Mesajı Okuyun
Old 08-12-2012, 14:15   #14
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Caner Arıcı
...

Nihayetinde ise, sizin de tahmin edeceğiniz üzere, zaman aşımı ile karşılaşmak değil karşılaşmamak sürpriz olur; ve bu durumda bilirkişi raporu hatalı bile olsa bunun pratikte bir önemi kalmaz...

Mı acaba

Meslektaşlarımın tanık ifadelerinin değerlendirilmesi ile ilgili, çalıştıkları döneme ilişkin tanıklıklarına itibar edilmesi gerektiği yönündeki beyanlarına katılmakla birlikte zamanaşımına ilişkin HMK'nın ilgili maddelerini hatırlatma ihtiyacı hissetim.

Zamanaşımı bir defidir, ileri sürülmeden hakim tarafından resen nazara alınmaz. Islah yeni bir dava değil, dava dilekçesindeki usuli hatanın düzeltilmesidir ve davanın sonuna kadar her zaman ıslah yapılabilir. Müddeabihin artırılması da ıslahtır ve yeni bir dava değildir.

Somut olayda dava dilekçesine karşı zamanaşımı defi ileri sürülmemiştir. Islaha karşı da bu defi ileri sürülemeyecektir. Bilirkişi raporunda 1996-1997 dönemine ait bir hesaplama yapmış olsa idi, dava dilekçesine karşı zamanaşımı defi ileri sürülmediğinden dava dilekçesindeki meblağın öncelikle bu dönem fazla çalışma alacağı düşüncesi ile karar çıkacağını düşünüyorum.


T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/8305

K. 2012/11573

T. 3.7.2012

DAVA : Davacı Mustafa Gürbüz vekili Avukat Hakkan Doğan tarafından, davalı Tüm Enerji ve Tic. AŞ. aleyhine 22/04/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2011 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-Davacının temyiz itirazlarına gelince:

Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, esas dava ile istenen miktarın kabulüne, ıslah ile istenen miktarın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi tazminat istemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda zararın, istemden daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine davacı 12/01/2011 günlü ıslah dilekçesi vererek, dava dilekçesindeki talep sonucunu arttırmıştır. Davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp, dava dilekçesindeki istek sonucunun arttırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı def'i, ıslaha karşı ileri sürülemez. 6100 sayılı HMK'nın 177/1. maddesine göre ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Islah bir dava olmayıp, yapılan usul işlemlerinin düzeltilmesidir. Açıklanan nedenlerle, ıslah ile arttırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/07/2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 03/07/2012