Mesajı Okuyun
Old 07-12-2011, 14:36   #265
Av. Nezih Sütçü

 
Varsayılan

Kanımca derhal HMK m 107/1-2 ve m 109/2 hükümlerinin hak arama özgürlüğünü engellediği dikkate alınarak Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulması, bu maddelerin iptali için mücadele başlatılması gerekmektedir. Çünkü;

a)Bir hukuk devletinde her uyuşmazlığa uygulanacak usul hükümlerinin çok açık ve belirli bir şekilde düzenlenmesi gerekir.

b)Ayrıca, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi veya talep konusunun miktarının, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olmasını dava tarihinde öğrenmesi mümkün olmayan davacının belirli bir yönde dava açmanın olumsuz sonuçlarına (yargılama giderleri, zamanaşımı vs) katlanmak zorunda bırakılması hukuki güvenlik ilkesi ile de bağdaşmamaktadır.

c)Hakimin taktirine göre hükmedilecek miktarın belirleneceği davalarda (özellikle manevi tazminat davaları ve BK m 42-43-44 maddelerinin uygulandığı davalarda) alacağın tam ve kesin olarak belirlenmesi hakim kararı ile mümkündür. Bu tür belirsiz alacak veya tespit davalarında hakim kararının olmadığı bir aşamada talebin netleştirilmesi zorunluluğu getirilmesi hak arama özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır.

d)Yargılama devam ederken, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak ne olacağı veya belirleneceği konusunda davacı veya vekilini, hakimle temas haline geçmeye yönlendiren düzenleme, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine de aykırıdır.