Mesajı Okuyun
Old 09-02-2009, 14:07   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu konu hakkında ben öncelikle Sayın Av. Suat Ergin'in cevabını bekliyorum. Ondan sonra yazarım kendi düşüncelerimi.

Ne kadar kazık soru varsa bana soruluyor zaten.

6570 Sayılı yasanın 7/ç bendi şöyledir:

Alıntı:
MADDE 7 - Kira şartlarına ve Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerine riayet edilse bile aşağıdaki yazılı hallerde kiralayan

a) Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye istiyebileceği gibi,

b) Gayrimenkulü kendisi veya eşi veya çocukları için mesken olarak kullanma ihtiyacında kalırsa kira akdinin hitamında,

c) Gayrimenkulü kendisinin veya eşinin veya çocuklarının bir meslek veya sanatı bizzat icra etmesi için kullanma ihtiyacında ise kira akdinin hitamında,

Soru işyerinin tahliyesi ile ilgili olduğu için (ç) bendini de alıntıladım.

Alıntı:
Yazan Saim
Peki, Kiralayan kendi oğlu için mi ihtiyaç nedeniyle Tahliye davası açacaktır yoksa Malik'in oğlu için mi? özetle: Kim, kimin adına açacaktır?

Madde kimlerin ihtiyaçlı olabileceklerini tahdidi olarak saydığı için, yukarıdaki soruya rahatlıkla; kiralayan ancak kendi oğlunun ihtiyacı için dava açabilir, diyebiliriz.
Alıntı:
Hem Malik'in oğlunun hem de kialayanın oğlunun ihtiyacı varsa ve bu iki şahıs ayrı ayrı kendi oğulları için Tahliye davası açarlarsa, durum nasıl çözülür?

Sorunun zor ve zekice olan tarafı burasıdır. Kiralayanın dava hakkı mutlaktır. Yasadan kaynaklanmaktadır. Kiralayan olmayan malikin dava hakkı yasayla değil; içtihaden belirlenmiştir. Mülkiyet hakkına dayalıdır.

Hem malik olmayan-kiralayan hem de kiralayan olmayan-malik ayrı ayrı kendileri veya oğulları için, dava açarsa mevzuata göre malik olmayan-kiralayana üstünlük tanımak gerekecektir. Yargıtay bir kararında, kiralayan-malik mecuru 3. kişiye satmış olsa bile, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabileceğini belirlemiştir.

Bana göre, yasa hazırlanırken sanki tüm kiralayanların aynı zamanda malik olacağı kabul edilmiş gibi kaleme alınmıştır. Aslında malik olmayan-kiralayanın dava açabilmesi için malikin onayının da aranması gerekmelidir. Aksi takdirde hakkaniyete aykırı durumlar sözkonusu olabilecektir.

İki kardeş düşünelim. Birisi Almanya'da yaşayıp ülkemizde dükkan/ev satın almış olsun. Türkiye'deki kardeş kiralayan sıfatıyla taşınmazı kiralamış olsun. Daha sonra kendi oğlunun ihtiyacı için tahliye davası açsa ve davanın sonunda kazansa ve oğlu taşınmazda oturmaya başlasa, hukuki sıfatı ne olacaktır? Yani malik olan amcası kendisine tahliye davası açabilecek midir? Bence hayır. Peki fuzuli işgalden dolayı açabilecek midir?

Buyrun Sayın Saim, siz de benim soruma cevap verin de, ödeşelim.