Mesajı Okuyun
Old 18-09-2008, 12:36   #8
v. Aynur

 
Varsayılan

(6762 S. K. m. 598, 599)

Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 10. Hukuk Hakimliğince verilen 19.10.1979 tarih ve 355/547 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.9.1980 günde davalı avukatı Yurtay Gökay gelip davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukat dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkili şirketin bankadaki kredi hesabı dolayısı ile teminat olarak bankaya verdiği 136.000 liralık senedin bilahare banka ile yapılan portokolde karşılıksız kalması sonucu şirketin müdürü olan dava dışı Bülent Yamanoğluna iade edildiğini vade ve lehtar haneleri boş olarak verilen bonoyu bu kişi doldurarak ve vade tarihinde de tahrifat yaparak durumu bilen davalı Sabri'ye ciro ettiğini ve onun tarafından da icra takibine konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin bu bono ile borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında bononun bedelsiz olmadığı gibi müvekkilinin hüsnüniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanılan delillere, tanık anlatımlarına ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak bononun karşılıksız kaldığı gibi tahrif edilmiş senedi devir alan davalının da kötüniyetli olduğu görüşü ile davanın kabulüne ve davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Bir bonoyu elinde bulunduran kimse, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. TTK. 598 Yine TTK. 599. maddesi gereğince borçlu hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan defileri hamile karşı ileri süremez; meğerki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlarının zararına hareket etmiş olsun. Olayda davacılar senet lehtarı Asbes Sanayi Kool.Şti. lehine düzenlenmiş oldukları iş bu dava konusu bononun karşılıksız olduğunu ileri sürmüşlerse de bu hususu kanıtlayamadıkları gibi biran için senedin bedelsiz olduğu kabul edilse dahi bu hususun TTK.nun 599 ncu maddesi gereğince davalı hamile karşı ancak onun senedin karşılıksız olduğunu bile bile davacılar zararına heraket etmiş olduğunun ispatı suretiyle davalıya karşı ileri sürmesi mümkün olabilir. Oysa, davalının senedin karşılıksız olduğu bile bile davacılar zararına senedi iktisap ettiği yönü hiç bir şekilde ispat edilmiş değildir. Senet üzerindeki rakkamla yazılmış vade tarihindeki bir tek rakkamın o da vadeyi uzatacak nitelikte olmak üzere değiştirilmiş olması TTK.nun 599 ncu maddedeki şartların varlığını kabul için yeterli değildir. Kaldı ki vade tarihi yazı ilede yazılmış olup onda hiçbir değişiklik yapılmış değildir. Bu durumda mahkemenin sırf bu tarihi değişikliği nedeniyle davalıyı kötü niyetli addederek yazılı olduğu şekilde karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINANA, davalının iş bölümü yönünden süresinde ve davanın devamında bir itirazı mevcut olmadığından buna ilişkin temyiz itirazlarının reddine davalı vekili duruşmaya geldiğinden 3000 lira duruşma avuakatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.9.1980 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
11.HD., 1980/3232 Esas,1980/3895 Karar