Mesajı Okuyun
Old 03-09-2007, 03:26   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz Ek 13. maddeye göre malül ve muhtaç bulunma şartı yer almaktadır. Ancak ikinci fıkrada çocuklar için malüllük şartının aranmayacağından bahsedilmektedir. Yani muhtaçlık şartı aranmaya devam edecektir.
Alıntı:

Ek Madde 13 - Fiili hizmet süresi 5 yılı doldurduktan sonra vefat eden iştirakçilerin, ölüm tarihinde, başkasının yardımı olmaksızın hayatlarını devam ettiremiyecek derecede malül ve muhtaç bulunan dul eşleri ile çocuklarına, yazı ile Sandığa müracaatlarını takibeden ay başından itibaren 15 yıl hizmet süresi üzerinden 68 inci maddedeki esaslara göre dul ve yetim aylığı bağlanır.
(Ek fıkra: 08/07/1971 - 1425/6 md.) Ancak, ölüm tarihinde 18 yaşını, orta öğrenimde 20 yaşını ve yüksek öğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış çocuklarda malüllük şartı aranmaz. Bunların aylıkları, öğrenim durumları da gözönüne alınarak, yukarıdaki yaşları doldurdukları tarihi takibeden aybaşından itibaren kesilir. Şu kadar ki, bunlardan aylıklarının kesilmesi gereken tarihlerde başkasının yardımı olmaksızın hayatlarını devam ettiremeyecek derecede malül ve muhtaç bulunanların aylıklarının ödenmesine devam olunur.
(Ek fıkra: 07/05/1986 - 3284/19 md.) Yukarıdaki hükümler, 22/06/1956 tarih ve 6741 sayılı Kanunla 53 üncü maddeye eklenen bent gereğince malüllük aylığı alanlardan ölenlerin dul ve yetimleri hakkında da uygulanır.
Aşağıdaki maddelerde ise muhtaçlığın tanımı yer almakta ve kurumun, TMK'ya göre bakmakla yükümlü olduğu halde muhtaç olan kimselere bakmayanlara üçüncü şahıs sıfatıyla dava dahi açabileceği vurgulanmaktadır. Bu koşullarda çocuğa maaş bağlanması söz konusu olmayacaktır.
Alıntı:

OTUZUNCU KISIM : Muhtaçlık

MADDE 108 - (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 27.04.2005 RGNO:25798 KANUN NO: 5335/3)

4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesi uyarınca 16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen asgarücretin net tutarından daha az aylık geliri olup, kendisini ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı da (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) olmayanlar bu Kanunun uygulanmasında muhtaç sayılırlar.
Muhtaçlık, dul ve yetimler tarafından tanzim ve imzaları ihtiyar heyetlerince tasdik edilecek beyan kağıtları üzerine daimi olarak oturdukları yerlerin bağlı bulundukları il veya ilçe idare heyetleri tarafından muhtaçlık sebepleri açıkça gösterilmek suretiyle verilecek mazbatalarla belirtilir.
Bu mazbatalara karşı ilgili veya Sandık tarafından Danıştayda dava açılabilir. Sandıkça itirazda bulunulması halinde netice alınıncıya kadar aylığın yarısı ve toptan ödeme, kesenek iadesi ve ikramiye gibi ödemelerin tamamı emanet olarak Sandıkta alıkonulur.

Alıntı:

MADDE 111 - Sandık Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olanlar tarafından bakılmadığından veya bağlanan nafaka veya sağlanan menfatin azlığından dolayı muhtaç durumda olmaları hasebiyle aylık bağladığı dul ve yetimlerin bakmaya mecbur yakınları aleyhine gerekli nafakanın bağlanması veya bağlanan miktarın artırılması için doğrudan doğruya veya üçüncü şahıs sıfatiyle dava açmaya yetkilidir.