Mesajı Okuyun
Old 26-03-2012, 09:50   #10
primavera

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/19251

K. 2010/1757

T. 4.2.2010

• KATKI BEDELİNİN TAHSİLİ ( Kadının Ev İşlerini Yapması ve Çocuklara Bakmış Olması Diğer Eşin Edindiği Mala Katkı Sayılamayacağı )

• KATILMA ALACAĞI ( İstek Değer Artış Payına İlişkin Olduğu - Davacı Bu Konuda Katkısını Kanıtlayamadığı Gibi Talebi Olmadığı Halde Katılma Alacağına İlişkin Hükümler Uygulanarak Hüküm Kurulmasının Doğru Görülmediği )

• DEĞER ARTIŞ PAYI ( Davacı Bu Konuda Katkısını Kanıtlayamadığı Gibi Talebi Olmadığı Halde Katılma Alacağına İlişkin Hükümler Uygulanarak Hüküm Kurulmasının Doğru Görülmediği )

• KATKI PAYI ( Eşler Arasında Yasal Mal Ayrılığının Geçerli Olduğu Dönemde Kadın veya Kocanın Diğerinden Katkı Payı Karşılığı Bir Tazminat İsteyebilmesi İçin Mutlaka Parasal veya Para İle Ölçülebilen Maddi Bir Değer Koymak Suretiyle Bir Katkısının Olması Gerektiği )

4721/m.202, 220, 225, 227

4722/m.10

ÖZET : Dava, katkı bedelinin tahsili istemidir. Kadının, ev işlerini yapması ve çocuklara bakmış olması, diğer eşin edindiği mala katkı sayılamaz. Sonuç olarak; 1.1.2002 tarihinden önce; eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir. Davacı dava konusu taşınmaza katkıda bulunduğunu kanıtlayamamıştır. O halde taşınmaz hakkındaki davanın reddi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olan bilirkişi raporu esas alınarak taşınmaz hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Dava konusu araçlara gelince; davacının katılma alacağına ilişkin davası bulunmamaktadır. İstek TMK. 227. maddesine dayalı değer artış payına ilişkindir. Davacı bu konuda katkısını kanıtlayamadığı gibi, talebi olmadığı halde katılma alacağına ilişkin hükümler uygulanarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıya ait 172 ada 42 parseldeki taşınmaz ile ... ... ... ve ... ... ... plakalı aracın edinilmesine katkıda bulunduğunu belirterek katkısına karşılık fazlaya dair haklarını saklı tutarak 20.000 TL.'nin tahsili isteminde bulunmuştur.

Tarafların 16.3.1976 tarihinde evlendikleri, 10.8.2006 tarihinde açılan boşanma davası sonucunda boşanmalarına karar verildiği, kararın 2.6.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Mal rejimi boşanma davasının açıldığı 10.8.2006 tarihinde sona ermiştir. ( TMK. m.225. ) Dava konusu taşınmazın 4.2.1986 tarihinde alındığı, ... ... ... plakalı aracın 12.8.2005 tarihinde alınıp, 16.8.2006 tarihinde satıldığı, davalı tarafından bu araç ile ilgili daha önceki tarihte satışla ilgili bir kısım belgelerin sunulduğu, ... ... ... plakalı aracın ise 12.7.2006 tarihinde alınıp, 28.7.2006 tarihinde tescilinin sağlandığı davacının ise ev hanımı olduğu, çalışmadığı, gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasında evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi ( TKM. m. 170. ), bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( 4722 s. K. m. 10., TMK. 202. )

Dava konusu olan ve davalı adına tapuda kayıtlı taşınmaz mal davalının kişisel malıdır. ( TMK. md. 220/2. ) Eşlerden birinin edindiği mala, diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Başka bir ifade ile kadının, ev işlerini yapması ve çocuklara bakmış olması, diğer eşin edindiği mala katkı sayılamaz. Sonuç olarak; 1.1.2002 tarihinden önce; eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir. ( HGK. 18.6.2008 gün ve 2008//2-432-444 sayılı kararı ) Davacı dava konusu taşınmaza katkıda bulunduğunu kanıtlayamamıştır. O halde taşınmaz hakkındaki davanın reddi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olan bilirkişi raporu esas alınarak taşınmaz hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Dava konusu araçlara gelince; davacının katılma alacağına ( TMK. md. 231-236 ) ilişkin davası bulunmamaktadır. İstek TMK. 227. maddesine dayalı değer artış payına ilişkindir. Davacı bu konuda katkısını kanıtlayamadığı gibi, talebi olmadığı halde katılma alacağına ilişkin hükümler uygulanarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. ( HUMK. md. 74 )

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.