Mesajı Okuyun
Old 14-02-2009, 13:45   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avturker
Merhabalar ve iyi çalışmalar.
Anlaşmalı boşanma davasına dayanak protokol ile müvekkil adına kayıtlı evin satılarak bedelinin boşandığı eşine verilmesi kararlaştırılmış. Ev kredi ile alınmış ve kredi taksitleri halen ödenmekte, evin satışı için bir tarih kararlaştırılmamış.
Mahkeme verdiği kararda ev konusundaki bu protokol hükmüne yer vermediği gibi protokolün kararın eki sayılacağı yönünde bir ifade de kullanmamış.
Karar temyiz edilmeden kesinleşti.
Karşı taraf evi kiraya vermiş ve kirasını almaya devam etmektedir. Müvekkili evi sattırmamak hususunda tehdit etmektedir ve hakkında tehditten dava açıldı.
Karşı taraf müvekkile ihtarname göndererek söz konusu evin bedeli olarak kendisi belirlediği 150.000TL yi talep eder, bu ihtarnameye boşanma hükmünde yer almadığı, evin bedelinin o kadar olmadığı ve kendilerinin kötü niyetli oldukları gerekçeleri ile itiraz edilmiştir.
Şu anda karşı taraf müvekkil aleyhine 150.000TL bedelli alacak davası açmıştır. (Evin bedelini talep etmektedirler)
Sorularım şöyle;
1- Mahkeme hükmünde yer verilmeyen protokol hükmünün hukuki durumu nedir?
2- Açılan davada protokolün hükümsüzlüğünü ve karşı tarafın evin satılmaması hususunda müvekkili tehdit ettiğini ileri sürmemin hukuken akıbeti nedir?
3- Karşılık dava olarak karşı tarafın aldığı ve almaya devam ettiği kira bedellerini ve ev satılmadığı için müvekkilimin ödemek zorunda kaldığı kredi faizlerini talep edebilirmiyim?
Şimdiden teşekkür ederim.


Cengiz Bey'in uyarısına katılıyorum. Mesaj güncellemek de kurallara aykırıdır. Fuzuli olan ilk mesajınızı silmeme rağmen, ikincisini Cengiz Bey'in anlamlı uyarısı havada kalmasın diye silmiyorum.

Sorunuzun cevabına gelince...Müvekkilinizin kötüniyetli olduğunu düşünüyorum. Eşini boşanmaya ikna etmek için, taşınmazı vermeyi taahhüt etmiş bu durum protokole de geçmiştir. Hakimin tecrübesizliği, karşı taraf vekilinin tecrübesizliği ve basiretsizliği nedeniyle protokol karara yansıtılmamıştır.

Ancak yine de, resmi merci önünde imzası ikrar edilmiş bir belgeye göre, müvekkiliniz karşı tarafa taşınmaz vermeyi taahhüt etmiştir. Protokol karara geçmemiştir ama kararda protokolün geçersiz olduğuna(Protokole hakimin müdahelesi) dair bir hüküm de bulunmamaktadır. Dolayısıyla M.K. 2 inci madde gereğince, sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

Tehdit olayı ceza hukukunun ilgilendirmektedir. Hukuk davasındaki etkisi "sıfır" olacaktır.

Son sorunuza ise yanıt vermek zor. Bu hususlar protokolde ne şekilde yer almaktadır?