Mesajı Okuyun
Old 11-12-2006, 00:32   #6
ibreti

 
Varsayılan

Anlatılan fiile baktım;
-Kişilere telefon ediliyormuş.
-Ceza kanunlarını içeren bir kitap ile bir gazeteye abonelik sağlanıp, bunun karşılığında da kişi başına 400.YTL. para alınıyormuş.
-Bu iş yapılır iken kendisini İstanbul (eski sözü unutulmuş olmalı) Başsavcısı olarak tanıtıyormuş...
---
Eylemin suç sayılan yanı ne burada?
Ortada dolandırıcılık olarak değerlendirilebilir eylem ne?
---

On senedir tanıdığım ve dürüslüğünden emin olduğum bir adliye görevlisi var. Ortaokulun son sınıfında şirin mi şirin bir kızı vardı ilk tanıştığımız zamanlarda. O küçük kız liseyi bitirdi. Biraz da benim ballandıra ballandıra anlatmam üzerine İletişim Fakültesini seçti. Okulun bitirdi bir yıl kadar evvel. Mahalli bir gazetede işbaşı yaptı. Bir başka gazetenin editörü ile evlendi. Her ikisi de gazeteci. Lakin gazetecilik yapamıyorlar. İmkanlarını zorlayıp, kendilerine ait olan bir gazete çıkarmaya karar vermişler.
Malum; İstanbulun boyalı basınındaki sermaye tetikçiliği rantın yüksek olduğu yerlerde yerel gazetelerede bulaşmış halde. Böylesi hastalıklı bir ortamda sermaye tetikçiliğinden uzak gazetecilik yapmak pek mümkün değil.
İşte böylesi bir durum karşısında kendi gazetelirini çıkarmaya karar vermiş bizimkiler.
Bizim küçük kız ve eşi uğradı geçen hafta.
Gazetelerine abone bulmaya çalışıyorlar.
Bir yıllık abonelik ve yanında merhum Mehmet Akif Ersoy'un SAFAHAT adlı eserini hediye ediyorlar.
Abonelik bedeli 200.YTL.
Açtım telefon fihristimi, nazımın geçtiği herkesi aradım.
Savcı bey 261 kişiyi aramış, benim aradığım altıyüzden fazla...

Sacit Kayasu hakkında dolandırıcılıktan iddianame tanzim eden zevatlara kendimi ihbar ediyorum.
Buyurup iddianame tesis etsinler!