Mesajı Okuyun
Old 05-10-2021, 12:59   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULUE. 2004/12-260 K. 2004/249 T. 5.5.2004

ÖZET : İstek, yetki itirazının kaldırılması istemine ilişkindir. İstekli/alacaklı kendisine ait Gelibolu’da bulunan otelde davalı şirket elemanlarının konakladıklarını konaklama bedelinin bir bölümünün ödenmesine karşın büyük bir bölümünün ödenmemesi nedeniyle 10/3/2003 tarihinde faturaya bağladıkları alacağın 1.392.000.000 TL. olduğunu, faturayı borçluya posta yoluyla gönderdiklerini ancak, ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine borçlunun itiraz etmesi nedeniyle, İcra Müdürlüğünce yetki itirazının kabulü ile dosyanın Ankara İcra Müdürlüğü’ne; gönderilmesine karar verildiğini, bu kararın ve borçlunun yetki itirazının kaldırılmasını istemiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi yetki ve yetkiye itirazları düzenlemekte; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki yetki hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı hükmünü içermektedir. İlamsız icra takibine hangi yerdeki icra dairesi tarafından bakılacağı, diğer söylemiyle ilamsız icrada yetki, hususunda da aynı hüküm geçerlidir. Şu durumda, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi HUMK’nun 9. maddesi gereği borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Ayrıca, alacaklı tarafın, borçlunun itirazına uğrayan fatura kapsamındaki alacağa konu konaklama bedelinin davalı/borçlu gösterilen şirket işçilerine ait olduğunu gösterir bir delil bulunmadığı gibi; bir an için bu işçiler davalı/borçlu şirketin işçileri kabul edilse bile konaklama ücretinin bu şirket tarafından ödeneceği konusunda herhangi bir taahhüdün varlığı, davacı tarafından ispatlanamamıştır.

Görüldüğü üzere; borçlu şirket taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğunu baştan beri reddetmiş, alacaklı ise, böyle bir ilişkinin varlığını ispata yönelik bir delil de ortaya koyamamıştır. Bu bağlamda taraflar arasında konaklama hizmetinden kaynaklanan bir hukuki ilişkinin dahası sözleşmenin varlığı alacaklı tarafından ispatlanamadığından, alacağın konaklama ücretinden kaynaklandığını kabule olanak yoktur.

Bu açık durum karşısında, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 73/1 ve HMUK 10.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira, davacı /alacaklı taraf alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkiyi ispatlayamadığına göre bu hukuki ilişkinin varlığına dayanarak kendi ikametgahında icra takibi yapmasına da yasal olanak bulunmamaktadır.