Mesajı Okuyun
Old 23-09-2006, 16:08   #5
Adilyaşam

 
Varsayılan

makalenin devamı ...
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri, radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesine ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esas ve yöntemleri düzenlemektedir. Bu nedenle bu yasa ifade özgürlüğü yönünden önemlidir. Bu yasada uyum yasaları ile birçok değişiklik yapılmıştır. 15.5.2002 tarih ve 4756 sayılı yasanın 2. maddesiyle Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4/I maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklik ile, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılmasının önündeki hukuki engeller kaldırılmış ve yayın olanağı güvence altına alınmıştır. Bu değişiklikle bu yayınların çerçevesinin RTÜK tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği düzenlenmektedir. Aynı Kanunun 4/f ve 4/v maddesi değişiklikleriyle, yayın ilkeleri arasında yer alan ve çok eleştirilen “Kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında kişilerin özel hayatının yayın konusu yapılmaması” ifadesi ve muğlak bir ifade olan “karamsarlık, umutsuzluk, kargaşa ve şiddet eğilimlerini körükleyici” ifadeleri madde kapsamından çıkartılarak özel hayatın gizliliğine ve ifade özgürlüğünün genişletilmesine yönelik olarak düzenlemeler yapılmıştır. 26. madde değişikliğiyle de yeniden iletim konusu açıklığa kavuşturularak, Avrupa Sınır ötesi Televizyon Sözleşmesine uyum sağlanmaktadır. Gerçekleştirilen değişikliklerle ayrıca, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçeleri öğrenmelerinin önündeki hukuki engeller kaldırılmakta ve bu dil ve lehçelerin özel kurslarda öğrenilmesi konusunun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmaktadır. Bu değişiklik bağlamında, AB'ye uyum çerçevesinde TBMM'de kabul edilen ve 19 Temmuz 2003'de yürürlüğe giren 4928 sayılı yasa paketi içinde yer alan "kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir" hükmü çerçevesinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nca hazırlanan yönetmelik, 25 Ocak 2004 tarih ve 25357 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 4. maddesinde “Yayınların Türkçe yapılması esastır. Yayınlarda Türkçe’nin özellikleri ve kuralları bozulmadan konuşma dili olarak kullanılması, çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili olarak gelişmesi sağlanmalıdır. Münhasıran Türkçe’den başka bir dil ve lehçede yayın yapılamaz. Ancak, bu yönetmelik çerçevesinde Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir” hükmü getirilmiştir. Böylece ifade özgürlüğü ve kültürel haklar bakımından ilerleme sağlanmıştır. Yönetmeliğin yayın esaslarını düzenleyen 5. maddesinde ise sınırlamalar getirilmiştir. Bu düzenlemede, “Kamu ve özel ulusal radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda Üst Kurul’dan izin almak suretiyle yayın yapılabilir. Bu dil ve lehçelerde sadece yetişkinler için haber, müzik ve geleneksel kültürün tanıtımına yönelik yayınlar yapılabilir. Bu dil ve lehçelerin öğretilmesine yönelik yayın yapılamaz. Kamu ve özel ulusal yayın lisansı sahibi radyo ve televizyon kuruluşları, bu dil ve lehçelerdeki yeniden iletim konusu yayınları da dahil olmak üzere; radyo kuruluşları günde 60 dakikayı aşmamak üzere haftada toplam beş saat, televizyon kuruluşları ise günde 45 dakikayı aşmamak üzere haftada toplam dört saat yayın yapabileceği” belirtilmiştir. Düzenlemede yayınlarda süre ve konu bakımından sınırlamalar getirilmiştir. Bu durum AB Komisyonunun Türkiye yönünden yayımladığı 2004 yılı ilerleme raporunda da eleştiri konusu yapılmıştır. Avrupa normlarına uyum yönünden bu sınırlamalar kaldırılmalıdır. Ayrıca bu şekilde yayın yapacak ayrı yayın kuruluşların önündeki yasal engel de kaldırılmalıdır. AB normları, AİHS ve AİHM kararları göz önüne alınarak bu düzenlemeler gözden geçirilmelidir.
İfade özgürlüğü ve kültürel hakların geliştirilmesi bakımından, 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanununun 1. ve 2. maddeleri 4771 sayılı uyum yasası ile değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçeleri öğrenmelerinin önü açılmış ve bu yöndeki hukuki engel kaldırılmıştır. Yasada bu konuda açılacak kurslar bakımından Milli Eğitim Bakanlığınca yönetmelik çıkarılacağı belirtilmiştir.
Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanun'daki değişiklik dayanak yapılarak hazırlanan, "Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Yönetmelik, 20 Eylül 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikte Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi amacıyla özel kurslar açılacağı kabul edilmiştir. Bu düzenleme Avrupa normlarına uygundur.