Mesajı Okuyun
Old 06-08-2008, 12:08   #52
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
016- BİR HAP VERSEM İÇER MİSİN?


Kadın grip olmuştu. Erkek ilaç dolabından gribe uygun bir ilaç buldu.Bir bardakta su hazırladı.Kadına verdi. “Al canım iç” dedi.”Bu ilacı üç beş gün alırsan gribin geçer.”

Kadın itirazsız aldı.Erkeğe tam bir teslimiyet içerisinde ilacı içti.

Bir hafta sonrada kadının gribi iyileşti.

Aynı olay bir başka zamanda ve bir başka kadınla da oldu.

Yine bu kadında grip olmuştu. Erkek yine aynı hareketleri yapmış ve ilaç dolabından grip ilacı almış bir bardak su ile kadınının yanına gelmişti.”Al hayatım iç.Bu ilaç gribe iyi gelir.Senin ağrılarını giderir “demişti.

Bu kadın ,buna benzer her olay tekrarlanışında; “Aman yanlış hap olmasın!Minoset plus mu?Üzerindeki yazıya bakayım”gibi laflar etti.Güvensizlik gösterdi .Önce hapın üzerindeki yazıyı iyice okuduktan ve emin olduktan sonra içti.


İşte size iki kadın tipi. Biri erkeğine tam bir güven içerisinde ve teslimiyet içerisinde erkeğin verdiği ilacı gözü kapalı içiyor, diğeri ise güvensiz ve erkekten kendisine bir kötülük geleceği düşüncesiyle ilacı kontrol ediyor. Erkeğin kendisini bilerek yada bilmeyerek zehirleyeceğinden endişe ediyor.

Şimdi size soru; bu iki kadından hangisi ile hayat devam edebilir? Tabi ki erkeğe güvenen ve teslim olanla.

Gerçek hayatta ne oldu? Erkek kendisine güvenmeyen kadını boşadı.Kendisine güvenen ve tam olarak teslim olan kadınla hayatını birleştirdi.

Bu, yaşamın kanunudur.Ne kadar zorlarsanız zorlayın,su nasıl her zaman yatağında akarsa erkeğine güvenmeyen kadında yalnız yaşamaya mahkumdur.

PEKİ ERKEK KADININ ELİNDEN İLACI İÇMELİ Mİ?

Evet içmeli. Erkekte kadına tam olarak güvenmeli. Kadının elinden zehir dahi olsa ilacı içmeli.

Zaten kadın erkeğe karşı güvenmez ve arkasından kuyu kazıyor ise kadının elinden erkeği kimse kurtaramaz Çünkü, erkekler, sığınıp güvenmeye daha yatkındırlar.Aile dışında iş hayatında kimseye güvenmezler ve işlerini, iş hayatının acımasız kanunlarına göre yürütürler.Fakat eve gelince huzurlu bir ortam ,güvenecekleri, tam olarak teslim olacakları bir kadın ararlar.Tıpkı bir çocuğun kollarında huzur bulacakları şefkatli bir kadın araması gibi.

Erkekler,belli yaştan sonra annelerinin kucaklarına yatamayacaklarına göre bu ihtiyaçlarını kadınlarının kollarında ,kucaklarında giderirler.Bu nedenle erkekler kadınlara her zaman güvenmişler ve güvenirler.Bu güvenlerinin karşılığını olumlu yada olumsuz olarak alırlar.

Eğer kadın akıllı ise erkeğin güvenine güvenle karşılık verir, huzurlu bir yaşam oluşur.Eğer kadın özgür kadın tipinde ise ,feminist takılıyorsa,hiç kimseye güvenmediği ve erkek düşmanı olduğu için, erkeğin güvenine güvensizlikle karşılık verir,ilacı içmez yada kontrol ederek içer. Sonunda da erkeğini kaybeder.



Benim anlayamadığım, hastalık ve hap/ilaç verme anının bir "konu/gündem" oluşturabilmesi. "İçilmeli, içilmemeli mi " sorusunu içeren bir yazı başlığı bulunabilmesi .

Eşinizse ve sizi zehirleyeceğinden kuşku ediyorsanız, ya paranoyaksınızdır ya da çoktan bitmiş, nefret dolu ve çıkar çekişmesi içeren bir evliliği şeklen sürdürüyorsunuz demektir.

Ama getirilen ilacın, doğru ilaç olup olmadığının kontrolünün yapılmasını da güvensizlik addemezsiniz . Herkes hata yapabilir, sonuçta ilacı içecek olanın ilaç kontrolünü yapması doğal ve olağan bir davranıştır. Bunu kimlik problemi haline getirmek de inanılmaz akıl dışı göründü doğrusu

Saygılarımla...