Mesajı Okuyun
Old 25-07-2012, 22:11   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yefe
Herkese kolay gelsin .arkadaşlar acilen T.C.K md. 80 ile ilgili yargıtay kararlarına ihtiyacım var. Yardımcı olabilirseniz çok mutlu olacağım.Şimdiden teşekkürler

Somut olayı, almak istediğiniz yardımın konusunu aktarsanız daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz. Yine de aşağıya 1-2 karar ekliyorum. Saygılar.


T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2008/12293

K. 2010/7489

T. 13.5.2010

• FUHUŞ YAPTIRMAK MAKSADIYLA İNSAN TİCARETİ SUÇU ( Çaresizliklerinden Yararlanarak Rızalarını Elde Etmek Suretiyle Kişileri Tedarik Eden Kaçıran Bir Yerden Başka Bir Yere Götüren veya Sevk Eden Barındıran ...” Şeklinde Düzenlenen Suçun Unsurlarının Oluşmadığı )

• İNSAN TİCARETİ SUÇU ( Fuhuş Yaptırmak Maksadıyla - Çaresizliklerinden Yararlanarak Rızalarını Elde Etmek Suretiyle Kişileri Tedarik Eden Kaçıran Bir Yerden Başka Bir Yere Götüren veya Sevk Eden Barındıran ...” Şeklinde Düzenlenen Suçun Unsurlarının Oluşmadığı )

1412/m.321, 322

5237/m.53, 80

ÖZET : Fuhuş yaptırmak maksadıyla insan ticareti suçunun 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 80. maddesinin suç tarihinde yürürlükte olmadığı ve sanıkların eyleminde 5237 sayılı Kanunun 5560 sayılı kanunla değişmeden önceki 80. maddesindeki “Zorla çalıştırmak veya hizmet ettirmek, esarete veya benzeri uygulamalara tabi kılmak, vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden, barındıran ...” şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanıklar hakkında insan ticareti suçundan hüküm kurulması, yasaya aykırıdır.
DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hükmolunan hapis cezasının süresine göre sanıklar A. A. A. ve E. A. müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteğinin CMUK'un 318. maddesi uyarınca oybirliği ile REDDİNE,
Tüm sanıklar yönünden dosya üzerinden yapılan incelemede;
I- Sanık A. A. A. hakkında İnsan Ticareti ve Kanunun Suç Saydığı Fiilleri İşlemek Amacı ile Örgüt Kurma ve Yönetme, sanık A. K. hakkında Kanunun Suç Saydığı Fiilleri İşlemek Amacı ile Örgüt Kurma ve Yönetme, sanıklar E. A. ve Z. K. hakkında Kanunun Suç Saydığı Fiilleri İşlemek Amacı ile Kurulan Örgüte Üye Olmak suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan C. Savcısı’nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar A. A. A., A. K., E. A., Z. K. ve S. E. hakkında fuhuş suçundan kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak:
5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesi uyarınca uygulama yapılırken, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince sanıkların c bendinde sayılan haklardan kendi alt soyları üzerindeki velayet hakkı, vesayet veya kayyımlığa ait haklardan koşullu salıverilmeye kadar yoksun bırakılacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirdiğinden hükmün CMUK'un 321. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), ancak bu aykırılığın CMUK'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerden “sanıklar hakkında TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına” ilişkin kısmın çıkarılarak, yerine “sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53/1-3 madde ve fıkraları uyarınca c bendinde sayılan haklardan kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkı, vesayet ve kayyımlığa ait haklardan koşullu salıverilmeye kadar, madde ve bendlerde sayılan diğer haklardan ise hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin ( DÜZELTİLEREK ONANMASINA ),
III- Sanıklar A. K, E. A. ve Z. K. hakkında insan ticareti suçundan kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Fuhuş yaptırmak maksadıyla insan ticareti suçunun 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 80. maddesinin suç tarihinde yürürlükte olmadığı ve sanıkların eyleminde 5237 sayılı Kanunun 5560 sayılı kanunla değişmeden önceki 80. maddesindeki “Zorla çalıştırmak veya hizmet ettirmek, esarete veya benzeri uygulamalara tabi kılmak, vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden, barındıran ...” şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanıklar hakkında insan ticareti suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı ( BOZULMASINA ), 13.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.





T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2010/1440

K. 2010/5953

T. 15.4.2010

• İNSAN TİCARETİ YAPMA ( Oluşması Öncelikle Mağdurun İradesini Etkileyen Hareketlerin Gerçekleştirilmesine ya da Onun Zor Durumundan İstifade Edilmesine Bağlı Olduğu )

• ZORLA FUHUŞ YAPTIRMA VEYA TEŞVİK ETME ( İnsan Ticareti Suçunun Oluşması Öncelikle Mağdurun İradesini Etkileyen Hareketlerin Gerçekleştirilmesine ya da Onun Zor Durumundan İstifade Edilmesine Bağlı Olduğu )

• KANDIRMA UNSURU ( İnsan Ticareti - Mağdurun Türkiye'de Evli Kız Kardeşi Bulunduğu Kardeşinin Yanına Gitmeyip Sanığın Yanına Geldiği Onunla Kalıp Fuhuş Yaptığı ve Anlaşmazlığa Düşünce Ayrılıp Otelde Kaldığı Anlaşıldığı Olayda Kandırma Unsurunun Gerçekleşmediği )

5237/m.80, 227/2-4

ÖZET : İnsan ticareti suçunun oluşması öncelikle mağdurun iradesini etkileyen hareketlerin gerçekleştirilmesine ya da onun zor durumundan istifade edilmesine bağlıdır. Mağdurun önceden Türkiye'ye çok sayıda giriş ve çıkış yaptığı ve Türkiye'de evli kız kardeşi bulunduğu, kardeşinin yanına gitmeyip sanığın yanına geldiği, onunla kalıp fuhuş yaptığı, anlaşmazlığa düşünce ayrılıp otelde kaldığı anlaşıldığı olayda, kandırma unsurunun gerçekleşmediği gözetilmelidir.
DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 80. maddesindeki insan ticareti suçunun oluşması, öncelikle mağdurun iradesini etkileyen hareketlerin gerçekleştirilmesine yahut onun zor durumundan istifade edilmesine bağlıdır. Failin önce mağdura "tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek biçiminde bir harekette bulunması gerekir. Failin bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden en az birisinin, hem de amaç hareketlerden en az birisinin birarada bulunması gerekir. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler aracılığıyla mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli, daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler yapılmalıdır. Araç hareketlerin ortak özelliği, bu hareketlerin mağdurun iradesi üzerinde etkide bulunması, mağdurun iradesini sakatlaması, mağdura istemediği bir şeyi yaptırmasıdır. Kandırma Şilinden bahsetmek için, bir kimsenin yanıltılarak ve aldatılarak iradesinin sakatlanıp bir işin yapılmasına razı edilmesi gerekir. Başka bir deyişle kandırmanın içeriğinde hile yapmak, aldatmak ve hataya sevk etmek esastır. Fail mağdura öyle şeyler söylemeli ki mağdur da bunlara inanarak aslında yapamayacağı şeyleri yapma durumuna girmelidir. Yani mağdurun rızasını verdiği şeyle, failin rızasını aldığı şey farklıdır.
Somut olayda kandırma Şilinin gerçekleştiği söylenemez. Çünkü mağdurun pasaport bilgilerine göre evvelce Türkiye'ye çok sayıda giriş ve çıkış yaptığı anlaşılmaktadır. Erzurum ilinde evli kız kardeşi de bulunmaktadır. Türkiye'de kardeşi olmasına rağmen onun yanına gitmeyip sanığın yanına gelmiş, onunla birlikte kalarak fuhuş yapmaya başlamıştır. Sanık ile anlaşmazlığa düşmesi üzerine de evden ayrılıp, bir otele yerleşip yaşamına devam etmiştir. Bu oluşa göre; kandırma unsurunun gerçekleşmediği gibi, çaresizliğinden yararlanılarak rızasının elde edildiği de söylenemeyeceğinden atılı suçtan beraatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Çaresizliğinden yararlanılarak fuhuşa teşvik ve aracılık suretiyle fuhuş yaptırmak suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, bu hususlara yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir, ancak:
Mahkeme sanığın evlendirme vaadiyle oluşturduğu hileli yöntemlerle mağdureyi kandırarak, yol giderlerini de kendisi karşılamak suretiyle Türkiye'ye getirdiği, daha sonra da dönüş ve diğer ihtiyaçları için parası bulunmayan mağdurenin bu çaresizliğinden yararlanarak onu fuhuş yapmaya zorladığı ve mağdureyi ikna etmek suretiyle fuhuş yapmasını sağladığı kabul edilmiş ise de; olayda failin mağdur üzerinde cebir veya tehdit kullanması ya da mağdura hile yapması veya onun çaresizliğinden yararlanması unsuru bulunmamaktadır. Çaresizlikten söz edebilmek için kişinin muhtaç durumda bulunması, bu muhtaç halin yarattığı sonuçtan yararlanılarak sömürülmesidir. Buradaki çaresizlikten; hayatını devam ettirmek, bir yerde kalmak ve iş bulmak konusunda yapacak bir şeyi olmayan kimseyi anlamak gerekir. Halbuki mağdure üstesinden gelemeyeceği bir çaresizlik ortamında bulunmamaktadır. Olayda fuhuş yaptırmak suçunun ağırlaştırıcı nedeni gerçekleşmediği halde, hatalı kabul ve değerlendirme ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 227. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), bozma nedenine ve tutuklulukta kaldığı süreye göre sanık Pustakhanım'ın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ve hükümlü bulunmadığı takdirde derhal tahliyesinin sağlanması için Yargıtay C.Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına, 15.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2007/8697

K. 2009/13101

T. 20.10.2009

• İNSAN TİCARETİ ( Sanığın 15 Yaşından Küçük Mağdurları İkna Edip Hırsızlık Yaptırmak Amacıyla Götürmek İsterken Bilet Alacağı Sırada Yakalanması - Eyleminin Mağdur Sayısınca Suç Oluşturacağı )

• HIRSIZLIK YAPTIRMAK AMACIYLA KÜÇÜKLERİ BAŞKA ŞEHİRE GÖTÜRMEK ( İkna Ederek/Sanığın Bilet Alacağı Sırada Yakalanması - Mağdur Sayısınca İnsan Ticareti Suçu Oluşturacağı/Ağır Ceza Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Sanığın 15 Yaşından Küçük Mağdurları İkna Edip Hırsızlık Yaptırmak Amacıyla Götürmek İsterken Bilet Alacağı Sırada Yakalanması - Ağır Ceza Mahkemesinin Görevli Olduğu/İnsan Ticareti Suçu )

5237/m. 80

ÖZET : Sanığın suç tarihinde 15 yaşından küçük mağdurları ikna edip hırsızlık yaptırmak amacıyla götürmek isterken, bilet alacağı sırada yakalandığının anlaşılması eyleminin, mağdur sayısınca insan ticareti suçunu oluşturacağı ve delilleri değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmelidir.
DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Olay ve dosya kapsamına göre sanığın, suç tarihinde "15" yaşından küçük olan mağdurları ikna edip hırsızlık yaptırmak amacıyla İstanbul'a götürmek istediği ve bu nedenle Diyarbakır otogarına geldiği, bilet alacağı sırada firma görevlisinin şüphelenerek durumu kolluk kuvvetlerine ihbar etmesi sonucunda yakalandığının anlaşılması karşısında, eyleminin kanıtlanması halinde mağdur sayısınca TCK'nın 80. maddesinde tanımlanan insan ticareti suçunu oluşturabileceği, bu suçtan yargılama yapma ve kanıtları değerlendirme görevinin ise Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı biçimde hüküm kurulması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, esası incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca kazanılmış hak saklı kalmak üzere ( BOZULMASINA ), 20.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2007/1862

K. 2008/5276

T. 8.5.2008

• HÜRRİYETİ TAHDİT ( Sanıkların Birlikte Hareket Ederek Yabancı Uyruklu Mağdureleri Para Karşılığı Fuhuş İçin Tedarik Ettiklerinden Suçun Oluştuğu - Fuhuş Yaptırmak Maksadıyla İnsan Ticareti Suçunun Düzenlendiği 5237 Sayılı Yasa'nın Suç Tarihinde Yürürlükte Olmadığı )

• FUHUŞ YAPTIRMAK ( 21 Yaşını Bitirmiş Mağdureyi Cebir ve Şiddet Kullanarak Fuhuş İçin Tedarik - Sanıkların Birlikte Hareket Ederek Yabancı Uyruklu Mağdureleri Para Karşılığı Fuhuş İçin Tedarik Ettiklerinden Suçun Oluştuğu )

• İNSAN TİCARETİ YAPMAK ( Fuhuş Yaptırmak Maksadıyla İnsan Ticareti Suçunun Düzenlendiği 5237 Sayılı Yasa'nın Suç Tarihinde Yürürlükte Olmadığının Gözetileceği )

• PARA KARŞILIĞI FUHUŞ İÇİN TERARİK ( 21 Yaşını Bitirmiş Mağdureyi Cebir ve Şiddet Kullanarak - Sanıkların Birlikte Hareket Ederek Yabancı Uyruklu Mağdureleri Para Karşılığı Fuhuş İçin Tedarik Ettiklerinden Suçun Oluştuğu )

5237/m.80

765/m.179, 201/b, 436/1

ÖZET : Sanıkların birlikte hareket ederek yabancı uyruklu mağdureleri para karşılığı fuhuş için tedarik ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanıkların eyleminde 765 sayılı TCK 'nın 201/b madde ve fıkrasındaki unsurların oluşmadığı, fuhuş yaptırmak maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 5237 sayılı Yasa'nın suç tarihinde yürürlükte olmadığı gözetilerek, sanıkların suç tarihine göre 21 yaşını bitirmiş mağdureyi cebir ve şiddet kullanarak fuhuş için tedarik ve hürriyeti tahdit suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Teşekkül halinde fuhuş amacıyla insan ticareti suçundan sanıklar Tatyana, Fatih, Ali Rıza, Serdar, Hatice, Süleyman, Mehmet, Hasan, Nuri'nin yapılan yargılamaları sonunda; sanıklar Hatice, Hasan, Nuri, Süleyman, Tatyana, Ali Rıza'nın 765 sayılı TCK'nın 201/b-l, 2 maddesi uyarınca hükümlülüklerine, sanıklar Mehmet, Fatih, Serdar'ın beraatlerine dair ( Aydın Birinci Ağır Ceza Mahkemesi )'nden verilen 30.03.2006 gün ve 350 esas, 158 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi o yer C.Savcısı ve sanıklar Süleyman, Tatyana, Nuri, Ali Rıza, Hatice, Hasan müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 23.02.2007 günü Daireye gönderilmekle incelendi; gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hükmolunan cezanın süresine göre sanıklar Süleyman, Hasan ve Nuri müdafiinin duruşma isteğinin CMUK'nın 318. maddesi uyarınca oybirliğiyle ( REDDİNE ),
Tüm sanıklar hakkında dosya üzerinde yapılan incelemede;
1- Sanıklar Mehmet, Fatih ve Serdar hakkında kurulan hükme yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan, o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, bu sanıklar hakkındaki hükmün istem gibi oybirliğiyle ( ONANMASINA ),
2- Sanıklar Süleyman, Tatyana, Nuri, Ali Rıza, Hatice ve Hasan hakkında insan ticareti suçundan kurulan hükme yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarına gelince;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,
Ancak;
Ukrayna uyruklu mağdure İryna isimli kişi ile Ukrayna'da çalışan Deniz isimli şahıs ile irtibat kuran sanıklar Tatyana ve Süleyman'ın mağdureyi iş bulma vaadiyle Türkiye'ye çağırdıkları, ülkemize gelen mağdurenin İstanbul'da havaalanında sanık Nuri tarafından karşılanarak Kuşadası'na getirildiği, Nuri'nin mağdureyi sanıklar Tatyana ve Süleyman'a teslim ettiği, bu şahısların birlikte cebir, şiddet, tehdit, hile ile mağdureyi fuhuşa yönelttikleri, mağdurenin karşı çıkması ve sorunlar çıkarmaya başlaması üzerine Antalya'da "sattıkları", bir süre burada çalışan mağdureyi Aykut ismiyle tanınan sanık Ali Rıza'nın satın alarak tekrar Kuşadası'na getirdiği ve burada faaliyet gösteren sanık Hasan'ın İşlettiği L. S ... Otel isimli otele gayriresmi olarak evli olduğu ve fuhuş amaçlı kadın satan Hatice'nin odasına yerleştirdiği, aynı odada mağdure Olesea isimli bir bayanın da bulunduğu, sanıkların birlikte hareket ederek mağdurelerl para karşılığı fuhuş için tedarik ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanıkların eyleminde 765 sayılı TCK'nın 201/b madde ve fıkrasındaki "zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak ... " şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, "fuhuş yaptırmak" maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmadığı gözetilerek, sanıklar hakkında suç tarihinde 21 yaşını bitirmiş olan mağdureyi cebir ve şiddet kullanmak suretiyle fuhuş için tedarik ve hürriyeti tahdit suçlarından 765 sayılı TeKfnın 436/1. fıkra 2. cümlesi ve 179. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, aynı yasanın 201/b madde ve fıkrası uyarınca yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar Süleyman, Tatyana, Nuri, Ali Rıza, Hatice ve Hasan müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı ( BOZULMASINA ), 08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2007/952

K. 2008/4070

T. 15.4.2008

• FUHUŞA TAHRİK ( Sanıkların Fuhuş Yapmak İçin Kendi Rızasıyla Türkiye'ye Giriş Yapan 21 Yaşını Bitirmiş Mağdurelerin Yurtta Kalmalarına İmkan Sağlama - Fuhuşla Mücadele Tüzüğü Kapsamında Kalıp Kalmadığının Değerlendirilmesi Gerektiği )

• İNSAN TİCARETİ ( Mağdureler Üzerinde Cebir ve Şiddet veya Tehdit veya Nüfuz İcrası Yahut Hile Kullanıldığı Yolunda İddia ve Delil de Bulunmadığından 765 Sayılı TCK’nun 436. Maddesinde Tanımlanan Suçun Unsurlarının Oluşmadığı )

• SAHTE NÜFUS CÜZDANI TANZİM ETME ( Sanıkların Fuhuş Yapmak İçin Kendi Rızasıyla Türkiye'ye Giriş Yapan 21 Yaşını Bitirmiş Mağdurelerin Turist Vizelerinin Bitmesi Üzerine Sahte Kimlik Temin Etmek Suretiyle Yurtta Kalmalarına İmkan Sağladıkları )

• FUHUŞLA MÜCADELE TÜZÜĞÜ ( Mağdureler Üzerinde Cebir ve Şiddet veya Tehdit veya Nüfuz İcrası Yahut Hile Kullanıldığı Yolunda İddia ve Delil de Bulunmadığından 765 Sayılı TCK’nun 436. Maddesinde Tanımlanan Suçun Unsurlarının Oluşmadığı - Tüzük Kapsamında Kalıp Kalmadığının Değerlendirilmesi Gerektiği )

765/m.201/b,436

5237/m.80

ÖZET : Sanıkların fuhuş yapmak için kendi rızasıyla Türkiye'ye giriş yapan, 21 yaşını bitirmiş mağdurelerin turist vizelerinin bitmesi üzerine sahte kimlik temin etmek suretiyle yurtta kalmalarına imkan sağladıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinde 765 sayılı TCK.nun 201/b madde ve fıkrasındaki "zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak ..." şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, "fuhuş yaptırmak" maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK.nun 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmadığı, ayrıca mağdureler üzerinde cebir ve şiddet veya tehdit veya nüfuz icrası, yahut hile kullanıldığı yolunda iddia ve delil de bulunmadığından, 765 sayılı TCK.nun 436. maddesinde tanımlanan sucun unsurlarının da oluşmadığı, ancak sanıkların eylemlerinin koşulları varsa Fuhuşla Mücadele Tüzüğü kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı yasanın 201/b madde ve fıkrası uyarınca yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir.
DAVA : İnsan ticareti ve sahte nüfus cüzdanı tanzim etme suçlarından sanıklar Elvira Covaş, Faik Türkan ve Fehim Keserci'nin yapılan yargılamaları sonunda; hükümlülüklerine dair ( İSTANBUL ) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.10.2005 gün ve 303 esas, 161 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafiileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 2.2.2007 günü daireye gönderilmekle incelendi:
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : I- Sanıklar Elvira Covaş, Faik Türkan ve Fehim Keserci haklarında insan ticareti suçundan kurulan hükümlere ilişkin yapılan incelemede;
1- Sanıklar Elvira Covaş ve Faik Türkan haklarında insan ticareti suçundan kurulan hükümlere ilişkin olarak;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,
Ancak;
Oluş ve tüm dosya içeriğinden, sanıkların fuhuş yapmak için kendi rızasıyla Türkiye'ye giriş yapan, 21 yaşını bitirmiş mağdurelerin turist vizelerinin bitmesi üzerine sahte kimlik temin etmek suretiyle yurtta kalmalarına imkan sağladıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinde 765 sayılı TCK.nun 201/b madde ve fıkrasındaki "zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak ..." şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, "fuhuş yaptırmak" maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK.nun 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmadığı, ayrıca mağdureler üzerinde cebir ve şiddet veya tehdit veya nüfuz icrası, yahut hile kullanıldığı yolunda iddia ve delil de bulunmadığından, 765 sayılı TCK.nun 436. maddesinde tanımlanan sucun unsurlarının da oluşmadığı, ancak sanıkların eylemlerinin koşulları varsa Fuhuşla Mücadele Tüzüğü kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı yasanın 201/b madde ve fıkrası uyarınca yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık Fehim Keserci hakkında insan ticareti suçundan kurulan hükme ilişkin olarak yapılan incelemede;
Tüm dosya içeriğinden, sanığın atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunmaması karşısında, beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
II- Sanıklar Elvira Covaş, Faik Türkan ve Fehim Keserci haklarında sahte nüfus cüzdanı düzenlemek suçundan kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince;
Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesindeki koşulların varlığı halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı ( BOZULMASINA ), 15.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.