Mesajı Okuyun
Old 20-01-2009, 21:00   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek karar 2

3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5161
K. 2004/5218
T. 17.5.2004
• NAFAKA DAVASI ( Davalının Asgari Ücretle İş Bulduğu ve Mazeretsiz Olarak Çalışmadığı Tespit Edilmiş İse de Yerleşik Yargıtay Uygulamasına Göre Asgari Ücretin Yoksulluğu Ortadan Kaldırmadığı )
• ASGARİ ÜCRETİ ( Davalı Asgari Ücretle Çalışsa Bile Yoksulluğunun Ortadan Kalkmayacağı Sadece Nafakanın Miktarının Tayininde Rol Oynayacağı - Yoksulluk Nafakasının Kaldırılamayacağı )
• YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI ( Davalı Asgari Ücretle Çalışsa Bile Yoksulluğunun Ortadan Kalkmayacağı Sadece Nafakanın Miktarının Tayininde Rol Oynayacağı - Reddi Gereği )
4721/m.176
ÖZET : Davalının asgari ücretle iş bulduğu ve mazeretsiz olarak çalışmadığı tespit edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edildiğinden ( HGK.nun 1.5.2002 gün, 2-397 E, 339 K. )davalı asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğunun ortadan kalkmayacağı sadece nafakanın miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, yoksulluk nafakası kararından sonra davalının çalışarak gelir temin ettiği, babasından miras kaldığı böylece yoksul olmadığı ileri sürülerek aylık 45.000.000 lira yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, TMK.nun 176/3-4 maddesine göre: "irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."

Somut olayda, davalı kadına 19.9.2001 tarihi itibariyle artırılarak aylık 45.000.000 lira yoksulluk nafakası verilmiş, bu tarihten çok önce ( 25.2.1989 )ölen babasından bir kısım taşınmazlar hisseli olarak intikal etmiş, buna rağmen kesinleşen yargı kararlarıyla davalının yoksul olduğu kabul edilmiştir.

Ayrıca, her ne kadar davalının asgari ücretle iş bulduğu ve mazeretsiz olarak çalışmadığı tespit edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edildiğinden ( HGK.nun 1.5.2002 gün, 2-397 E, 339 K. )davalı asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğunun ortadan kalkmayacağı sadece nafakanın miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.