Mesajı Okuyun
Old 27-01-2011, 18:57   #59
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcugokhanozkan
Resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda(boşanma da böyle) ıslaha gerek yoktur çünkü davanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı uygulanmaz bu tür davalarda.


Davayı değiştirme ve genişletme yasağının aşılma halleri dört şekilde karşımıza çıkar. Yani bu dört halden birisi varsa davacı iddiasını değiştirip genişletebilir. Bu haller şunlardır: Davalının muvafakati, ıslah, feragat, meddeabihin temliki.
- Davalının muvafakati; Bu muvafakat zımni bir muvafakatte olabilir. Yani davacı iddia ve savunmasını genişlettiğinde davalı hemen muvafakat etmediğini beyan etmezse (yani susarsa), rıza göstermiş olur ve davayı genişletilmiş ve değiştirilmiş haliyle devam edilir.
- Islah; Davalı muvafakat etmemişse davacı dava dilekçesini ıslah etmek suretiyle iddiasını değiştirip genişletebilir. Islah davanın taraflarına yapmış oldukları usuli işlemleri düzelme imkanı veren, tek taraflı usuli bir işlemdir. Sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Sözlü olarak yapıldığında tutanağa geçirilir ve altı ıslah eden tarafından imzalanır. Islah masrafları dava sonunda ıslah yapan tarafa yükletilir. Karşı tarafa yükletilmez. Davacı davasını tamamen ıslah edebileceği (kamilen ıslah) gibi, kısmen de ıslah edebilir. Tamamen ıslah edildiğinde davalının vermiş olduğu cevap layihası da dahil olmak üzere ondan sonra yapılmış olan bütün usuli işlemler geçersiz olur. Kısmen ıslahta ise davacının ıslah etmek istediği işlemler geçersiz olur.
Davacı davasını ıslah ettiği andan itibaren, 3 gün içinde mahkemeye yeni bir dilekçe vermek zorundadır. Aksi halde dava iptal olunur. İptal tarihinden 3 ay içinde yeni bir dava açmazsa davadan feragat etmiş sayılır. Kuşkusuz feragat edilmiş olan dava ıslah edilen davadır. Yoksa yeni hali ile dava henüz açılmamış olduğundan, bu davadan feragatte mümkün değildir.
Islah hüküm verilinceye kadar yapılabilir. Hüküm verildikten sonra kanun yolları aşamasında ıslah mümkün değildir. Taraflar davada 1 defa ıslah hakkını kullanabilirler. Dava birden fazla ıslah edilemez. Öyle bazı işlemler vardır ki, ister tam ıslah olsun ister kısmi ıslah olsun ıslaha rağmen geçerliliklerini korurlar. Bu işlemler şunlardır (yani ıslahtan etkilenemezler)
-Mahkeme önünde yapılan ikrar
-Bir yerin keşfi ve muayenesi üzerine tutulan tutanaklar.
-Bilirkişi raporları,
-Tanık ifadeleri,

Maddi hukuk işlemleri

Islah, tek taraflı açık bir irade beyanıdır. Karşı tarafın ve mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Islahla şu işlemler değiştirilebilir;
- Vakıalar
- Davanın konusu
- Talep sonucu
- Eskiden HUMK md. 87/son cümle gereği olarak ıslah yolu ile müddeabih arttırılamıyordu. Fakat Anayasa Mahkemesi bu hükmü anayasaya aykırı bularak iptal etti. Artık ıslah yolu ile müddeabih arttırılabiliyor.
Islah yolu ile şu işlemler ise yapılamaz:
- İkinci tanık listesi verilemez (Bu kamu düzenine ilişkin bir yasaktır)
- İlk itirazlar ileri sürülemez.
- Taraf değiştirilemez
- Islah ile zamanaşımı defi ileri sürülemez.

Emin misiniz?

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2003/2-106

K. 2003/106

T. 26.2.2003

• ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA ( Davalının Şiddetli Geçimsizlikte Kusurlu Olmamasından Dolayı Reddedilmesi )

• DAVAYI DEĞİŞTİRME ( Dava Dilekçesi Verildikten Sonra Davacının Yeni Vakıalar İleri Sürmesi Davayı Değiştirme Olup Ancak Davalının Rızası veya Islah Yolu ile Mümkün Olması )

• ISLAH ( Dava Dilekçesi Verildikten Sonra Davacının Yeni Vakıalar İleri Sürmesi Davayı Değiştirme Olup Ancak Davalının Rızası veya Islah Yolu ile Mümkün Olması )

• DAVA DİLEKÇESİNİN KAPSAMI ( Davacının İddiasının Dayanağı Olan Bütün Vakıaların Sıra Numarası Altında Açık Özetlerini Dava Dilekçesine Yazmasının Gerekmesi )

• HAKİMİN RESEN VAKIALARI GÖZETMEMESİ ( Hakimin Davacının Dava Dilekçesinde Göstermediği Vakıaları Kendiliğinden Gözetememesi )

743/m.134

1086/m75,179,185

ÖZET : Davacı dava dilekçesinde hem şiddetli geçimsizliğe hem de 3444 sayılı yasa ile değişik MK.134/son maddesine dayanmış, ancak ilk oturumda davasını şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya hasretmiş, fiili ayrılık nedeniyle boşanma isteği olmadığını açıkça beyan etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasında, davalının herhangi bir kusurunun olmadığı, davacının başka bir kadınla gayrıresmi yaşadığı, davalının evliliğin devamında kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 12.10.2000 gün ve 2000/205 E- 721 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 18.10.2001 gün ve 2001/12160-14087 sayılı ilamiyle; ( ...Olayları açıklamak taraflara tatbiki gereken kanun maddesini tayin ise hakime aittir. Dava dilekçesinin başlık kısmında her ne kadar şiddetli geçimsizlik yazılmış ise de dilekçe içeriğinde ve sonuç kısmında daha önce reddedilen davanın belirtilmesine ve 3444 sayılı Yasa şartlarının oluştuğu, tarafların bir araya gelmedikleri belirtilmiş olmasına göre tatbiki gereken kanun maddesi Medeni Kanunun 3444 sayılı Yasa ile değişik 134/son maddesidir.

Mahkemece 11.5.2000 tarihli celsede sorulan soru üzerine davacının davasının şiddetli geçimsizlik olduğunu beyan etmesi sonucu değiştirmez.

Davanın hukuki dayanağının değiştirildiğine dair usulüne uygun bir ıslahta bulunmamaktadır. Bu durumda Medeni Kanunun 134/son maddesi şartlarının oluşup oluşmadığı yönünden mahkemece inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Medeni Kanunun 134/1. maddesi şartları yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava,boşanma isteğine ilişkindir.

Davacı, dava dilekçesinde,davalı ile olan evliliğinin davalının tutum ve davranışları yüzünden temelinden sarsıldığını, geçinemediklerini, daha önce Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/102 E, 396 K. sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığını, reddedildiğini, red kararının kesinleştiğini, 3444 Sayılı Yasa ile değişik MK.134/son maddesi uyarınca bir araya gelme olanağı bulunmadığından boşanmaya karar verilmesinı talep ve dava etmıştir.

Davalı, davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece, davalının kusurunun bulunmadığı, kusurun tamamen davacıda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı, iddiasının ( davasının ) dayanağı olan bütün vakıaların ( olayların ) sıra numarası altında açık özetlerini dava dilekçesine yazmalıdır ( M.179/3 ). Bunlar, dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye elverişli bulunan vakıalardır.

Dava dilekçesi verildikten sonra, davacının ( dilekçesinde bildirmediği ) yeni vakıalar ileri sürmesi, davayı değiştirme olup, ancak davalının rızası veya ıslah yolu ile mümkündür
( m.185/2 ).

Hakim, davacının dava dilekçesinde göstermediği vakıaları kendiliğinden gözetemez ( inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz ( m.75.1 ) fakat hakim müphem ( belirsiz ) veya çelişik gördüğü iddia ve sebepler ( vakıalar ) hakkında izahat ( açıklama ) isteyebilir ( m.75.II ). Ancak bu izahat isteme sadece dava dilekçesinde bildirilmiş olan vakıalar için söz konusudur. Dava dilekçesinde gösterilmeyen ( bildirilmeyen )bir vakıa, izahat isteme ( veya izahat verme ) bahanesi ile ( davalının rızası olmadıkça ) sonradan ileri sürülemez.

Somut olayda davacı dava dilekçesinde hem şiddetli geçimsizliğe hem de 3444 sayılı yasa ile değişik MK.134/son maddesine dayanmıştır. Davacı 11.05.2000 tarihli ilk oturumda davasını şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya hasretmiş, fiili ayrılık nedeniyle boşanma isteği olmadığını açıkça beyan etmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasında, davalının herhangi bir kusurunun olmadığı, davacının başka bir kadınla gayrı resmi yaşadığı, davalının evliliğin devamında kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığından usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı yerindedir. Onanmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ( 2.920.000 ) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26.02.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.