Mesajı Okuyun
Old 06-03-2013, 18:22   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Manevi Tazminat Yönünden Hakimin Takdir Hakkı

Değerli meslektaşlarım,

Esasen benim sorum hukuki görüş ve beyan almaktan öte; manevi tazminat miktarının ne olması gerektiği ve bu konuda hakimin takdir hakkının (alt ve üst)sınırlarına yönelik vicdani görüşlerinizi almaktan ibaret olacak. Çünkü gerçekten içime bir türlü sindiremediğim, hiçbir şekilde kabullenemediğim, nasıl böyle bir karar verilebilir diye her okuduğumda içimin içini yediği bir dosya ile karşı karşıyayım!

Bir dosyamızda henüz 15 yaşındaki kızlarını, elim bir trafik kazasında, okul servis şoförünün %100 kusuru nedeni ile kaybeden bir aile için hasımlar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtık. (Şoförün ek iş yaptığı,bu nedenle devamlı uykusuz olduğu, çocuklara "çok yorgunum benimle konuşun yoksa uyurum" dediği, pek çok trafik cezası aldığı, öğrencilerin hızlı araç kullanmasından korktuğunu bilmesine rağmen bu korkuyu bir eğlence haline getirdiği,kaza anında 6. vites ile seyrettiği sabit durumda.)

Maddi tazminata yönelik olarak ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketi ile anlaşarak ibralaştık. (Kararı görünce dehşetle "iyi ki Sigorta Şirketi ile anlaşma yoluna gitmişiz!" dedim...)

Ancak manevi tazminat taleplerimizi elbette devam ettirdik.

Kararda;

Henüz 15 yaşında kızlarını çok acı bir şekilde ve bu denli kusur sahibi ve üstüne üstlük vicdandan yoksun bir şahsiyet yüzünden kaybeden bu aile için;
anne açısından; 25.000 (talebimiz 200.000-TL idi.)
baba açısından; 25.000 (talebimiz 200.000-TL idi.)
kız kardeş açısından: 10.000-TL manevi tazminata (talebimiz 100.000-TL idi) hükmolunarak fazlaya ilişkin istemimiz reddedildi.

Bu şekilde bir kaybın ailede yarattığı acıyı dindirecek bir bedel/karşılık olduğunu elbette düşünmüyorum fakat tazminat bedellerinin bu denli düşük olması insanların acısını herhalde 100 kat daha artırmıştır.

Manevi tazminat tutarları konusundaki genel uygulamayı düşündüğünüzde sizce bu bedel hakkaniyete ve yaşanan elem/ızdıraba orantılı bir bedel midir? Acaba benim mi dünyadan haberim yok? Yoksa dünya benim bilmediğim bir zamanda daha da anlamsız bir yer mi oldu!? Benim bir evladım dahi yokken bu denli içim sızlıyor, hakikaten müvekkillerimin acısının boyutunu düşünemiyorum...