İstanbul'da yaşadığım için senelerdir şükreden ben korkuyorum artık bu şehirden..

İstanbul Barosu'nun yer aldığı İstiklal Caddesi üzerindeki Orhan A. Apaydın sokağı ve Staj Eğitim Merkezinin olduğu yeri bilenler oraların aslında ne kadar hareketli,kalabalık yerler olduğunu da bilirler.Sağda solda şık, güzel ve değişik dizaynlı cafe, cafe-bar, restorant tarzı birçok yer vardır oralarda..Kalabalıktır, kimi gazetesini okur,kimi tavla oynar,kimi salatasını yer,kimi birasını yudumlar..Oysa bir de görmek istemediğimiz kısmı vardır bu şehrin sokaklarının..

Dün İstanbul Barosu'ndan saat 16.30 sıralarında çıktım ve staj eğitim merkezine doğru yürümeye başladım.Bahsettiğim hareketli yerlerden,kalabalığın arasından geçerken karşıdan iki kişinin, yürüdüğüm yönün aksine yani bana doğru hafif sallanarak yaklaştıklarını farkettim.Bu yüzü gözü karalar içindeki neredeyse çocuk yaştaki kişiler 'Tinerci' dediklerimizdendiler. Etrafı rahatsız etmek ister gibi bir halleri vardı. Çok yavaşça yürüdüğüm çizgiyi değiştirip yana doğru kaydım uzaktan geçmek için. Tam yanyana geldiğimizde ani bir hareketle üstüme gelip çantamın olduğu tarafa koca bir yumruk indirdi biri..İçinde kitap ve ajandam olan büyükçe çantam beni korudu o yumruktan..

Bu 22 senedir İstanbul'da başıma gelen ilk kötü olay diyebilirim.Ama şehrin gittiği duruma bakılırsa hiçbirimiz için son olmayacak.Ben sevdiğim bu şehirde güvenle yaşamak ve yolda çantama sıkı sıkı sarılmadan rahatça yürümek istiyorum. 'Ya bu deveyi güdeceksin ya da bu diyardan gideceksin' dememeli kimse..Lütfen artık biri Türkiye'nin en önemli şehri olan İstanbul'un bu çığrından çıkan haline dur demek için birşeyler yapsın.Yoksa herkes kendini güvende hissetmek için yanında silah mı taşısın???