Mesajı Okuyun
Old 06-02-2009, 23:17   #15
pir_i fani

 
Varsayılan

İstanbul Adliyesindeki Tevzi Bürosundan Tutunda Diğer Kalemlerdeki Memurlar İşlerini Oldukça İyi Biliyorlar. Çoğunlukta Bizim Onlara İşlerimiz Düşsede Onların Benden Bir Ricası Olduğunda Geri Çevirmemeye Özen Gösteriyorum Ayrıca Hakim'lerle İlgilide Detaylı geri bildirim almanız Mümkün
Sn, Y.Selim Aydın'ın da dediği gibi Abi, Abla hitabı Oldukça iş görüyor
Bu Onları Kullanmak gibi algılanmasın lütfen dediğim gibi çoğunlukta bizim onlara işimiz düşede onlardan da gelen küçük ricaları geri çevirmemekte fayda vardır.
.... Bol gülücüklü olarak yazılan bu yazıya birçok insan gibi ben de katılmıyorum.Bunu yazanın en az lisans düzeyinde bir eğitim aldığını düşününce üzülmemek içten değil.Tatlı dil tabi ki yılanı deliğinden çıkartır.Ancak kimse kimseye şirin olmak veya yakın olmak zorunda değildir.Nasıl ki memurdan adabıyla işini imkanlar ölçüsünde yapmasını bekliyorsanız, onlar da sizden yine imkanlar ölçüsünce ve meslek ve insanlık kuralları gereğince yapmanızı isteyecektir.Küçük ricadan kasıt nedir? Söz gelimi e-takip kayıtların Uyap' a uygun kaydı hususunda uyarı mıdır?Ya da saat beşe beş kala değil de mesai saatlerinin başlarında iş getirilmesi midir? Ya da süreli işlerin son gün ve son dakikaya bırakılmaması ricası mıdır? En kötü ricanın kağıdımız bitti, kağıtlar sınırlı olarak veriliyor, ve birtakım kırtasiye malzemeleri de asla devlet malzemeden verilmiyor, memur maaşıyla ammeye malzeme alamayacağından, devlete sadana niyetine bir top kağıt, bir düzine kalem talebi mi ricadır. En kötü ihtimalle budur.Her insanın her konuda eksiği olabilir. Tecrübede,bilgide, usul görmede, gün görmede, bunların iş gören ve işi görülen taraf arasında beşeri ilişkiler dahilinde çözümlenmesi tuhaf değildir.Çoğu zaman da bu eksiklikler çalışma hayatının doğal akışında kenliğinden giderilir.Bazen söylemeye hacet kalmaz, Tevzi bürolarının yaptıkları iş kanımca UYAP' ın ne kadar KÜÇÜK İŞLERLE uğraştığının KANITI.Buyrun efendim, TC numaranız, falanca daireye düştü, iyi günler ..... Adliye işi bu değildir, Bu kadar basit ve bu kadar çocuk oyuncağı değildir.Ve pıt diye de öyle tevziden yollandığı gibiişler hık diye de neticelenmez, hiç bir adliye biriminde, özellikle de icra dairelerinde, sebebi malum... Personelin sayıcı azlığı görev alanının daire dışında da muhakkak olması gerektiği, yani az personel hacze gidince yok personel oluyor dairelerde, malesef,.... Abla, abi meselesine de gelince, insanlar karşısındakine kendi bilgisi, görgüsü, kültürü, anlayışı, nezaketi ve konuşmak istediği hitap şekliyle yaklaşırlar.Ne söylendiği kadar, kimin ne amaçla söylediği mühimdir burda.Kinayeyi, hakareti, bir tepkiyi ve bir ifadeyi yansıtacak HİTABI muhatabı anlar, karşılığını da aynı dille verir zaten.Kimse abla, abi olup el öptürmek istemez.Herkes YAPILAN İŞTE SAMİMİYET ve DÜRÜSTLÜK arar.Beyefendi hitabı nezaketlidir ve avukata, çamışan memur ve amire yakışır, abi abla hitabı nezaketsizdir ve avukata çalışan memura amire yakışmaz diye bir şey yoktur.Bunlar tamamen tercih meselesidir.Ama resmi bir dairede ilişkiler genelde resmidir.Ne kadar adliyenin bazı birimlerinde abi abla hitapları karşılıklı olarak konuşulsa da( memurun iş sahibine, iş sahibinin de memura ya da amire) ne yağcılıktandır, ne de iş iş halledilirlik anahtar kelimesindendir.Tamamen İLETİŞİMİN frekansıdır.ve kimisi bu frekanstı tercih eder, kimisi etmez.Konuşmalarımızı ve davranışlarımızı da karşımızdaki kişi belirlemez.KARAKTER ve KİŞİLİK kendini gösterir.Ortada kınanacak bir gurup da yoktur.Adliye çalışanları ile aranızın iyi olup olmadığını sorgularken, özellikle AVUKAT meslek gurubu için söylüyorum.Önce sistemle(ülke ve devlet şartları), sonra KENDİLERİNİN HAYATLA TÜM YAŞAMLA OLAN (aile, eş, iş, akrabalar , arkadaşlar v.s) olan İLİŞKİLERİ değerlendirsinler.SORUNUN NERDE OLDUĞUNU DAHA İYİ ANLAYACAKLARDIR.