Mesajı Okuyun
Old 29-11-2020, 19:19   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HGK oy çokluğu ile verdiği aşağıdaki 15.06.2016 T. 2014/4-1193 E. 2016/800 K. sayılı kararında , maddi tazminat istemli davada manevi tazminat ayrı bir davanın konusunu teşkil ettiğinden harcı yatırılmış olsa dahi ıslah yolu ile esas davaya eklenemeyeceği görüşündedir. Aynı görüş Trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarına bakmakla görevli 17.HD. since de paylaşılmıştır. Buna karşın iş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarına bakan 21.HD.sinin gerekli harçları yatırıldığı takdirde, ıslah yoluyla talep edilen manevi tazminat davasının ek dava olarak kabul edilerek ilk davaya eklenebileceğini kabul eden kararları bulunmaktadır. Yaygın olan görüş HGK.kararında yazılı olan gibidir.

HGK.nun 15.06.2016 Tarih, 2014/4-1193 E. 20126/800 K.sayılı kararı

Açıklanan nedenlerle, haksız fiil nedenine dayalı tazminat istemli davada, davanın konusunu sadece maddi tazminat oluşturmaktadır. Dava konusu edilmeyen manevi tazminat talebi ayrı bir müddeabihtir. Bu nedenle de ıslahın konusu olamayacakları; eş söyleyişle eldeki davada başlangıçta dava edilmeyip, ıslahla davaya katılmak istenen manevi tazminat ayrı bir müddeabih olmakla, ayrı bir davanın konusunu teşkil edecekleri, kanaatına oyçokluğu ile varılmıştır. Nitekim benzer ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 29.06.2011gün ve 2011/1-364-453 E. / K. sayılı kararında da kabul edilmiştir.

Görüşmeler sırasında azınlıkta kalan üyeler şu görüşleri savunmuşlardır: davalar arasında 6100 sayılı HMK'NIN 166/4 maddesi kapsamında bağlantı bulunması halinde ıslah yolu ile dava dilekçesinde yer alamayan bir talebin eklenebileceği, tek bir eylem olduğuna göre bu eyleme dayalı taleplerin ıslah yolu ile eklenebileceği, tamamen ıslah ile dava dilekçesinin tamamını değiştirme hakkına sahip olan davacıya kısmen ıslah ile manevi tazminat isteminin eklenmesinin kabul edilmemesinin usul hükümlerine aykırı olduğu, başvuru harcı yatırılmış ise bu talebin bir ek dava gibi kabul edilerek karar verilebileceği, başvuru harcı yatırılmamışsa da, peşin karar ve ilam harcı ödenmek suretiyle verilen bu dilekçenin ayrı bir dava olarak kabul edilmesi gerektiği, başvuru harcının sonradan ikmal ettirilebileceği, usul ekonomisi ve süreye bağlı talepler bakımından arz ettiği önem nedeniyle böyle bir dilekçenin ayrı bir dava dilekçesi olarak kabul edilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği, objektif dava birleşmesi olan davalarda talep kısmının ıslah ile arttırılabileceği, çağdaş hukuk sistemlerinde ıslah hükümlerinin bulunmadığı, hakka ulaşmanın önündeki engellerin kaldırılması gerektiği görüşleri savunulmuş ise de, Kurul çoğunluğunca bu görüşler kabul edilmemiştir.

Oluşan bu durum karşısında, mahkemece açıklanan ilkeler çerçevesinde manevi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup; direnme kararının onanması gerekir.

17.HD.sinin 19/12/2018T. 2018/5781 E.2018/12498 K.sayılı kararı

HUMK.'nun 83. ve devam maddelerinde (6100 sayılı HMK 176. ve devamı maddeleri) düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmadığı gibi, ıslahla dava dilekçesinde talep edilmeyen manevi tazminat istenemeyeceği gibi, dava dilekçesinde talep edilen manevi tazminat miktarı da ıslahla artırılamaz.