Olayın kendisine diyecek hiçbir şey yok, acil şifalar meslektaşa.

Ancak, olayların bu noktaya gelmesinin nedenleri araştırılıp üzerine gidilmeden de bu gibi olayların önüne geçmek mümkün değil. Ben bizzat bu kadar dramatiğine denk gelmedim icra yaptığım sıralarda ancak çok yakınımdaki meslektaşların kafasına silah dayanmışlığı, borçlu tarafından bir evin odasına kapatılmışlığı vb olaylar oldu. Hacze giden icra memuruna bu kadar dayılananlar oluyor mu merak etmiyor değilim? Ya da avukata yapılan bu çirkin saldırılar ile bir orana vuracak olursak hangisi fazla çıkar?

Demek istediğim şu, insanlar devlet memuruna saldırmaktansa o sırada daha savunmasız buldukları avukattan hınçlarını çıkarmayı daha uygun buluyorlar. Çünkü insanlarda avukatın bir kamu görevi icra ettiği algısı kesinlikle yok ve bilmiyorlar. Baro da tam olarak böyle durumlar için vardır, bu ve benzeri olaylarda baroların çok aktif bir şekilde müdahil olması ve gerekirse ısrarlı basın açıklamaları ve ilanlar ile bir avukatın mesleğini icra ederkenki karşılaştığı saldırılarda hakim ve savcılar için uygulanan ceza hükümlerinin uygulandığını, avukatlığın bir kamu görevi olduğunu vb. şeyleri anlatması, gerekirse insanların kafasına vura vura sokması gerekir. Ki insanları caydırıcı bir anlamı olsun şu "kınamaların, vah vahların".

Bu tabi aslında çok parçalı bir zincirin son halkası; hakim duruşmada avukatı azarlar, mübaşir kalemde avukatı azarlar, icra müdürü dairede avukatı azarlar ve nihayetinde hacze çıkıldığında borçlu da gelir avukatın boğazına bıçağı dayar. Sonra da düşünüp dururuz neden böyle oluyor diye.