Mesajı Okuyun
Old 18-09-2020, 12:18   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Gazi
Boşanma davasında her iki yönden de tespit hükmü kurulmasını talep edeceğiz sayın meslekteşım. Fakat boşanma davasında sadece ''davalı eşin boşanmada kusurlu olduğu'' şeklinde karar verilebildiğini, ''davalı eşin mirasçı olmadığının tespiti'' yönünde karar verilemediğini biliyorum.
Bu yönde içtihat veya karar da bulamadım.
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/14899
K. 2017/7670
T. 18.10.2017

DAVA : Taraflar arasındaki mirasçılıktan çıkarma davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.05.2016 gün ve 2016/3071 Esas - 2016/5930 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı ... vekili; ... Aile Mahkemesinde açtığı dava ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma kararı verilmesini istemiştir.

Boşanma davası devam ederken davacının ölmesi sebebiyle mirasçıları davaya devam etmiş, verdikleri 06.11.2012 tarihli dilekçelerinde, davalının kusurlu olması sebebiyle mirastan men edilmesini talep etmişlerdir.

... 4. Aile Mahkemesi'nin 11.06.2013 tarihli kararıyla; davalının kusurlu olduğunun tespitine hükmedilmiş, ayrıca davacı vekilinin davalının mirasçılık sıfatının kaldırılması hususundaki talebi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, davalının bu kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından hükmün kusur incelemesi yönünden temyiz edildiği belirtilerek onanmasına karar verilmiş ve sonrasında davalının karar düzeltme istemi de reddedilmiş olup, hüküm 09.07.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacılar vekili, mirasçılık sıfatının kaldırılması talebinin değerlendirilmesi amacıyla dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istemiştir. Bunun üzerine dosya ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi esasına kaydedilmiş ve anılan mahkemece de görevsizlik kararı verilmesi ve süresinde başvuru üzerine ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 'nin eldeki temyiz incelemesine konu esasına kaydedilmiş ve yapılan yargılama sonucunda "davacıların davasının kabulü ile, muris ...'in mirasından davalının TMK'nın 181/2 maddesi yollaması ile TMK 510/2 maddesi gereğince çıkartılmasına" karar verilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine de hüküm Dairemizin 16.05.2016 tarih, 2016/3071-5930 E. K. sayılı ilamıyla onanmıştır.

Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Hemen belirtilmelidir ki; her ne kadar ... 4. Aile Mahkemesince verilen görevsizlik kararı sonrasında ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalının mirasçılıktan çıkarılmasına karar verilmiş ise de; davacılar tarafından bu konuda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davacının ölmesi üzerine boşanma davasına devam eden mirasçıların talebi Türk Medeni Kanununun 181/2 maddesi gereğince boşanmada kusurun davalıda olduğunun tespitine yöneliktir. Boşanma davasında kusurun diğer eşte olduğunun tespiti hükmü, mirasçılık belgesinin verilmesinde dikkate alınacaktır.

Bilindiği gibi, boşanmada kusurlu bulunan diğer eşin mirasçı olamayacağı TMK'nın 181. maddesinde hüküm altına alınmış olup, bu yönde bir tespite dair ayrı bir dava da açılamaz. Farklı bir ifadeyle, boşanma davası sırasında ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi halinde diğer eşin kusurlu olup olmadığının tespiti yapılacak olup, böylesi bir tespit sonucu da anılan yasal düzenleme gereği yasal mirasçı olup olamayacağı saptanmış olacaktır. Açılacak mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada da, bu tespit hükmü gözetilerek yasal mirasçılar ile miras paylarının belirleneceği kuşkusuzdur.

Bundan ayrı; Türk Medeni Kanununun 510/1 maddesi gereğince mirasçılıktan çıkarma ancak ölüme bağlı bir tasarrufla yapılabilir. Davacı ...'in davalıyı mirasçılıktan çıkardığı ölüme bağlı bir tasarruf da bulunmamaktadır. O halde, mirasçılıktan çıkarma koşulları oluşmadığından anılan yasal düzenlemenin (TMK'nın 510.maddesinin) somut olayda uygulanamayacağı açıktır.

Hal böyle olunca; davacılar tarafından usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece işin esası bakımından ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

Anılan bu hususlar karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin HUMK'nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle Dairemizin 16.05.2016 tarih, 2016/3071-5930 E. K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarda açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 16.05.2016 tarih, 2016/3071-5930 E. K. sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatılan karar düzeltme harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, 18.10.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.(Kazancı)