Mesajı Okuyun
Old 05-12-2006, 11:43   #13
NİLGÜN SEYMEN

 
İnceleme 3.itiraf.

Üçüncü bey de yaşı ellilerin üzerinde,hafif kırlaşmış saçlarını usulca düzelterek,bir yanda kahvesini yudumlarken diğer yanda da gülümseyerek geçmişle olan anılarını yâd ediyordu.

Ben dedi;yıllarca mimarlık bürom ile EVİM arasındaki,yaklaşık altı duraklık mesafenin sınırlarını aşmamaya çalıştım hep.
Ne gece hayatım oldu,ne de kahvehanelere merakım.
Ama büromun tam karşısında bir iş hanı vardı ve camlarımız karşılıklı bakışırdı.
Günün birinde hayatımın rutinleştiğini ve anlamsızlaştığını düşünmeye rastladığım günlerden birine rastlar!
Tam karşı hizama denk gelen kata,bir muhasebe bürosu açıldı.
Nereden mi anladım,
büroya gelip giden klasör ve ajandaların ciddiyetinden ve daha sonra ki referanslarımdan elbette!
Ben penceremin yanıbaşında duran menekşelerimi sulamak bahanesi ile cama yaklaştığımda,orta boylu,hafif kumral,son derece zarif bir bayan pencerede belirdi.
Yanlış anlaşılabilir miyim diye korkarak hafifçe gülümseyerek selam verdim.
O da gözlerinde samimi bir ifade ile dostça yanıtladı bu tebessümü...
Aman ALLAHIM!
Sanki büromda spotlar yanmıştı.O ne ŞAHANE gülüştü.
İşte o an başlayan gülümseyiş hala daha içimdedir!
Eve dönüşlerde, yılların sürgit durağan akşamlarından birini yaşayarak her sabah hayata yeniden doğmuşcasına uyanarak,neşe içinde traş olmak,kıyafetlerde yıllardır unutmuş olduğum,cekete uyan kravat tercihi için,saatlerce gardrobun etrafında pervane olmak! Ve coşku ile büroma koşmak...
O kumralla ne buluştuk,ne biryerlerde oturup çay içebildik.Ah keşke,
keşke zamanı geri alabilseydim diye geçirdim içimden.
Bir cumartesi günü,yine herzamanki umutla büroma koştuğum bir sabah,pencerenin panjurlarını açar açmaz yıkılmıştım.
Karşı büroda isminin Selma olduğunu sonradan öğrendiği m ve hayranlık duyduğum kadın,bir erkekle son derece samimi ve içten kahkahalar atarak derin bir sohbete oturmuştu.
Ve ben,sonradan nişanlanarak evlendiği o yabancıya karşı,korkunç bir haset ile bakarak panjuru indirdim,akşama kadar hiç açmadım perdeyi o gün.

Eve döndüğümde içimdeki karamsarlığı eşim de hissetmişti ki,
merakla sordu:
-Hayrola,BÜRODA KÖTÜ BİRŞEY Mİ OLDU?
Gülmemek için zor tuttum kendimi,ne diyeceğim şimdi?


-Evet çok kötü bir şey oldu karıcığım,
kocan aşık olduğu kumralı, bir başka adama mı kaptırdı mı, diyecektim?

En kötüsü de altı aydır bıraktığım sigaraya,o gece tekrar başlamış olmamdı.
AŞKA yenik düşmenin ağılığı ile nikotine asılmıştım sil baştan.
Derin bir nefes çektim ve için için söylendim;

Kahretsin,kahretsin,
kaybettim seni!