeyle açıkça tespit edilmemiş olması halinde, işin mahiyetine göre belirleneceği; vekaletin, vekilin kabul ettiği işin yapılması için icabeden hukuki tasarrufları ifa yetkisini kapsadığı; bununla birlikte özel yetki verilmedikçe vekilin, dava açamayacağı, sulh olamayacağı, tahkime başvuramayacağı, kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı, hibe edemeyeceği, gayrimenkulu devir veya bir hak ile sınırlandırmayacağı öngörülmüş; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56. maddesinde, vekâletnamelerin Türkiye için tek tip olup, vekâletnamenin biçim ve içeriğinin Türkiye Barolar Birliği ile Türkiye Noterler Birliği tarafından hazırlanacağı; 35. maddesinde ise, avukatların, dava açma gibi yalnız avukatlar tarafından yapılabilecek işlerin yanında, resmi dairelerdeki dahil bütün işleri takip etme yetkisinin de bulunduğu kurala bağlanmıştır.



5684 sayılı Yasanın 32. maddesine dayanılarak çıkarılan dava konusu Genelgeyle; uygulamada, özellikle zorunlu motorlu taşıt sigortalarında, sigorta tazminatlarının vekil aracılığıyla tahsil edildiği, ancak kimi zaman vekilin tazminat, müvekkiline tümüyle iletmediğinin gözlemlendiği, bu durumun ise, zorunlu motorlu taşıt sigortasının ihdas amacı olan üçüncü kişilerin korunması ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek; söz konusu aksaklığın giderilmesi amacıyla zorunlu motorlu taşıt sigortalarında bedeni zararların vekil aracılığıyla tahsilinde, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının uyması gereken kurallar belirlenmiştir. Buna göre; vekilin temsil ettiği kişiye tahsil ettiği tazminatın ne kadarını iade edeceğine ilişkin olarak vekaletnamede asgari "Tahsil edilen tazminatın %'sı müvekkile iletilecektir." veya benzeri bir ifadenin yer alması gerektiği; vekaletnamede bu şekilde bir ibare yer almaması halinde, temsil olunan kişinin imzasının noter tarafından onaylandığı aynı içerikte bir belgenin düzenlenmesi gerektiği; başvuru sırasında aktarılan şekilde düzenlenen belgenin ya da vekaletnamenin sigorta şirketi veya güvence hesabına ibraz edileceği, ibrazı üzerine belgede vekaletnamede yazılı meblağın temsil olunan hak sahibine, kalanın vekile ödeneceği; ibraz edilememesi halinde ise başvurunun işleme alınmayacağı şeklinde düzenleme Zorunlu taşıt sigortalarında, sigorta tazminatını hak eden kişi ile bu kişinin sigorta tazminatını kendi adına tahsilinde yetkilendirdiği vekil arasında imzalanan vekalet sözleşmesi, Borçlar Kanunu'nda öngörülen vekalet sözleşmesi ile Avukatlık Kanunu'nda öngörülen vekaletname kapsamında olup; uyuşmazlığın çözümü için, davalı idarenin söz konusu alana müdahale etme yetkisi olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.



Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinden görüleceği üzere; 5684 sayılı Yasa, Türkiye'de faaliyet gösteren sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, aracılar, aktüerler ile sigorta eksperlerini kapsamakta ve söz konusu kişi ve kuruluşların faaliyet, teşkilat, yönetim, çalışma esas ve usulleri ile denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemekte; dolayısıyla Hazine Müsteşarlığının anılan Yasa çerçevesindeki yetkisi de, yalnızca bu kişi ya da kuruluşlara yönelik bulunmaktadır.



Nitekim, anılan Yasanın davalı idarece, dava konusu Genelgenin dayanağı olduğu belirtilen 32. maddesinde de, Hazine Müsteşarlığının; sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, aracılar ve sigorta eksperlerinin maddede sayılan kurallara uymalarını sağlamak üzere gerekli her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu hükmüne yer verilmiş; bu suretle Hazine Müsteşarlığının yetkisi, anılan kişi ve kuruluşlarla sınırlı tutulmuştur.

Bu durumda, zorunlu taşıt sigortası tazminatının hak sahibi konumundaki kişi ile bu kişinin sigorta tazminatın, kendi adına tahsilinde yetkilendirdiği vekil arasında imzalanan ve ilgili mevzuat çerçevesinde tarafların iradesi ile içeriği belirlenen vekaletnameler özet hukuk sözleşmesi niteliğinde olduğundan; davalı idarenin bu sözleşmenin içeriğine ilişkin olarak işlem tesis etme yetkisi bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.



SONUÇ : Bu itibarla, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'nın 5.11.2010 tarih ve 2010/18 sayıl. Zorunlu Motorlu Taşıt Sigortalarında Tazminatların Vekaletle Takip ve Tahsil Edilmesine İlişkin Genelgesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleştiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü ile Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 5.11.2010 tarih ve 2010/18 sayılı Zorunlu Motorlu Taşıt Sigortalarında Tazminatların Vekaletle Takip ve Tahsil Edilmesine İlişkin Genelgesinin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA, bu kararın tebliğinden itibaren yedi (7) gün içinde İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin davalı idareye duyurulmasına 23 5 2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


http://www.hukukturk.com/fractal/huk...archKeyToBold=